A ha, işte Hakan Günday’ın yine bir “Ben acıların çocuğuyum” kitabı. Yine bir Allah bana güzel bir aile, iyi bir yuva, bir eli yağda bir eli balda bir yaşam vermiş ama benim totomo rahat battığı için atın beni denizlere kitabı. Azil | Asil Kitabın…
Bir kuyumcudaki alışverişten nasıl 200 sayfalık kitap çıkabilir? Bu. Bütün kitabın olayı bu. Bir turist kafilesi dev bir kuyumcu “center”ına gidiyor. Buradaki tezgahtarlar, bu turistleri kafalamaya çalışıyor. Kim kimi kafalıyor o belli değil ama. İşte bütün kitabın özütü bu. Malafa | Kuyumcu Esnafı Bir…
Al işte. Gene bir hayattan ne istediğini bilmeyen, yiyeyim içeyim gezeyim tozayım ama hafazanallah asla çalışmayayım insanları. Bir de nasıl buluyor bunlar birbirlerini. “Kinyas ve Kayra”da hadi iki kişiler. (Bkz: Kinyas ve Kayra) Burada dört kişi var ve dördü de aynı lacivertin tonu. Nasıl…
Yine karanlık, depresif bir Hakan Günday eseri. Zargana: Acıların Çocuğu Zargana, sokaklarda hayatta kalmaya çalışan bir çocuk. Bir Hakan Günday romanında yer aldığı için türlü kötülüklere maruz kalması ve kendisinin de türlü kötülükler yapması gerekir. Tecavüz, hırsızlık, cinayet gibi. Bu olaylar Hakan Günday romanları…
Televizyondaki programlar için akıllı işaretler var ya, bence bunlardan kitaplarda da olmalı. Bu kitabın üzerinde “+ 18″‘ ve “Olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar” ibaresi olmalı mesela. Kan, şiddet, ahlaksızlık… vb içeriyor bolca. O yüzden sadece yetişkinler okusun. Kinyas ve Kayra | Varoluş Sancıları Kinyas ve…
Öncelikle haksız yere içeride bulunduğundan yakınıyor. Ama bunu tevekkülle karşılamaya çalıştığından bahsediyor. İçerideki zamanını iyi değerlendirmeye gayret etmiş. Bu gayret çerçevesinde dualar, Mesnevi, tasavvuf... bu tür şeylere ilgi duymaya başlamış. Hayatının anlamını ve orada olma sebebini sorgulamış.…
Memleket ahvali bir film şeridi gibi gözünüzün önünden akıyor okurken. Ayrıca kitapta adı geçen şarkıları karekodla dinlemek mümkün. 100 Şarkıda Memleket Tarihi | İstiklâl Marşı Kitabın açılışı İstiklâl Marşı ile. İstiklâl Marşı yokken, marş çalınmasını gerektiren organizasyonlarda, “Hamsi Koydum Tavaya”, “Entarisi Ala Benziyor” çalınmış,…
Norveçli bir lise öğretmeni 1960’lar sonu ve devamında öğretmenliğini yaptığı çocukların nesli ile kendi gençliğindeki nesli karşılaştırıyor, çeşitli çıkarımlar yapıyor, bu arada demokratik bir ülke olan Norveç’in siyasi yapısından memnun olmayıp komünizme sıcak bakıyor, bu çevreden insanlarla birlikte oluyor, ardından ne yapıyorum ben diye…
Geç kalmanın korku yaratıp bir saplantıya dönüşmesinden bahsediyor yazar. Çocuklar bile okumayı hızlıca öğrenmeli, temel bilgilere hemen hâkim olmalı, çocukluktan hemen çıkmalı. Bu erken gelişme ise ardından erken ergenlik ve erken menopoz getiriyor, bunu hatırlatıyor yazar.…
Fransız bir kadın, Faslı bir adamla evlenip Fas’a gidiyor ve görüyor ebesinin örekesini. Ah be güzel kızım, bilmez misin ki bir erkeği Orta Doğu’dan çıkarabilirsin ama Orta Doğu’yu erkeğin içinden çıkaramazsın. Kitap bundan daha fazlasını anlatıyor ama benim için çarpıcı kısmı bu. Yoksa Fransa…