Ay Işığı Yolcusu

Küslük

17 Ağustos 2023

Yazı: Küslük | Yazan: Atakan Balcı

Küslük ne garip, ne anlamsız bir durum. Bir durum olduğu kadar bir olgu. Dışarıdan süregiden bir aynılık gibi görünüyor ancak içeriden büyüklü küçüklü, farklı nice duygular, kuruntular yaşanıyor. Dışarısı buz gibi soğuk görünse de tende eriten bir süreç duyumsanıyor. Anlamadım hiçbir ödde/zamanda, anlamıyorum, anlayacağımı da sanmıyorum. Yazık, hem de ne yazık!..

Neden küsülür? Verilen söz tutulmazsa küsülür ya da ihânet durumunda. Bu olguların bir de ezberleri var toplum nezdinde, bir bölümü doğru, çoğu genellikle yanlış olan ezberler. Belki ortaya çıktığı anlarda doğruydular, kim bilir? Ancak sorgulanmamak, en büyük gerçekliği/hakikati bile yanlış kılar öd/zaman içinde. Ezberler küstürür en çok ve fakat haksız yere gerçekleşen bir küslüktür bu. Böylesi bir küslük ağu/zehir tadındadır iki taraf için de.

Bunlar dışında bir başlık için küsülmez. BAŞKA BİR ŞEY İÇİN KÜSÜLMEZ. Bu ne yavuz, ne ağulu/zehirli bir gelenek, bu nasıl bir toplumsal alışlanlık, ki yeryüzünü süpürüyor, alıp götürüyor bütün güzellikleri bilinmeze.

Yâhu sıra arkadaşı olsanız ne yazar yıllar boyu, örneğin üniversitede, tâ ki üniversite yaşamı bitene kadar. Sonra birdenbire size sırtını döner ve siz ne olduğunu anlayamazsınız. Çok mu, fazla mı safız/arıyız?

“Bırakın küssünler”, “Bırakın giderlerse gitsinler” demekle olmaz ki? Sorun her neyse, keşfetmeyi denemeli öncelikle. İletişim kurmayı, farklı yöntemlerle, denemeli kesinlikle. Anlamaya çalışmak gerekir. Sorunun ne olduğunu, algısı açık, yetişmiş bir zihin, elbette ortaya koyacaktır önünde sonunda. Ancak siz sorunu öğrenmeye çalıştınız, farklı biçimler ve yöntemlerle iletişim kurmaya çalıştınız ve karşıdan bir türlü, anlamlı bir dönüt alamadınız, diyelim ki. Bu arada, yine elbette, anlamlı bir dönüt, karşıdan, sunulup sunulmadığı konusunda kibire kapılmadan, “Sunmadı işte, ben anlardım” saçma tavrına yönel neden, soğukkanlı kılarak kendini, irdelemek gerekir düzgün bir biçimde karşının tavrını.

“Neden uğraşacağım canım bu kadar” da diyebilirsiniz elbette. Karşının, sizin iletişim kurma girişimlerinizdeki sevgi ve iyi niyeti görmeye açık olmasına da bağlı durum önemli ölçüde ve belki de siz haklısınız.

Ancak karşıya olan sorumluluğunuz, bir çok ilişki (ilişki deyince yalnızca tek bir ilişki türü usuna/aklına gelenlerden uzak durunuz kesinlikle, ilişki türlerinin sınırı yok) ister istemez sorumluluk getirir iki tarafa da, bazı durumlarda işin içine erk/kudret girer ve erk iyesinin/sâhibinin sorumlulukları katlanır, sorumluluk iyesi olduğunu varsayıyorum elbette erk iyesinin.

Karşısı açık ve dürüst bir biçimde, “Artık seninle iletişim kurmak istemiyorum.” diyorsa bütün bunlara kesinlikle girişilmemelidir. En fazla “Elbette” denilip “Neden?” diye sorabilirsiniz. O da, kendinize ve var olmuş ve tükenmek üzere olan ilişkinize saygınızdan. Ancak karşınızda, kişi türünde yaygın olan sığ kimselerden biri varsa, ki bunu bazen bu tür durumlarda ayrımsarsınız, “peki” deyip geçmek en doğrusudur. Karşınızda, size karşı sorumluluğu yüksek bir erk iyesi/kudret sâhibi varsa ve size “Giderlerse gitsinler” deyip sırtını dönüyorsa, eh, hakkınızı aramanın dürüst, onurlu, uygun yollarını aramaya başlamalısınız. Çünkü bâzı ilişkiler, “Küstüm, bana ne?”ye indirgenemez.

Sevi ve ışık ile!
 
 
Atakan Balcı
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan