Bazen bir şarkı, bin yıllık bir ağrıyı hatırlatır. İşte yine öyle bir şarkı dinledim. Ve yine geçmiş zamanlarla meşgul şimdi kalbim. Çocukluğumun kahramanları, ütopik ama saf hayallerim, içine asla kir bulaşmamış duygularım, kudretini gerçek sevgilerden alan o efsuni duruşum… Kendimle ve dünyayla barışık, her…
Kaybetmeye mahkûmuz. Bir film gibi seyredip parçalanan hayatları. İçerken kahvemizi sıcacık yuvamızda. Hiçbir şey olmamış gibi devam ederek hayatımıza. “Bana ne!" dedikçe başkasının acısına kaybetmeye mahkûmuz.…
Güçlüyü haklı, haklıyı suçlu çıkarma gayretinde yine haberler. Satın alınmış spikerler, piyon görevinde muhabirler. Emre amade metinler, pankartlar, manşetler… Dünyanın en yoğun nüfusuna sahip şehrinde bir katliama, bir soykırıma güzellemeler giydiriyorlar: “Meşru müdafaa hakkı!”…
Issızdım suyun dibinde ölümü tiye alıp, taş zerre kımıldamamış, ağırlığınca vakur duruşundan tanıdım onu. Yüzeyde bekleyen fotoğrafta sıcak bir yazın anısı, çözülüyor ölgün buzdan gözleri ışığın, bir girdap gibi iç içe geçiyoruz. Bir türlü birleşmiyor kaderimiz, yıldızların sahip olduklarına lanet olsun.…
Vakti gelince olur her şey. Tırtılın kelebek olması gibi zamanını bekler yaprağın ömrü. Beni aramaz oldu, bak telefon da açmadı günlerdir. Yüreğim titrek bir kuş kanadı. Bir şeyler değişti, değişiyor. Hiçbir şey aynı kalmıyor gülüm. Dağlar bile ayrılıyor birbirinden. Denizler kavuşuyor. Yerin üstündekiler altındakiyle…
Kalbimin tam direğinde, ışıkların telaşları dayanılmaz bir sevgiyi ellerinde tutuyorlar. Bana ulaşmaları an misali. Çiçeklerle bezediğim ruhumun en ince teli gülümserken ağlıyor için için. Unutulmanın burukluğu ah! O çoşkulu sevinçlerimin. Unutulmanın burukluğu çoşkulu sevinçlerim.…
Eylül dediğin sevginin kusursuz, koşulsuz halidir. En derin sevmelerin ihtişamı, insanın yüreğindeki gizlerine ihtimamıdır Eylül. Öyle üç beş kelimeyle anlatılamayacak kadar kadim bir sevgi, vazgeçilemeyecek kadar değerli bir inci, şiirlerin kalbine giden yolda, inatçı umudun ta kendisidir.…
Şaşırma sakın: Görmezden gelirler adımlarını ta ki adımların onlara yarayana dek. Alkışlamaya korkarlar, aşamazlar kendilerine olan aşklarını, sanırlar ki kendini sevmek başkalarının başarısızlığını istemektir. Ne büyük yanılgı, ne aciz bir bakış akış açısı, değil mi?…
Kuşkusuz bencillikten sıyrılmış gönüllerde yaşar aşk. Hesapsız yürür. Düne saygı duyar. Güne coşku katar. Yarına umutla bakar. Gönlü maddeyle hoş olana yakışmaz. Duruluğu, biraz deliliği, heyecanı sever aşk. Okyanus kadar engin olmayı bazen, bazen de azı paylaşmayı ama en çok katıksız samimiyeti sever aşk.…
Bu şiir tepeden bakmanın, yüksekte olmanın, böbürlenmenin ya da üstünkörü üstünlük taslamanın şiiri değildir; arşın şiiridir. Dilek tutarken, dua ederken, tüm hüzünlerine rağmen umudu ve içtenliği, sevgiyi ve berraklığı muhafaza edebilenlerin şiiridir.…