Sessizlik Öyküleri

1 | Başkanı Aradım, Buraya Geliyorlar

27 Mayıs 2021

Öykü: Birinci Bölüm | Başkanı Aradım, Buraya Geliyorlar | Yazan: Hakan Özbek

 

Bu hikayede geçen kişi ve kurumlar çoğu zaman hayal ürünüdür.

 

İndeks

1. Bölüm: Başkanı Aradım, Buraya Geliyorlar
2. Bölüm: Abiler Dikkatli Olun, Başınıza İş Açacak Bunlar
3. Bölüm: Başkanım Demeyin de Ne Derseniz Deyin
4. Bölüm: Eğlenceli Bir Parti
5. Bölüm: Kaybetmenin Pek Çok Şeklinden Biri

 
 
Her seçimde bir başkan değiştiriyorduk. Belediye bir o partiye, bir bu partiye geçiyor, nadiren de olsa bir parti iki dönem belediyeyi elinde tutuyor, sonra o da bir diğerine devrediyordu. Yalnız bir şeyler ters gidiyor gibiydi. Hürriyet Partisi belediyeyi aldığında birden herkes o partinin üyesi oluyor, bir sonraki seçimde Bağımsız Teşkilat Partisi kazanırsa o tarafa kayıyorlardı. Bir şekilde herkes yolunu buluyordu. Partililer de bu durumun farkındaydı ama her oy değerliydi sonuçta.

O günlerde ülke iktidarında Hürriyetçiler vardı ve her karşı fikri vatan hainliğiyle suçlayıp püskürtüyorlardı. Ben ve kahveden arkadaşlar ise Köylü Çiftçi Partisi’ne oy veriyorduk. Kahveden arkadaşlar dediğime bakmayın, hepsi çok dolu insanlardır. Ülke sorunlarına köküne kadar hakimdir hepsi. Her biri ekonomiden de anlar, dış politikadan da. Mesela bazılarımız AB’ye girmemizi destekliyordu, bazılarımız ise desteklemiyordu. Hatta bazı arkadaşlar Varşova Paktı’na girmemizin en iyi yol olacağını söylüyordu.

Varşova Paktı?

Evet, biliyorduk elbette kapandığını ama sorun değildi bizim için. Bizim iktidarımızda Varşova Paktı yeniden canlanacaktı. Şangay Beşlisi’ymiş, AB’ymiş bunlar hep hikayeydi. Büyük hayalleri vardı bu ekibin. Parti seçimlerde yalnızca bir kez yüzde 2’yi görmüştü ama o olsun. Sonrası hep yüzde 1’in altı. Müthiş bir istikrar. Umurumuzda değildi şu ilçede olanlar. Bunlar küçük meselelerdi bize göre, önemli olan dışarıda neler olduğuydu. Dayanışmaydı, kardeşlikti, emekti, barıştı…

Yine bir gün kahvede çaylarımızı yudumlayıp yan masadaki Hürriyet Partililerle atışırken aramızdan en uzun boylu olan Tarık, Hürriyetçilerin ilçe başkanına kafayı basıp, burnunu kırdıktan sonra, “Sikerim, ben başkanı arayacağım” deyip gitti.

Hiçbir bok anlamadık. Başkan kim, hangi başkan, ne başkanı?

Akşam kahve tenhalaşmaya başlayınca Tarık geri geldi. Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Bir çay isteyip masaya oturdu. Kafasını önce sola, sonra sağa çevirdi, hepimizle göz teması kurdu. Sonra gözlerini masaya dikti, gülümsedi.

“Köylü Çiftçi Partisi Hıdırlı İlçe Teşkilatı hayırlı olsun arkadaşlar!”

Birbirimize anlamsızca bakmaya başladık, sonra Tarık’un bizi dürtmesiyle sarılmalar, kucaklaşmalar… Birkaç gün içinde partiden buraya gelecekler, burada partililerle buluşacaklardı. Sonra teşkilatın kadrosunu belirleyecektik. Bize ne düşüyordu bu süreçte? Toplantının yapılacağı salonu ayarlayacaktık, organizasyonu yapacak, sonunda genel merkezden gelenleri güzelce ağırlayıp gönderecektik.

Salon için benim meyhaneyi hazırlamaya karar verdik. Ben o günün kârından vazgeçmiştim. Tüm gün meyhaneyi kapatacak, partinin ilçe teşkilatına hizmet verecektim. Tarık da hanımıyla yardıma gelecek, yemek işlerini halledecektik. Diğer çocuklar da afişti, ıvırdı, zıvırdı… onları yapacaktı. Zaten sayıca çok değildik. Bu yüzden planlamada herkese az ya da çok bir iş verilmişti.

Akşam kahvede son çaylarımızı içerken masada sadece Tarık’la ben kalmıştım.

“Tarık, gerçekten gelecekler mi?”

“Gelecekler tabii. Genel merkezle konuştum ben, şu gün oradayız dediler.”

“Kim gelecek peki? Başkan gelecek mi mesela?”

“Onu sormadım ama sonuçta merkezden gelecekler. Öyle boş adam gönderirler mi hiç?”

“Orası da öyle tabii. Adam boş olsa genel merkezde ne işi olsun ki?”

“Herhalde!”

Öyle ya koskoca Köylü Çiftçi Partisi’nin genel merkezinde görev yapan birileri gelecekti sonuçta. Başkan gelmese bile yardımcısı gelirdi en kötü. Zaten burada bir teşkilatı olmadığı için sorun olmazdı. Biz de burada beklentilerimizi anlatırdık. Ne istiyoruz, ne planlıyoruz…

“Ya Tarık kafama takıldı da, normalde bizim Ankara’ya gitmemiz gerekmez mi?”

“Hakan, bizim parti öyle bir yer değil ki! Bu adamlar halkla iç içe. Ha biz gitmişiz, ha onlar gelmiş… Bunları sorun edecek insanlar mıyız allah aşkına?”

“Değiliz tabii de, heyecanlandım. Böyle olunca aklıma bin tane şey geliyor biliyorsun.”

“Bilmez miyim. Sen içini rahat tut. Her şey güzel olacak, yeterki hepimiz üstümüze düşeni yapalım.”
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Hakan Özbek
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Mert Divan 2 Haziran 2021 at 21:26

    Devamını dört gözle bekliyoruz efenim

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan