Sessizlik Öyküleri

4 | Eğlenceli Bir Parti

5 Ağustos 2021

Öykü: Dördüncü Bölüm | Eğlenceli Bir Parti | Yazan: Hakan Özbek

 

Bu hikayede geçen kişi ve kurumlar çoğu zaman hayal ürünüdür.

 

İndeks

1. Bölüm: Başkanı Aradım, Buraya Geliyorlar
2. Bölüm: Abiler Dikkatli Olun, Başınıza İş Açacak Bunlar
3. Bölüm: Başkanım Demeyin de Ne Derseniz Deyin
4. Bölüm: Eğlenceli Bir Parti
5. Bölüm: Kaybetmenin Pek Çok Şeklinden Biri

 
 
Teşkilatı kurmuş, başkanı misafir etmiş, beklediğimizden fazla üye kazanmıştık. Taşrada işler her zaman biraz değişik ilerler, bilirsiniz. Kimseye iş vaat etmiyorduk çünkü belediye kadrolarında tüm üyeleri istihdam etmek gibi bir imkan yoktu. Üstelik bunu yapmak ilkelerimize ihanet demekti. Üyelerimizin böyle bir beklentileri olup olmadığından da haberimiz yoktu, daha doğrusu bizdeki bilgiler bu yöndeydi.

Zaman zaman ilçe teşkilatında paneller yapıyor, insanları kooperatifçilik ve dayanışma gibi konularda bilgilendiriyor, sık sık sanatsal gösteriler düzenliyorduk. Sağ olsun bir çok sanatçı, tek kuruş talep etmeden geliyordu. Tiyatrocular, sinema oyuncuları, yazarlar, nadiren de olsa bazı müzisyenler ilçemize geliyor, insanlarla sohbet ediyordu. Tek düze bir yaşamın olduğu ve para kazanmak dışında pek bir şey düşünmeyen insanların aklına önce sanatı sokmak istiyorduk.

Üyelerimiz çoğunlukla gençlerdi. Hem yörenin gençleri hem de buraya okumak için gelen gençler fikirlerimizi destekliyordu. Üstelik teşkilat olarak yaptıklarımız ilçeye, hatta yan ilçelere de bir renk getiriyordu. Güzel şeyler bulaşıcıdır, bir kez ortaya çıktığında etrafınızda daha fazla güzellik görürsünüz.

Peki nasıl bu kadar kolay hareket ediyorduk? Cevabı basit; kimse bizi seçim kazanacak bir parti olarak görmüyordu. Bir vaadimiz yoktu, biraz insanlara kendimizi tanıtmak istiyorduk. Sonrası gelirdi zaten.
 

*

 
“Her şey bu kadar mükemmel miydi?” derseniz, size vereceğim cevap belli:

“Hayır.”

Her şey ne zaman mükemmel olmuş ki?

Mesela kurulduğumuz ilk hafta, bir gece ilçe teşkilatımızın camlarını ve kapılarını kırdılar. Neyse ki içeride masa ve sandalyelerden başka bir şey yoktu. Bir başka sefer ise yine Osman’ı dövdüler. Nedendir, hep Osman’ı dövüyorlar. Ardından Osman, üniversitedeki parti üyeleri ile birlikte misilleme yapmak isteyince hep birlikte dayak yediler. Bizimse hiç haberimiz olmadı bu olanlardan. Hep sonradan duyduğumuz şeyler. Zaman zaman ise başka partilerden olduğunu bildiğimiz isimler toplantılarımıza katılıyor, toplatıyı sabote etmeye çalışıyordu. Bunlar olağan şeylerdi artık ama kavga gürültü pek bizim aklımızdaki işler değildi. O süreçte Osman’ı biraz parti işlerinden uzak tuttuk. İstedik ki, çocuk biraz durulsun. Nasıl oldu peki derseniz, şu sıralar topladı kendini. Eskiden olduğu gibi daha sakin şimdilerde.
 

*

 
Son günlerde bölge kaynamaya başlamıştı. Ülkedeki gerilim, terör tırmandıkça ilçe de hareketlenmeye başlamıştı. Bir gün bir grup toplanıp bizim ilçe teşkilatının önüne yürüdü. Valilikten izin almışlardı, polis izin vermişti, bir sorun yoktu. Biz ise bir anlam verememiştik bu yürüyüşe. Sonra bizim bulunduğumuz bina şer yuvasıymış gibi, terörü lanetlemişler, o sırada bir pencerenin camını da taşla kırmışlardı. Birkaç gün sonra yeni bir yürüyüş daha, ardından bir başkası, ve bir başka yürüyüş daha…

Her seferinde bir-iki camımız kırılıyor, ancak öfkeli güruhun karşısına tedbir amaçlı çıkmıyorduk. Dikkatimizi çeken durum, kalabalığın çoğu bu ilçeden falan değildi. Öyle olsa tanırdık çünkü, burası küçük yer.

Yine bir protesto anında Tarık ilçe teşkilatının kırılan camından aşağıdakilere bağırmaya başladı:

“Bir dakika millet, bir dakika! Ne oluyor yahu size?”

Bir kısım hiç istifini bozmadan protestosuna devam ediyordu ancak gerçekten bu ilçenin insanları bir dakikalığına da olsa konuşması için Tarık’a fırsat vermişti.

“Bakın güzel insanlar, bizi tanımıyor musunuz? Biz terörist miyiz, niye gelip burada eylem yapıyorsunuz? Hadi bazılarınız bizi bilmiyor olabilir ama Harun seninle aynı okulda okumadık mı, ya sen Murat, sıra arkadaşıydık be biz üç yıl seninle? Cengiz amca sen hayırdır esas, her gün çay içmeye geliyordun, ben sana hiç “Hürriyet Partilisin sen, sana çay yok” dedim mi? Evimde misafir ettim lan bir çoğunuzu. Hadi ben teröristim diyelim, Hakan da mı terörist? Ya da yufkacı Fadime teyze? Herkes meyve yesin diye tüm meyvelerini toplatıp size bedavadan dağıtan Nuri amca? Ulan az biraz düşünün. Buradaki insanların kaçını tanıyorsunuz? Siz ne yapıyorsunuz Allah aşkına? Bir kendinize gelin be!”

Tam insanlar biraz sakinleşmiş gibiyken, protescuların ön saflarında yer alanlardan biri “Ya Allah” diyerek elindeki taşı salladı. O taş hepimizin gözleri önünde, ağır çekimde Tarık’ın alnının orta yerine yapıştı. Tarık’ın alnı o an açıldı ama ne açılma! Akan kanlar tüm yüzüne yayılırken, hepimiz Tarık’ın yere yığılmasını bekliyordu ama o cüssesinin hakkını verircesine doğruldu.

“Şimdi ananı siktim senin, pezevenk!”

Tarık camdan aşağı, ön taraftaki güruhun üstüne atladı. Bu beklenmedik hamle hepimiz için zamanı durdurmuştu, Tarık ve tam kafasına düştüğü adam hariç. Ardından saatler yeniden işlemeye başlayınca, kalabalığın bir kısmı kavgayı ayırmaya, bir kısmı da Tarık’ı açık bir şekilde öldürmeye çalışıyordu. Biz de aşağı inmiş, Tarık’ı oradan almanın derdine düşmüştük. Büyük bir arbede… İşler biraz bizim lehimize döner gibi olduğunda polis olaylara müdahale etti. Bir kısmımız gözaltına bir kısmımız hastaneye. Ben Tarık ile hastaneye gittim. Kafasına üç yarık, sol bilek çatlak, omuz ise kırık, her iki ayakta yumuşak doku travmaları. Tedavinin ardından ise ifade verecek. Çünkü bir çok insan Tarık’tan şikayetçi.
 

*

 
Bazen kötü olaylardan iyi dersler çıkarmak gerekir, biz de çıkardık. Mesela insanların bizi birey olarak değil, topluluk olarak daha iyi tanımaları gerekiyordu. Düzenlediğimiz her etkinlikte bunu yaptık. Hem neyin nasıl yapılacağını anlattık, hem de bizim ne yapacağımızı. İnsanlara mutlu olacakları şeyleri sunduk ve mutlu olmaya başladılar. Bir tiyatro oyunundan sonra ülkedeki yolsuzlukları değil, tiyatronun işlevini, oyunun anlattığı değerlerin konuşulduğu bir yer haline gelmeye başladı Hıdırlı. Ve henüz sadece bir adım atmıştık. İnsanlar eğleniyordu, öğreniyordu, mutlu oluyordu. Bu bizim için değerliyken, diğer partilerin de bizi ciddiye almamalarına neden olmuştu.
 
 

Devamı için tıklayınız.

 
 
Hakan Özbek
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 11 Ağustos 2021 at 08:35

    Ne akıcı bir anlatım, merakla bekliyorum.
    Konu çok bizden, ben çok sevdim.

    • Yanıtla Hakan Özbek 15 Ağustos 2021 at 21:41

      Çok teşekkür ederim 🙂

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan