Satır Arası

Dertleşmek

19 Nisan 2024

Yazı: Dertleşmek | Yazan: Aile Danışmanı Nalan Erpolat

Her ne kadar istenmeseler de sorunlar hayatın inkar edilemez parçaları. Ne sorunsuz bir hayat mümkün ne de derdi tasası olmayan bir insan olmak. Bazı sorunlar vardır ki günlük yaşam içerisinde çözülür ya da hemen çözülemese bile sorun sahibinin hayatını çok da etkilemez. Fakat öyle sorunlar vardır ki gerçekten adı derttir.

Derdi olan insan da derman arar. Derman her zaman çok yakınlarda olmayabilir fakat derdine derman bulamayacak bile olsa çoğu insan derdini anlatmaya yani dertleşmeye ihtiyaç duyar.

Derdini açmak, bazı insanlar için kolay olsa da bazıları için oldukça zordur. Bu konuda zorlanan bireyleri dertleşmekten alıkoyan iki kavram vardır. Şikayet ve dedikodu. İnsanlar genellikle bu iki kavramı dertleşme ile karıştırdıkları için kendilerini dertleşmekten alıkoyarlar.

Dertleşmek ve Şikâyet Etmek

Bazen derdini anlatmanın, hayatından şikâyet etmek olduğunu düşünür insanlar ve sanki şikayet ederlerse hayatlarındaki güzel şeylerden de olacaklarına inanırlar. Bu sebeple, “Derdimi hiç söylemeyeyim, içinde kalsın” tavrına bürünürler.

Oysa ki derdini anlatmak şikâyet etmek demek değildir aslında. Derdini anlatmak içini dökmektir. Bazen yapılacak hiçbir şey olmasa bile, kişi derdini dile getirdiği zaman, hayatına da sorununa da başka bir açıdan bakabilmeyi becerir. Duygularını yüksek sesle söyleyebilme imkânı sağlamış olur ve bu sayede duygularını düzenlemesi kolaylaşır.

“Dertleşme” ve “şikâyet” arasında bazen gerçekten ince bir çizgi olabilir fakat bu çizgiyi aşmamak belli bir farkındalıkla mümkündür. Birey, eğer sürekli ve sadece hayatındaki olumsuzluklardan konuşuyorsa ya da hayatın seyrinde olup biten her şeyi olumsuz olarak algılayıp devamlı kendini mağdur pozisyonuna sokuyorsa bu durum şikâyet etmek olur. Bu şekilde şikâyet eden kişiler, ne zaman gerçekten dertleşmeye ihtiyaç duyduklarını kendileri bile fark etmezler. Bu da çok zor ve sürekli memnuniyetsiz bir hayat yaşamak demektir.

Dertleşmek ve Dedikodu

Bir diğer ince çizgi de dertleşme ve dedikodu arasındadır. Bunları tam ayırt etmek için, dialogun odağına dikkat etmek gerekir. Eğer odakta, üçüncü kişinin hayatı ya da davranışları varsa bu dedikodudur. Fakat odakta, söz konusu kişinin yaptıklarının ya da söylediklerinin sonucu olarak, bireyin kendi zorlayıcı duyguları ve çıkmazları varsa bu dertleşmedir. Bu sebeple “Dedikodu yapacağım” endişesiyle dertleşmekten kaçınmak, insanın en doğal ihtiyacına sırt çevirmesi demektir.

Dertleşecek İnsan Olabilmek

Dertleşmenin sağlıklı olması, elbette dertleşecek doğru insanı bulmakla mümkündür. Her insan dertleşecek insan olmayabilir ama dertleşilebilir insan olabilmek, her zaman iyi ve güvenilir insan olmak demektir.

Bunun için, derdini anlatan insanın derdini küçümsememek gerekir. “Amann bunu mu takıyorsun?! Ne dertler var?!” gibi empatiden uzak bir tavırda olmak inciticidir. Sonuçta zor gelen duygularıyla baş edemeyen ve ne yapacağını bilemeyen bir insan vardır. O anda ihtiyacı olan şey, dertlerinin boş olduğunu duymak değil, duygularını ifade edebilmek ve anlaşılmaktır. Onu dinlerken mümkün olduğunca duygularını dile getirmesine yardımcı olmak gerekir.

Dertleşmek en insani ihtiyaçlardandır. Her derdin dermanı hemen bulunmayacak olsa da hayatta dertleşilecek insan olabilmek çok büyük erdem ve dertleşecek insan bulabilmek çok büyük şanstır.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Emine Öztürk 25 Nisan 2024 at 08:36

    Ne güzel irdelemişsiniz derleşme konusunu.
    Ömür İklim Demir’in Muhtelif Evhamlar kitabından çok sevdiğim bir cümleyi hatırlattı yazı bana bir an, ” Dert anlatacak birini bulmak da başka bir derttir vesselam.” Sizin yazdığınız cümlelerin üstüne bir de şu yaklaşım var ki,
    “Senin derdin dert midir, benim derdim yanında
    Hiç kimsede gördün mü böyle dert hayatında
    Otur şöyle yanıma dinle bak dertlerimi…”😉😀
    Beni benden alır. Sen daha ağzını açmadan başlarlar kendilerini anlatmaya.
    Çok sevdiğim Zarifoğlunun dizleri ile bitirmek isterim,
    “Derdin varsa git denize anlat. Kedilere, bulutlara anlat. Pencere pervazında çiçeklere anlat. İnsana dert anlatılır mı hiç?”

    Sevgiler🧡

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan