Açık Pencere

Doğmadan Önceki Anlaşma | 1

27 Ağustos 2021

Öykü: Doğmadan Önceki Anlaşma | 1 | Yazan: Şen Sevgi Erişen

 

İndeks

Doğmadan Önceki Anlaşma: Birinci Bölüm
Doğmadan Önceki Anlaşma: İkinci Bölüm
Doğmadan Önceki Anlaşma: Üçüncü Bölüm

 
 

Anne, Baba;

Sizi selamlıyorum. Sevgilerimi sunuyorum, başta doğuşumu sağlayacağınız için ikinize, hayata ve “Büyük Plan’a”.

Tüm Dünya’yla beraber zor günlerden geçiyorsunuz. Birbirinizi bulmanız bile yıllarınızı aldı. Oysa ne kadar da yakındınız birbirinize. Ama haksız da değilsiniz, gündelik hayatın içinde sezgilerinizi hissetmeniz için bile pek az zamanınız var. Ancak annem kimileyin uykuya dalmadan önce bazen de yalnız başına yürürken, çok nadir olarak da en yakın arkadaşıyla içtenlikle konuşurken bir kıpırtı, bir haberin -eşinin- inceden inceye sesini duyuyordu.

Benim yaşam programım sizlerle uyumlu. Son bir kez size sormak ve onayınızı almak isterim. Sonuçta sizinle bir anlaşma yapmadan aşağıya inemem. Öncelikle bazen sizi kararsız görüyorum. Bu durum ne zaman netleşecek?

Anladım…

Bir tarih veremiyorsunuz. Neyse, bu gece konuşalım yine de. Olmazsa tüm planlar iptal edilir. Kolayı var bir tuşa bakar her şey.

Dünya’daki bu yolculuğumda yaşamak için istediğim şeyler var.

Bunlar sizi zorlayabilir. Her şeyden önce sessiz sakin bir hayat sürmek istiyorum, kendimi bulmam için küçük bir kasabada yaşayabiliriz. Bu yüzden çok sevdiğiniz o arkadaşlarınızdan, şehir hayatından uzak kalmaya razı olmalısınız. Her şeyi yeniden kuracak ve bunu ikiniz yapacaksınız. Tahmin ettiğim gibi “Nasıl yani?” diye tepki verdiniz.

Benim doğumumla eve bolluk gelmesini istiyorsanız fazla beklemeden, önümüzdeki iki yıl içerisinde, lambamın düğmesine basın. Başucu lambam yanarsa sizi bekletmeden gelirim.

Alışkanlık haline getirdiğiniz ve bir türlü vazgeçmeyi bilmediğiniz için üzerinde pek durmadığınız bir sorunla söze başlayayım. Alkol ve sigara alışkanlıklarınızı bırakmanızı isterim ama eğer bunu başaramazsanız benim hücrelerim onlara uyum sağlayacak şekilde kodlanacak. Bu farklılığı gidermeye çalışacağım. Bu konuda dayatmıyorum. Ama bana vereceğiniz zararı da unutmayın. Bu sorunu bir düşünün ama.

Daha önce hiç sanatla uğraşmadım, bunu denemek, hayata geçirmek istiyorum. Hangi okula gidersem gideyim sonunda bir sanat dalında çalışacağım. Beni bu konuda baskılamanızı istiyorum.

Sanırım başlangıçta biraz anlaşılmamaya ihtiyacım olacak. Daha sonra anlaşılmayanların halini anlamam için. Yani ben sizden bir gül bahçesi istemiyorum. Benim için “Dünya Programımı” rahatlıkla açabileceğim bir ortam olsun yeter.

Bir yanma deneyimine ihtiyacım var; orta şiddette. Biliyorum bu sizi çok üzecek. Ama bu gelişim sadece benim deneyimlerim için değil, sizin için de olacak.

Ben büyüyünce altıma araba vermeyin, kaza geçirmeyle ilgili veriler var geçmiş yazılımımda.

Deniz sporlarını, dağcılığı seveceğim. Fakat Dünya’yı seyredince her ikisinin de çok kötü kullanıldığını görüyorum. Bu konuda elinizden geleni yapmanızı istiyorum. Evinizin bahçesinde bir meyve ağacı olsun. Meyvelerini toplayıp götüreceğim bir kız arkadaşım olacak. Hatta onunla evleneceğim. Beslenmeye gelince, endüstriyel gıdalar kullanmak zorunda kalacağım fakat ben onları tüketmeden büyümek istiyorum. Şimdiden bunlara alternatif ürünler bulmaya çalışın.

Sizin ve benim ayrılığı yaşamamız gerekecek, bu yüzden ya siz birbirinizden ayrılacaksınız ya ben yabancı bir ülkede yaşayacağım ya da her ikisi de birlikte olacak. Bu yüzden öncelikle bir yabancıyla arkadaş olun yahut birbirinizi incitmenize izin verin.

Hepsinden önemlisi, ben “savaşmak” için uygun bir kodlamaya sahip değilim.

Öncelikle içinizdeki savaşan filleri yatıştırın. Dünya’ya gelecek birçok savaşçılar olacak zaten. Benim barış içinde bir Dünya’da yaşamam için önce kendinizden başlayın. Bu konuda çok sıkı çalışmanız gerekecek. Sıkıştırılmış öfke kaleleriniz var içinizde.

İhtiyacım olan sevgiye gelince; öyle bir kaynaktan geliyorum ki… Saf sevgiden oluşan bir ışık içinde tüm varlığım. Dünya’ya, sizin yanınıza bir bütün olarak gelmeme yarayan şey işte bu sevgi titreşimi… Benim atomlarımın her bir zerreciği de onları bir arada tutan güç de hepsi aynı kaynağın sahip olduğu sevgiyle yoğrulmuş. Bu yüzden her şeyiyle “bir sevgi yumağı” olarak geleceğim zaten. Siz de bunu kolayca fark edeceksiniz. Bu yüzden fazla bir şey yapmanıza gerek olmayacak. Kendinizde olan sevginin birazını vermeniz başlangıçta yeterli olacak sonra zaten ben bendekini kullanabileceğim.

Dünya’da en çok arayacağım şey kendi içimde ve dışımda olan “sevgi” olacak. Bu sevgiyi görmemem için sanki bütün Dünya işbirliği yapıp var gücüyle çalışmış. Doğaya yakın olmak istemem bu yüzden.

Şimdi anlaşmanın en zor yerine geldik. Kabullenmeniz çok zor olacak, görebiliyorum. Ama uzun bir ömrüm olmayacak. Sizi üzmek istemem. Lütfen “ölüm-yaşam” ikilemini bir daha düşünün. Kendi var oluşumun ışığını vermek ve farklı farklı diğer ışıklarla buluşmak için geleceğim her şeyden önce. Bir programım var şüphesiz yapmak istediğim. Dünya’da zaman sizin algınıza göre çok ürkütücü bir hızla akıp gidiyor. Bunu yavaşlatmanızı istesem de bu pek mümkün olmayacak. Aslında zaman algınızın dışına çıkmanızı isteyeceğim sizden. Bunu başarmanız için var olduğumuz evren bütün teknolojisiyle çalışmakta; zamansızlık ölümsüzlük demek aslında. Fakat bunu fark etmek sizin acınızı dindirmeye yetmeyecek biliyorum.

Benim var oluşum -sizin de olduğunuz gibi- daha büyük bir planın programı.

Bu “büyük bilgi deposunda” o kadar çok olasılık ve seçenek var ki… Benim de bilemediğim. Bildiğim şeylerin sınırları içinde olmadan var olamıyorum.

Yaşamak bazılarına göre, görmek, duymak, konuşmak, yemek içmek… Hâlbuki yaşamak; hayatı zamanlar ötesine taşımaktır. Dünyanız yaşayan ölülerle dolu! Yaşamak için “yaşamaktan” vazgeçen bir sürü insan var orada. Hayatta olup yaşayamamak… Bunun yanında birçok da “ölü” var aranızda dolaşıp evrenin sesini size getiren. Hangisi daha çok “yaşam”, hangisi gerçek “ölü”?

Oysa yaşamak; meyvelerini sevdiğim kıza verdiğim ağaç gibi olmalı. Hayata hizmet etmeli önce, kendi hayatına, yaşamı beslemeli yani kendi varlığını beslemeli en başta… Yaşamı zenginleştirmek için basitleştirmeliyiz onu en önce! Bakın nasıl da şair yüreğim çıktı ortaya…

Yaşadıklarının kaçta kaçını anlatabilir ki bir yaşamında insan? Hangi bir yanınızı görmenize yeter dışınızda ve içinizde yükselen dört duvar? Kapalı gözleriniz ve kulaklarınızla kaçını fark edebilirsiniz varlığınızdaki bolluğun? Beni var etmek için yaşam içinde verdiğiniz çabaya büyük saygı duyuyorum. En başında bu var oluş yazılımının yaratıcısına, O’nun tüm görkemine yaraşır bir şekilde yaşayarak karşılık vermek istiyorum. Bir de “Ben” olabilmeyi başaran “Ben’e” yargılamadan bakmak ve onun ruhuyla kucaklaşmak istiyorum.

Yaşamım varlık amacıma hizmet edecek. Bunun için “özgür bir ruh” olmalıyım ve “özgür bir ruhum”. Kimseye, hiçbir yere tam olarak ait değilim. Kâinatlarda var olmuş bir noktayım, titreşen bir nokta… Sizden ayrılmama izin verin zamanı gelince. Ancak böyle “ben” olabilirim.

Gece boyunca konuşup sizi yordum. Sizden gelecek cevabı bekleyeceğim. Dünya’ya bu kadar yaklaşmışken ruhum, birkaç tur atmak istiyorum etrafında. Gökyüzünü kaplayan koyu mavilikleri aydınlatan “Yeni Ay” ve yıldızları izlemek istiyorum bir kez daha.

İyi geceler anne, baba.
İyi geceler Dünya.
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Şen Sevgi Erişen
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

23 YORUMLAR

  • Yanıtla Deniz Dora 27 Ağustos 2021 at 12:21

    Harika bir yazı. Bana bilinçaltımdaki bazı şeyleri hatırlattı. Zevkle okudum.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 27 Ağustos 2021 at 16:22

    Hikâyenin bir ucunun sana dokunmasına çok sevindim.
     
    Teşekkürler.

  • Yanıtla Yasemin 27 Ağustos 2021 at 22:35

    Ahhh Sevgili Şen, nasıl güzel ifade etmişsin, nasıl güzel bir idrak etme hali… İyi ki yolumuz kesişmiş seninle. Ruhuna, kalemine sağlık cannn.

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 27 Ağustos 2021 at 22:42

      Birlik bilincinin yansıdığı ortak bilincin içinden çıkarabildiklerim. Karşılık bulması beni çok mutlu ediyor. Aydınlık günlere doğru hep beraber yürümek dileğiyle çok teşekkürler ediyorum. Yol arkadaşım..

  • Yanıtla Turkan Duruş 27 Ağustos 2021 at 22:53

    Şencim aslında merak ettigimiz ve de cevap aradığımız konulara çok güzel yanıt gelmiş. Bizim doğacağımız aileyi kendimizin seçmesi, neler yaşayacağımızı biliyor olmak ve butun çabamızın karmamızı temizlemek olduğu ve bütün bunları masal tadında anlatman çok hoşuma gitti. Eline sağlık.
     
    Sevgiyle öpüyorum.

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 28 Ağustos 2021 at 15:16

      Beğenmene çok sevindim, ışık karanlık bulutların ardından bize göz kırpıyor. Ona ellerimizi uzatmamızı bekliyor.
       
      Teşekkürler, sevgiyle kal!

  • Yanıtla Sedef Akaydın 27 Ağustos 2021 at 22:55

    “Yaşamak için ‘yaşamaktan’ vazgeçen bir sürü insan var orada.”
     
    Gerçekten, kimi zaman ne kadar yanlış anlıyoruz yaşamayı. Metnin içerisindeki vurucu cümlelerden yalnızca biri idi.
     
    Karşımda gerçekten oturmuş konuşan minik, tatlı bir bilinç tanesi var gibi okudum yazanları.
     
    Yazarın eline sağlık 🙂

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 28 Ağustos 2021 at 15:12

      Yaşadığımı anlamam için yazmam lazım. Yazarken ayrı bir kapı açılıyor içimde, okunduğunda ise kapıdan içeriye misafirler giriyor. Beraber olunca yaşadığımı anlıyorum; bilinmezlik duvarı biraz olsun yıkılıyor ve eğlence başlıyor!
       
      Saygı ve sevgilerimle

  • Yanıtla Cana Turgut 27 Ağustos 2021 at 22:56

    “Ben” olabilmeyi başaran “Ben’e” yargılamadan bakmak ve onun ruhuyla kucaklaşmak istiyorum.
     
    İç sesimizi okumak kadar keyif veren ne az şey var şu hayatta. Bu güzel duygu için çok teşekkürler ❤️❤️

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 28 Ağustos 2021 at 15:04

      Canım, hislerine tercüman olabildiysem ne mutlu bana! Demek ben hayatın içindeyim, yaşıyorum!
       
      Ben de senin bana hissettirdiklerin için teşekkür ediyorum sana ❤️

  • Yanıtla Gökçin Kızılırmak 28 Ağustos 2021 at 10:59

    Teşekkürler arkadaşım. Yazın için eline de, fikrine de sağlık. Sıkılmadan, okudum. Sonra da söylediklerini, tekrar cümle cümle düşündüm.
     
    Aslında çoğumuzun rüyasıdır bunlar… (Sigara yasağı hariç) Yalnız düşünüyorum da “Dünya’daki bu yolculuğumda yaşamak için istediğim şeyler var” diyen o çocuk, çok şey istememiş mi hayattan?
     
    Bu bir dışa vurumun kırıntıları olmalı, derim ben. Daha dünyaya gelmeden bunları hayâl eden bir varlık ise, kim bilir nelerle karşılaşacaktır yaşamında. Bu ikilem, hem onda ve hem de çevresinde yaratacağı mutsuzluklarının kaynağı olmayacak mı oysa ki?
     
    Ama bu “Dünyanız yaşayan ölülerle dolu! Yaşamak için ‘yaşamaktan’ vazgeçen bir sürü insan var orada” demek değil elbette. Sadece, geldiğimiz dünyayı önce olduğu gibi kabullenmek zorundayız. Ancak ondan sonra; isyanlarımızda kendimizi de beraberliklerimizi de hırpalamadan, ön yargının esiri olmadan ama yaşamdan da vazgeçmeden gerçekleştirmeye çalışmayı becermek çok zor geliyor insanlara herhalde. Ancak anlam itibari ile reenkarnasyona inanmamla beraber, bu çırpınışların, kaçınılmaz ölümün nihayetindeki bir büyük planın parçaları mıdır, değil midir, ona cevap veremiyorum. Benim zihnimdeki soru da bu işte.
     
    Saygılarımla

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 28 Ağustos 2021 at 15:01

      Hepimiz ayrı ayrı “yaşam kahramanlarıyız”. Birçok kez bize ait olmayan değerlerin peşine takılsak da çocuk saflığımızı hep içimizde taşıdık.
       
      Benim yazım, “Hayatı bir de böyle okursak nasıl olur?” denemesiydi. Ölümsüz hayatı anlatan bir kurgu ki bu sıralar çok yaygın olarak üzerinde düşünülen türde bir çalışma aslında.
       
      Okumuş ve yorum yazmış olman beni çok mutlu etti, çok teşekkürler.

  • Yanıtla M. Sami gültek 28 Ağustos 2021 at 14:27

    Eline, ayağına, bilincine sağlık. Bir yazar ürettiği “ütopya” (Yok Ülke) kadar değer kazanır. İnanıyorum ki ütopyalarımıza, nesnel dünyanın doğru kavranması olabilirlik kazandıracaktır. Bakış açılarımızın farklılığı son derece önemli bir değerdir. Nesnellik derken ütopyayı yok sayarsam evreni kucaklamakta güdük kalmışım demektir. Ütopyada “aydınlanma” gerçekliğin temeline oturtmalı. Vargılarımız o zaman sahicilik kazanacak ve bize yol gösterecektir.
     
    Kısaca elime bir kazma alıp şöyle derinlere doğru bir kazayım diyorum, sonra sen onun üzerine o görkemli ütopyanı ete kemiğe büründür.
     
    Dil sorunu yok. Pırıl pırıl, açık ve anlaşılır.

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 28 Ağustos 2021 at 14:50

      Ne etkili bir yorum yapmışsın, hemen kazdığın toprağa görkemli bir Dünya dikiveresim geldi…. 🙏 Teşekkürler.

  • Yanıtla Müzeyyen Taşkın 28 Ağustos 2021 at 15:18

    Şenciğim
    Sana olan sevgim,
    Saygım ve hayranlığım sürekli
    artıyor ❤️
    İyi ki yazmaya başladın
    Her yazın içerik
    bakımından çok
    dolu 👏
    Dil ve anlatım çok başarılı
    metaforlar çok
    zengin 🌈
    Kutuyorum canım
    Yazmaya devam 👏👏👏🥰

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 28 Ağustos 2021 at 15:20

      Nasıl da beni mutlu ettiniz, çok teşekkürler ediyorum. Sizin takdirlerinizi görmek benim için en büyük yaşam ve yazma kaynağım olacak.
       
      Sevgilerimle

  • Yanıtla Gülcan Tunga 30 Ağustos 2021 at 03:57

    Çoğu insana göre yaşamıyorum. Oysa ki dibine kadar yaşıyorum. Sadece artık kendimi yaşıyorum.
     
    Şen Hanım devamını sabırsızlıkla bekliyorum.
     
    Sevgiyle kalın.

  • Yanıtla Gülcan Tunga 30 Ağustos 2021 at 13:17

    Şen Hanım beni şaşırtmaya davam ediyorsunuz. Sabırsızlıkla devamını bekliyorum sizin deyişinizle öykünün devamını. Sizin deyisinizle dedim zira çok başka…
     
    Işık ve sevgiyle

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 30 Ağustos 2021 at 13:18

    Yazıyorum, yaşıyorum, yazıyorum yaşıyorum… 🙏❤️
     
    Aslında hayatlarımız bizim hikayelerimiz. Bazen başkaları yazıyor, biz oynuyoruz; bazen biz yazıyoruz hep beraber oynuyoruz 😇😂🥰

  • Yanıtla Zeliha Meço 30 Ağustos 2021 at 16:46

    Çok etkileyici buldum. Kendi çocuğuma bakış açım bile değişti. Bir çocuğun her yaşta olacak ihtiyaçlarını ne kadar güzel dile getirmişsin. Bence çocuk sahibi olan ve olmayı düşünen herkese ulaşmalı bu yazı.
     
    Ellerin,e yüreğine sağlık, çok özel bir yaklaşım.
     
    Sevgiler

    • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 17 Eylül 2021 at 15:23

      Güzel yorumun için çok teşekkür ediyorum sana… Senin kaleminden çıkanları da bekliyorum.
       
      Sevgilerimle

  • Yanıtla Kerem Öz 10 Kasım 2021 at 18:12

    Ya Şen Hanım, inanin çok etkilendim. Yazınızı okuduktan sonra 3.5 yaşındaki oğluma koşup sarılıp defalarca öptüm, tebrikler.

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 10 Kasım 2021 at 18:13

    Bir daha sarıl, bir de benim için 🙏🙏

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan