Kurgu Dışı

Çalınan Dikkat

11 Nisan 2023

Kitap: Çalınan Dikkat | Neden Odaklanamıyoruz? | Yazar: Johann Hari | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Çalınan Dikkat | Neden Odaklanamıyoruz? | Johann Hari

Çok bilgilendirici ve etkileyici bir kitap. Günümüz sorunlarından olan odaklanamamak ile ilgili çarpıcı şeyler anlatıyor. Dikkatimiz azalıyor, derinleşmek zorlaşıyor. Bu durumu salt bireysel değerlendirmiyor yazar. Daha geniş bakıldığında otorite figürlerini sorgulamamız, iklim krizi gibi konulara eğilmemiz, ilişkilerimizi sürdürebilmemiz… Hepsinin dikkat ve odaklanmakla ilgisi var.

Çalınan Dikkat | Hızlı Bilgi Akışı

İnternetten ve sosyal medyadan pek çok bilgi alıyoruz. Ancak bu bilgiler doğru mu, yanlış mı bilemiyoruz, manipüle edilebiliyoruz, manipüle edilmesek de bu defa bilgi akışına çok hızlı maruz kalıyoruz ve özümseyemiyoruz.

“Hayat hızlanırken biz de enformasyon sağanağı altında gitgide hiçbir şeye odaklanamaz hale gelirken, neden yeterince tepki olmamıştı?”

İşte odaklanamamaktan, bir konuyu yeterince özümseyememekten kaynaklanıyor tepkisizlik. Örneğin iklim krizi gibi önemli bir konu var ama yeterince üzerinde durmuyoruz. Yazarın buna getirdiği açıklamaya göre bu konu üzerine eğilecek kadar zamanımız olmuyor çünkü hemen başka konularla odağımız dağılıyor. Çok hızlı bir şekilde çok farklı konular hakkında doğru/yanlış bilgiler ediniyoruz. Hangi birisi üzerinde duracağımızı bilemiyoruz.

Sosyal medyada ekranda hızlıca atlaya zıplaya göz gezdirerek okumalar yapıyoruz ve bu kitap okuma alışkanlığımızı da etkiliyor. Okuyamaz hale geliyoruz. Yapılan bir araştırmada aynı bilgiler bir gruba basılı kitap, diğerine ekran yoluyla verilmiş. Ekrandan bilgiyi alanlar daha az anlamış ve hatırlamış. Buna “ekran dezavantajı” deniyor. Kitap okumak bizi belli bir şekilde okumaya alıştırıyor, çizgisel bir şekilde, bir süreliğine tek bir şeye odaklanarak. Ekrandan okumak ise bir şeyden diğerine atlayıp zıplayarak, göz gezdirerek.

Çalınan Dikkat | Uyku

Uyku alışkanlıklarımız da dikkatimizi toplayıp toplayamamakla yakından ilgili. Önceden güneşin doğuşu ve batışı hayatı şekillendiriyordu. Güneş doğunca yani ışık olunca uyanıyor, batınca yani karanlık bastıktan sonra uyuyorduk. Ama sonra elektrikli ampulle beraber ışığı kontrol etmeye başladık. Bu da iç ritmimizi bozdu. Karanlık basmıyor. Bir de yanı başımızda tuttuğumuz telefonların ışığı var. Diyor ki Johann Hari, uyumadan önce en az iki saat ekrana bakma ve telefonu uzakta tut.

Uyumamızı istemeyen dış güçlerin varlığından da bahsediyor yazar. Çünkü uyurken para harcamayız.

“Sağlıklı ölçüde uyku uyumaya geri dönmemiz ekonomik sistem için bir deprem etkisi yaratır.”

Çalınan Dikkat | Telefonlarımız Dinleniyor mu?

Telefonlarımız dinleniyor mu? Karşımıza çıkan reklamlardan ötürü bazen böyle düşünüyoruz. Yazarın cevabı: Hayır.

“Hedeflenmiş reklamlar sunmak için dinleme yapıyor değiller aslında. Size dair oluşturdukları model o kadar isabetli ki size sihirbazlık gibi gelen öngörülerde bulunuyor.”

Örneğin Google haritalar ücretsiz ki nereye gittiğiniz ayrıntılarıyla bilinsin. Buna “gözetim kapitalizmi” deniyor.

Çalınan Dikkat | Akışta Olmak

Sanatçılarla ve sporcularla yapılan araştırmalar sonucu onların bir akış hali içinde olduğu görülmüş. Akış hali: “Yaptığınız şeye kendinizi kaptırıp benlik hissini tamamen kaybettiğiniz, zamanın ortadan kaybolur gibi olduğu, deneyimin kendisine aktığı zamanlar.” İşte böyle anlarda uzun süre konsantre kalabiliyoruz. Sporcu ya da sanatçı değilsek nasıl yapacağız?

Şöyle:

  1. Net belirlenmiş tek bir hedef seçin. Örneğin; Şu tuvale resim yapmak istiyorum, şu tepeye çıkmak istiyorum.
  2. Sizin için anlam taşıyan bir şey yapmanız gerekiyor. Çünkü sizin için anlamdan yoksun bir şey yapmaya çalıştığınızda sık sık dikkat dağılır.
  3. Ne çok kolay ne çok zor olmalı yaptığınız şey. Çok kolay olursa otomatik pilota geçiyorsunuz, çok zor olursa tedirginlik yaratıyor. Akış halinde olabilirseniz dikkat dağınıklığı yaşamıyorsunuz.

Çalınan Dikkat | Çözüm Önerileri

Odaklanma sorunu için beyne pratik yaptırma önerisi var yazarın. Önce on dakika tek bir işle uğraş, sonra bir dakika dağılsın dikkatin, sonra on dakika daha. Böyle böyle beyin aşinalık kazanacak.

Zihnini ara sıra serbest bırak, zihin oradan oraya aksın, diyor yazar. “Zihin gezinmesi” deniyormuş buna. Bir konuya çözüm bulmak için o konu üzerine odaklanıp düşünmek değil, zihnini serbest bırakmak. Zihnini serbest bırakınca aklına çözüm geliveriyor. O yüzden dışarıdan bakınca boş boş otobüs camından dışarıyı seyretmek gibi gözüken şey aslında pek çok yeni ve yaratıcı fikir getirebilir akla.

Johann Hari, “dijital detoks” yaparak bu düşüncelere varmış. İnternetten uzak inzivaya çekilmiş bir süre ama bunun pek de faydalı olmadığı kanaatinde.

“Nasıl ki haftada iki gün gaz maskesi takmak kirliliğe çözüm değilse, dijital detoks da çözüm değil.”

Esas çözümün bireysel değil, sistematik olduğunu anlatıyor Hari. Çünkü dikkatimizi tam da böyle dağınık tutmak isteyen güçler olduğunu söylüyor.

Örneğin; Google çalışanı birinin sözleri yer alıyor kitapta. Google’da başarı sayılan şey, kullanıcıları meşgul etmekmiş.

“İnsanların telefonlarına baktığı süre arttıkça gördükleri reklam sayısı ve böylece Google’ın kazandığı para da artıyor.”

Odaklanamamanın bizim bireysel kabahatimiz olmadığını anlatıyor Johann Hari. Tasarlanmış dikkat dağınıklığımız kimileri için yakıt. Google yöneticileri bize bunları yaparken kendileri yoga, meditasyon, mindfullnes ile kendilerini bu tuzaktan uzak tutuyor, çocuklarını teknolojik olmayan okullara gönderiyor.

Bu bağımlılıkların üstesinden gelmek için bu sitelere bakmak istememize yol açan nedenlere inmek gerektiğine ilişkin uzman tavsiyesi de yer alıyor kitapta. Bu tavsiyede bulunan kişi önceden şişmanmış, bir sürü diyet, kamp vb yapmış ama işe yaramamış. Çünkü onu şişmanlatan şeyin duygusal/psikolojik olduğunu görmüş. Telefonuna bakma itkisini de bunun gibi değerlendiriyor. Bu itkiyi hissettiğinde on dakika bekle diyor, ondan sonra bak. Bir zaman çizelgesi oluştur, her gün ne yapacağına dair ayrıntılı program hazırla ve buna sadık kal. Telefonundaki uygulamalardan mümkün olduğu kadarını sil. Bildirim ayarlarını değiştir.

Ama yazara göre çok daha büyük ve siyasi çözümler lazım. Örneğin bizim çevrimiçi hareketlerimizi takip edip bu verileri satan iş modellerinin hükümetçe yasaklanması. Sosyal medya şirketlerinin devlet tarafından satın alınıp kamu mülkü haline gelmesi… gibi. Ama sakıncası şu ki otoriter liderlerin bunu suistimal edebilir.

Çalınan Dikkat | Besinler, Çocuk Oyunları, Nefret Öğeleri

Konu o kadar geniş çaplı ki dikkati toplayamamak deyince hemen aklımıza internet araçları geliyor fakat yediğimiz besinler de dikkatimizi bozabiliyor. Çünkü sağlıklı değiller.

Olayın bir başka açısı; çocuklar artık dışarıda birbirleriyle oyun oynamıyor. Bu da yaratıcılıklarını ve dikkatlerini olumsuz etkiliyor.

Olumsuzluk demişken; insanlar olumsuz şeylere daha çok bakıyor. O yüzden sosyal medya algoritmalarında nefret, saldırı, suçlama… gibi ifadeler daha çok tık alıyor. Bu da nefret kültürü yaratıyor.

Dikkat konusunu son derece geniş çaplı ele almasıyla baştan sona çok ufuk açıcı buldum kitabı.
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan