Yüreğindeki sevgiyi öldürmeden kişi/insan içine çıkma. Yüreğinde sevgi olanın o türün içinde ne işi var? Yürek ve gönül aynıdır, yürekten gönlünü ayır, o artık bir yabancı. Yoksa sen, tüm onurlu ve gerçeklik yolundaki sımsıcak ve aydınlık öz benliğinle, o diri/canlı türünün içinde duyurulursun, “İşte…
Çok kritik bir noktadayız ve işin ciddiyetini gerçek anlamda algılayabilen kimse ya çok az var ya da hiç yok. Ülke olarak da, kişi denen tür olarak da, tüm yaşamlılar ve parçası olduğumuz Yeryüzü Ana olarak da çok büyük bir tehdit altındayız ve tehditin kaynağı…
“Söylenecek hiç bir söz kalmadı artık” dediğimiz anda haykırır Alman Edebiyatı’ndan Türkçe Edebiyata kazandırılan Faust’tan yazarlığı denli büyük düşünür Göte (Goethe): “Kafanda kurduğun düşünceye benziyorsun.” The Cranberries‘in ölü solisti, ölmeyecek soluğu/sesiyle “Zombi”yi (Zombie) söylüyor. Ölü Kraliçe, Yeraltı Hânı Erlik Hân’ın iyesi olduğu yerde cezâsını…
“Kızınca çok güzel oluyorsun” dedi Afrodit Hermes’e, “Hem de öyle güzel ki erkeklerin ve kadınların, tüm yakışıklılıkların ötesinde.” Ah neler çekti Hermes, ne ışık, ne bilgelik, ne sevi tomurcuğu!… Anlamadı çoğu Afrodit’in kastını. Yaşamı eril ve dişil olarak görenler algılayamaz ki doğrunun çokluğunu, gerçekliğin…
Atatürk’ün özgürlüğün neden olduğu bunalımları, baskının sağladığı “sözde” güvenliğe yeğlediği açık bir gerçeklik olmakla birlikte bunu ayrıca bir çok kez sözleriyle de göstermiştir. Baskıcı, yadsıyan, “kart-kurt” safsatalarıyla etnisiteleri yok sayan, örneğin 12 Eylül’ün “Türk-İslâm Sentezi” denen, Atatürk’ü de Kuran ayetlerini de dilinden düşürmeyen faşist…
Kadın ve erkek arasındaki doğal olarak var olan eşitliği, cinsiyet ve yönelimlerin genetik/doğuştan gelen köklerini (ki kanıtlanmış bir gerçek), eşitlik ve denkliğin apayrılığını göremeyen; tüm nitelikleri tek birine, fiziksel güce indirgeyip onu da erk/kudret için temel kaynak sayan budalalık yalnızca cinsiyet alanındaki değil, tüm…
Kırdı ve geçti yüreğin en kırılmaz sanılan yerlerini Al Karısı‘nın torunu. Kırılmaz sandığın yerlerin varmış, o yerler de kırılırmış, öğrendin mi? Al Karısı’nın gerekçesi vardı canavar! Haklı ya da haksız gerekçesi vardı. Görmez olmuştu gözleri acıdan. İşitmez olmuştu kulakları canların, kendinin haykırışlarından. Duyumsuyordu/hissediyordu eti…
Bir film tanıtımı gibi ve gerçeğin çok çarpıcı bir biçimde dile getirilişi. Kâbus, bu bir Karabasan! “Uyursan ölürsün”, uyanmış dili bağlı algısı kör, eli bağlı. Kendi iplerini sıkı sıkı tutuyor üstelik çoğu “açılmasın” diye. İlenilesi/lânet edilesi düzen meydan okuyor Yeryüzü Ana’ya, ilenç, ilenç, ilenç!…
Petrikisman, köyümde tarihsel bir yapı, eski bir krallık veya prenslikten kalma yazlık bir şato/kalenin adıdır. Bununla ilgili bilgilerimin en büyük kaynağı, Artvin'de Ardanuç ilçesinin Kutlu köyünde yer alan "Balcı Konuk Evi"nin iyesi ve işletmecisi Kenan Balcı. Petrikisman'ı "Petrik/Patrik İsman" olarak okumak gerek belki de.…
Din tüccarları, münâfıklar Artvin'e gelmiş, videoda gördüm, Artvin'e, din tüccarlığı için! Şaşkınım ki o kadar olur! Kentdaşlarım gereken yanıtı incelikle vermiş gördüğüm kadarıyla. Artvin'de dinli de, dinsiz de bulursunuz; inanmış da, mümin de bulursunuz. Münâfık? Onu nâdir bulursunuz!…
Yukarı doğru giden yol yukarı ulaştırır sizi. Fakat örtüler altında saklananlar için bir Hatice gerekir çoğu zaman. Yanınızdaki bir Hatice değildir genelde, siz de örtüyü bırakmaya istekli değilsinizdir pek, açıkçası.…
Büyük, aydınlık bir yolda, ara sıra karanlık noktalar olur. Yolu aydınlık kılan, hiç karanlık noktalar içermemesi değildir ki zâten. Ak örtülü, kandırmacalarla yüklü karanlık noktalar, kararlılığını aşamaz aydınlık yolun yolcusunun. Bu imgeler, tüm imgesel artı elbette gerçek yönleriyle, tûfanlarla, gökçe pamuklarla doludur ve yine…
Câhiller ve câhillik en önemli sorunumuz gibi görünüyor, her yön ve açıdan hem de, değil mi? Bilmeyen câhillik bir sorun; bildiğini söyleyen, ısrâr eden câhillik ise başka ve dev bir sorun. Peki bunun ne gibi yönleri var? Hiç dikkate almadığımız bir yön var mı?…