Bu evren tamamen tesadüf eseri oluştu, gelişti gelişmeye devam ediyor, evrenin içinde bir düzensizlik, bir kaos var. Bu kaos ise evrende düzeni sağlıyor. Tüm cisimler birbirini çekerlerken aynı zamanda itiyor, başka cisimleri etkiliyor etkisinde kalıyor. Bu doğa kanunları kaçınılmaz sonuçlar doğuruyor. Meteorların düşmesi, yıldızların…
1940 ile 1944’ün başı arasında Mareşal Pétain’in Fransa’sındayız. Günden güne irtifa kaybeden orta sınıf, içine konumlandığı konformist dünyanın dışına çıkmayarak despotizme çanak tutmuş ve böylece dolaylı olarak Vichy’nin suçlarına ortak olmuştu. Bu mektuplar, Fransa’daki muhaliflere yönelik zulmün farklı aşamaları boyunca, Vichy Fransa’sına şaşırtıcı bir…
Üzerine bıraktığım yükler az gibi bir şey daha rica edeceğim senden. Eski ruhlu kadının eski usul işleri işte mektup yazmak. Kalemimin ucundan akan duyguyu o makineler vermiyor. Parmaklarımın değdiği hissi, yaşamayı seviyorum. Konudan sapma azmim de hiç değişmiyor gördüğün gibi.…
Al işte, düştük nezarete. Hayır ne güzel evde fotoğraflara bakıyordum, kitap okurken düştü aklıma. “Eski fotoğraflar iyidir” diyordu başkahraman, a ha dedim tam benim kafamda bu adam. Dalmışım bir süre, bıraktım kitabı, gittim açtım fotoğraf kutusunu, başladım incelemeye. Her defasında farklı detaylar yakalıyorum, arkasına…
“Madem öleceğiz neden yaşıyoruz?”a benzer bir döngüyle karşılaşıyoruz. Zirveye doğru mücadelenin kendisi bir insanın kalbini doldurmaya yeter ve artar bile, bu yüzden Sisifos’u mutlu hayal etmeliyiz. Sisifos gibi biz de kendimizi mutlu hayal etmeliyiz.…
Lübnan, “Sınır ve Kimlik” olguları hakkında düşünmek için sosyal laboratuvar niteliğinde bir ülke. Sınırlar ile duvarlar arasında bir fark bulunuyor; duvarların aksine, sınırlar, yalnızca daha iyi bağlantı kurmak için insanları birbirinden ayırır. Sınır demişken yolculuk sırasında Walter Benjamin, hiç bitmemiş bir şarkının hüznü gibi…
İktidarın yaşanan deprem karşısında elinin kolunun bağlı kalması, en hızlı şekilde getirmesi gereken yardımı yerine ulaştıramaması, çaresizliğine bahane bulmak amacıyla icat ettiği “yüz yılın felaketi” üzerinden 3 gün geçmişti. Her yerde bir can pazarı, her yerde acı ve endişe, her yerde bir uğultu, feryat…
Lütfen bu karalamalarımı iç monologlar olarak okuyun. Burada hesaba çekilen bir tanrı ya da tanrılar bulunmamaktadır. Benim sadece, modern zamanların panteonunda yargılanan insanın trajik yazgısına biraz ışık tutmak gibi “masum” bir amacım bulunuyor. İnsan kafkaesk bir varlıktır aslında. Yaşamak oburu ve iflah olmaz bir…
Deprem felaketi iktidar evreninin karanlık yüzünü deşifre edip vicdanı çırılçıplak bıraktı. Tarihin bu kıyamet epizodu, şehri büyük felaket filmi senaryolarına yaraşır bir anlatının içine sürükleyedursun, liyâkatsızlık ve toplumsal çürüme beşerî kayıpları daha da ağırlaştırdı.…
6 Şubat 2023, saat 04.17’de Kahramanmaraş Pazarcık’ta 65 saniye süren 7.7 şiddetinde bir deprem olmuştu. Her yer toz duman, yer gök birbirine karışmış. Yeraltı tanrısı Telepuni uyanmış, 65 saniye icinde karanlık dünyanın tüm ruhlarını, ölüm tanrısı Santa’yı ve onun zebanilerini yukarı çağırmıştı. Zebaniler, ellerindeki…