Yıllardır aynı konuda yazılmış o kadar çok hikaye okudum ve seyrettim ki ben de ters köşeden bir tane yazmayım diye düşünüyorum, ne dersiniz 😉 Kurtarıcı erkek kahramanlı binlerce hikayenin yanında skoru eşitlemez ama yazmaya kalksam şöyle bir öyküsü olurdu herhalde:
Öncelikle hikaye gelecekte geçerdi.
Gelecekte geçmeli çünkü erkekler gibi yazmaya kalksam yazacaklarım bu dönem için fantezi ötesi olur ancak. Bu yüzden yıl 2500 olsun. Bilmem yeter mi bu süre 🤔
Zaman, tamam.
Peki yer?
O da Mars olsun.
İnsanlık, Dünya’nın canına okuduğundan başta Mars olmak üzere çeşitli gezegenlerde koloniler kurulmuş olsun.
Zaman ve yer, tamam.
Sırada karakterler var.
Kadın karakteri zengin ve güçlü mü yapsam, fakir ve güçlü mü? Bak “güç” kesin var; maddi durumuna, işine karar veremedim.
Tamam buldum, çöpçü olsun.
2500’de çöpçülük önemli iş. Gezegenin çöpünü boşaltmakla görevli kadınımız. Öyle dünyadaki gibi kamyonla çöp toplamıyor herhalde. Uzay mekiği kullanıyor.
Çöpleri toplayıp başka bir gezegene götürüyor. Yaa evet, 500 yıl geçmiş ama hâlâ çöpten kurtulmanın yolu olarak onu başka bir yere istiflemekten öteye gidememiş insanlık.
Çöpçümüzün mekik pilotluğu haricinde başka yetenekleri de var; tüm dövüş tekniklerine hakim, ateşleyemediği silah yok; uçan, karada giden, yüzen her aracı kullanmayı bilen üstün bir varlık kendisi maşallah. Ahh tabi çok da güzel, bir o kadar da seksi.
Kusurları: Bağlanma problemi var, adamları cinsel obje olarak görüyor, uzun süreli tek bir ilişkisi yok. Oldukça kaba, sorunlarını konuşarak çözmek yerine yumruklarıyla çözen bir kadın. Empati kurabilmek gibi insani duygularının çoğu kendisinde yok. Teşhis konulsa tam bir sosyopat ama işte okur da seyirci de çoktan hayran oldu bile baş karakterimize.
Tüm bunlar okura/izleyiciye aktarıldıktan sonra sahneye, her şeyi değiştirecek o adam çıkar ve bir anda sihirli bir değnek değmişcesine o hovarda kadın gider, dünyanın en verici aşığına dönüşür çöpçümüz.
Böylece geldik erkek karaktere.
Kahramanımıza yeniden bir şeyler hissettiren adam, yakışıklı tahmin edebileceğiniz gibi. Yalnız dış görünüşü ne kadar hoş ise bu sanki aynı oranda aklını eksiltmek zorundaymış gibi zekası pek de parlak değil. Kadının bunca adam dururken niye bu zekadan yoksun, güzelliğinden başka bir özelliği olmayan bu adamı seçtiği muamma; saflığı hoşuna gidiyor herhalde. El değmemiş, bakir.
Adamın hikaye boyunca olur olmadık yerlerde başını belaya sokması ve çöpçümüzün gelip onu her defasında kahramanca kurtarması gerekli bir de. Mesela başları derde girdiğinde ve kadın kahramanımız ona mekikte kalmasını söylediğinde o buna uymasın, gidip düşmanın eline düşsün, çöpçümüzün işini iyice zorlaştırsın, gibi gibi…
Sırada her hikayenin olmazsa olmazı, kötü karakter var.
Evrenin tek hakimi olmak isteyen, tüm siyasi erki eline geçirmeye çalışan bir tiran olmadan hikaye eksik kalır.
Hiç kadın tiran yok, değil mi dünya tarihinde? Hımmm zaten bu hoş bir şey değil ama madem her şeyi ters çeviriyoruz, tiranımız da bir kadın.
Sonrası malum. Bir sürü savaş, savaş, savaş, dövüş, dövüş, dövüş. Sonunda tiran ve çöpçümüz teke tek, karşı karşıya gelir. Başlarlar vuruşmaya. Önce kahramanımız biraz pataklar tiranı. Sonra tiran tüm kötülüğü ile haince bir hamle yapar, tam bizimki öldü bitti derken, son bir hamleyle tahtalı köye yollar çöpçümüz tiranı ve tüm evreni tek başına 🙄 kurtarır.
Çok mu klişe oldu?!
Bence de.
İyi de kadına daima aptal, aciz, kurtarılmaya muhtaç rolü oynatmak kaydıyla senelerdir bu hikayeyi bize pişirip pişirip yeniden yediriyorlar. Bence artık “Doyduk biz, daha fazla almayalım” demenin zamanı geldi 😉
Kuledeki prenses rolünden sıkıldık.
Saçlarını kuleden aşağı uzatıp kendini kurtaracak prensi yukarı çekmek yerine pekala o saçı keser, bir yere bağlar, kendimiz de ineriz aşağı.
Didem Çelebi Özkan
10 YORUMLAR
Geç yaş 40
Saç 2 santim
Kulede kaldım
Sevgi ve saygılarımla
Şahsiyet sadece
Ahahahahahah “Kulede kaldım”a bayıldım 😉
Kesinlikle dizi teklifi gelir. Senaryoya başlamalısın patron 😎
Yaaa Gökçe inanılmaz tatlısın, çoook seviyorum seni 🤗❤️
Böyle bir hikaye nasıl yazılır.. Klişe gibi görünse bile derinlerde bir yerde bir amacı, mesajı olmalı ki sıradan olmasın. Okurken rahatça aksın gitsin… Bilimkurgu nedir bilsin, ruhunu hatmetmis olsun.. Karakterini iyi belirlesin… Yetti mi, yetmez. Bir de akıllı bir aşçı olsun eldeki malzemeyi kullanıp lezzetli bir yemek sunsun zor beğenenlere.. İyi de nereden bulacağız böyle bir yazarı.. Türkler zaten beceremez, hele kadınlar hiç beceremez. Ara ki bulasın..
Yaaaa Hasan Bey, ne diyeceğimi gerçekten bilemiyorum. “Ne saçma bir şey yazdım” diye korka korka yayınlamıştım oysa bu yazıyı. Öykü olarak bile nitelendirmediğim için Cadı Kazanı‘nın altında değil, köşe yazılarımın olduğu bölümde yayına soktum. Sonrasında başta siz olmak üzere, yorumları benim için inanılmaz değerli birkaç dostumdan aldığım beğeni mesajları önce oldukça şaşırttı ardından da inanılmaz mutlu etti. Çok çoooook teşekkür ederim. İyi ki varsınız 🤗🤗🤗
Üç gülücük koymayı unutmuşum… ☺️☺️☺️
😁😁😁 🤗🤗🤗
Gerçeğe baktığında saçlarını kesip kendini kuleden çıkaran ne kadar çok kadın oldu 😊 Ve sen her zamanki gibi tam parmak bastın 💜
Ve tanıdığım en güçlü kadınlardan biri olarak her türlü zindandan kendini -saçlarını kesmek pahasına- kurtarabildiğini defalarca şahit oldum. Super Woman’ım benim 🤗😘😘