Erkekler mi, kadınlar mı zeki? Ne boş bir tartışma. “Geyik” denen bir söyleşme biçimi var ve bu sığ başlıkla “geyik” türünde bir söyleşide de bulunmak, söyleşiyi “harcamak” olur, yazık.
Öz-korunma
Kriket denen oyun hangi ulusa ait, İngiliz mi? Bilmiyorum. Sav odur ki bu oyunu oynayan topluluklar ilk olarak “cinsiyet odaklı” düşünmüşler ve 1874 yılında “özel” olduğunu düşündükleri bölgelerini korumak için, o bölgeye ve oyuna özel bir koruma giyimi kullanmaya başlamışlar. Ne güzel, aferin onlara ama keşke, sav doğruysa, kafalarını da korumaları gerektiğini anlamak için yüz yıl geçmesi gerekmeseymiş.
Bu yoksunluk, bize dayatılan Orta Doğu ve Batı anlayışlarının tarihsel kültüründe yoğun olarak var ne yazık ki.
Kompleksler, algısal körlük
Gezegenimizdeki batı egemenliği sona erdiğinde, ki doruktayken büyük bir üstünlük duygusu duyarsınız ve sizden aşağı gördükleriniz de sizin için bu görüde bulunabilirler ama şu da bir gerçektir ki doruktan bir adım sonrası aşağı doğru hızlı bir düşüşün başlangıcıdır, batı kültürünün de insanlık tarihi açısından çok kısa bir süre öncesine kadar yaşamlarında egemen olan özgün eril, cinsiyetçi, birçok açıdan sığ kültürel anlayışa dönmeyeceğinin garantisini herhangi biri verebilir mi? Tabii ki verebilir ama bu da ayrı bir üstünlük veya kimin bu garantiyi verdiğine göre aşağılık kompleksinin sonucudur ve sığ bir algılamanın ürünüdür. Yazık!…
Kadın seçer, yönlendirir
Oyun örneğine dönersek, bu insan türünün ve oyunun oynandığı yerel kültürün tabii öncelikle, cinsiyet ve cinsellik odaklı olan anlayışında, erkeklerin bunu ne kadar önemsediği ile birlikte, yerel kültürün kadınlarının da “eril” anlayışı ne denli desteklediğini göstermez mi? Çünkü kültürlerin temellerini yürüten, kadınlardır asıl olarak. Kadınlar öyle tercih ettiği için saçma biçimde birçok kültürde erkekler üstün kabul edilir. Tabii ki kadının işi kolay değil, ezilir, öldürülür, başına her yerde her alanda hemen her anda birçok dert gelir ve kendini yoğun biçimde umarsız hisseder. Ama yine de bu saçma anlayışın var olan nesilde sürmesinde ve sonraki nesillere aktarılmasında, kadınların önemli bir oranda, ilkel kabul edilen dönemlerden kalma biçimde, “sanatçı ruhlu” veya “filozof yapılı” erkekler yerine içindeki gorili (ki bu örneğim için üzülüyorum, benim algı biçimime ters bir örnek ve rahmetli Goril Koko’ya saygısızlık. Zekâ düzeyi birçok insandan yüksek çıkmıştır Goril Koko’nun, 95, bilenler vardır) aşamamış erkekleri tercih ediyor olmaları çok önemlidir.
Öz-sorgulama
Erkek veya kadın diye düşünmeden tüm atlı savaşçıları için “topuklu ayakkabı”yı icat etmiş olan Harzemşah Türklerinden bugünkü noktaya nasıl geldik? Sorgulanması gereken asıl nokta bu işte.
Sevi ve ışık ile!…
Atakan Balcı
2 YORUMLAR
Atakan tespitlerin müthiş ve nükteli. Kadının gücü ve eril toplumun esasen kadınlar sayesinde devam ettiği tespitini sevdim. Toplumsal kimlik ve rollerin devamı kişilerin onları içselleştirmeleri ile mümkün. Sanırım güzel ve alımlı olmak, naif ve zarif olmak zorunluluğu toplumsal kimliğin dayatması ama goril sevme doğasının kalan kırıntılarının dayatması.
Topuklu ayakkabıyı bilmiyordum, hoş bir konuya benziyor, araştıracağım. Sahi onlarla savaşmak zor olmuyor muymuş?
Saygıyla
Sorunun kaynağını görmeden sorunu çözemeyiz, değil mi? Topuklu ayakkabıların keşfi ise, dediğim gibi, atlı savaşçılar için olmuştur. Tam olarak ne amaçla kullanıldığını anımsamıyorum ama ata binip inmede olabilir gibi geliyor. Bir de buradaki topuklular sivri topuk değildir bence, ne dersin? 🙂