İçimdeki Sesler

“Neden?” Sorusu

27 Mart 2024

Yazı: 'Neden?' Sorusu | Yazan: Demet AlbayrakoğluHayatınızdaki “Neden?” sorusunun yeri nedir, hiç düşündünüz mü? Bendeki yeri epeyce fazla. Bunun en büyük sebebi üniversitede aldığım felsefe eğitimi sanırım. Herşeyi sorgulayan, çok soru soran, olayların ardındaki nedeni sürekli merak eden yanımın sebebi hep bu felsefe. 😁

Şimdi içinizde, “Bu kötü bir şey mi?” diye soranlar olabilir. Bence değil ama sorunun kendisi bir süre sonra sizi yormaya başlıyor inanın.

Çevremdeki sevdiklerim, dostlarım, zaman zaman bu kadar sorgulayıcı olmamamı, hayatı bu kadar da zorlaştırmamı söylüyorlar bana. Aslında, “Bu kadar çok düşünme” demeye getiriyorlar. 😁 Ama elimde değil, otomatik pilotta yapıyorum çoğu zaman bunu. Alıp, veremediğim nedir bu soru sıfatıyla, bilmiyorum inanın.

Küskün Çocuk

Bana bu durumun üzerinde yeniden düşündürten şey, yazar Nurbanu İnan’ın “Kurmacayı Yıkmak” isimli kitabı oldu. O kadar güzel anlatmış ki içimdeki bu meseleyi. Kitabında, bir kelimeyi unutması gerekse, “neden”i unutmayı tercih edeceğini yazmış. Senelerdir, bu soruya cevap aramaktan çok yorulduğunu, aslında hayatta birçok nedenin olduğunu ve her zaman bulabilmesinin mümkün olmadığını söylemiş. Bunu da şöyle güzel bir yere bağlamış. Bunun bir neden bulmaktan öte bir isyan, yani daha çok “Neden böyle oldu ki?” diyen küskün bir çocuğun sesi olduğunu ifade etmiş.

Küskün bir çocuğun sesi miydi, benim bu “Neden?” sorusuna takılışımın sebebi? İşte bunun üzerinde durup biraz düşünmemi sağladı Nurbanu Hanım. Hayatımda, “Neden böyle oldu ki?” dediğim zamanlar çok oldu evet. Aslında bu sorunun biraz da başınıza gelen olaylar karşısında duyduğunuz şaşkınlık, hayalkırıklığı, üzüntü gibi duyguların harmanıyla oluşan ağırlığın yerini “kabulleniş” duygusuna bırakmasıyla oluşan tepkisizliğin karşılığı olduğunu sanıyorum. Sizlerin de hak vereceği gibi yaşanılan trajik olayların karşısında insanın hayatını sürdürmeye çalışması hiç kolay değil.

Sarfınazar Etmek

Bunun dışında “Neden?” sorusu; anlamaya çalışmak, gerçekten olayın altında yatan asıl meseleyi bulup ortaya çıkarmaya çalışmakla ilgili bence. Yani hayatı üstünkörü yaşamayı istememek. Belki de hayata karşı bir başkaldırıda bulunmak demek. Yoksa bu soruyu sormadan yaşamak, ne kadar kolay ve ne kadar rahat, değil mi?

Şimdi, “Bunun bir ölçüsü var mı?” diye soranlar olabilir. Var belki de; ama bende yok işte 😁 Yazar, bu küskün çocuğun neden bunca cevapsız soruyla uğraşmak zorunda olduğunu, neden hep bir şeyler öğrenmek ve anlamak ile meşgul olduğu sorusuna karşılık; bu sorunun cevabını bilmediğini söyleyerek bunun aslında bir seçim olduğunu da ifade etmiş. Ve kitapta benim bayılarak okuduğum paragrafta şöyle demiş:

“Nedeni bilince herşey değişir sanıyorsan vazgeç. Vazgeçmenin bir başka söylenişi var biliyor musun? Ben duyduğumda büyülenmiştim bu kelimeyi; sarfınazar etmek. Artık görmemek, o yöne bakmamak. Ne güzel değil mi? Nedenlerden sarfınazar etmek yaşama devam edebilmek için şarttır. Bir hastalık gibi düşün nedenleri ve diyetin bu sorudan uzaklaşmak. “Olanda hayır vardır” ise şifası. Sarıl ona. Sarıldıkça özgürleşeceksin. Hafifleyeceksin.”

Diyet

Kelimeleri ardı sıra okuyup, cümlelerin sonunu getirdiğimde, derin bir nefes alıp üzerinde biraz düşünmek istemiştim. Beni en çok etkileyen bölümlerden biri olmuştu bu okuduklarım. Düşünen varlıklar olan bizler, elbette “Neden?” sorusu ile içli dışlı olacağız hep. Ama bu demek değil ki aklımız her şeyin nedenini her zaman bulmaya kadir. Bazı durumlar karşısında da çok zorlamayıp vardır bunda da bir hayır diyeceğiz. Yazarın bahsettiği şu diyet hoşuma gitmedi değil gerçekten. Deneyeceğim bundan sonra.

Faniler

Kitapta, daha bayılarak okuduğum nice cümle var tabii. Ama şu “neden” konusu oldukça dikkatimi çekmişti ve sizlerle de paylaşmayı istedim. Yoksa yazarın yapabilecekleri sınırlı, kendi dertleri ve çıkmazları olan sıradan alelade faniler olduğumuzu ve bunu birkaç kez kendimize söyleyip enerjimizi bunun için kullanmamızı, aksinin bizim felaketimiz olacağını anlattığı bölüme de ayrıca bayıldığımı eklemeliyim. 😁 Okudukça kendime dönmeye vasıta olan, beni üzerinde düşünmeye yönlendiren, cümlelerin altını çizip yazılarıma konu olan kitapları çok seviyorum.
 
 
Sevgiler,
Demet Albayrakoğlu
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla ŞEN ERİŞEN 17 Nisan 2024 at 21:18

    Kurmacayı yıkmak için önce “Neden” sorusunu devreden çıkarmak mı gerekiyormuş.. Öyle mi? Belki…
    Ben de şöyle karşılık buldu bu konu; nedenine odaklanacağına sonucuna -olana, olmuşa- odaklan..Hım.. Bazen bu daha çok işe yarayabilir gerçekten.. Aktarımın için teşekkürler Demet.

    • Yanıtla Demet Albayrakoğlu 20 Nisan 2024 at 11:56

      Şen Hanımcım, ne güzel bir katkıda bulunmuşsunuz, çok teşekkür ederim. Haklısınız, benim çıkmazlarım olayların daha çok nedenlerine takılmam; sonucu arka plana atmamla ilgiliydi. Çok sevgiler 💕

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan