Satır Arası

Hayata Küsmek

15 Ekim 2021

Yazı: Hayata Küsmek | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Hayatı yaşarken, hayata karşı iki uç duygu arasında gidip geliriz. Sevgi ve nefret. Ve bu iki duygu arasına saysız duygular yerleştiririz. Öylesine hızlı olur ki duyguların arasındaki geçişler, bazen hiç fark etmeyiz bile bir duygunun nerede bitip diğerinin nerede başladığını. Bazen iyi hissederiz bu geçişlerde, bazen kötü. Bazen de ne hissettiğimizi hiç düşünmeden yaşar gideriz. Hiç düşünmeden yaşamanın süresi çok uzarsa, sonuç çok kötü hissetmek olur. Kötü hissetme çizgisi aşıldığı an, artık hayata ve kendine küsme tarafına geçilmiştir.

Hayata Küsmek

Hayata küsmek, sıradan bir mutsuzluğun çok ötesinde bir kavramdır. Yaşamın hiçbir anlam ifade etmemesidir. Birey, yaşamı o kadar anlamsız görür ki, adeta kendine bile yabancılaşır. Yaptığı her şey anlamsız gelir ve artık aslında kendine küsmüştür. Bu sonuca, iki ana sebepten dolayı gelir insan.

1.) Hayatı Gereğinden Fazla Yüklenmek

Belki yaşam içinde kolay kolay bu aşamaya gelebileceğini düşünmez birey. Yaşamda yaptığı her şey, öyle bir normalleşmiştir ki bunları isteyerek mi yoksa istemeden mi yaptığını sorgulamıyordur. Sorgulamadıkça da daha fazlasını yükleniyordur. Bazen gönüllü olarak yeni sorumluluklara aday olur bazen de kendi isteklerinden bağımsız olarak çevresi tarafından yüklenir yeni sorumluluklar. Hiç kendi içine sormadan alır üzerine yeni işleri. Sabreder, yapar. Sonra artık zorlandığını fark etmeye başlar ama yardım almaktan çekinir. Yapamıyor görünmek istemez çünkü herkesin onu güçlü olarak görmesine alışmıştır. Hem sınırları da yoktur çevresine karşı, hep kabul edendir. Bu aşamadan sonra “kabul etmiyorum” demek bencillik; “zorlanıyorum” demek acizlik gibi görünecektir. Bu yüzden canını dişine takarcasına gayret eder ama sonunda güç tükenir gider. Sabır biter. Artık yaptığı işler de anlamsızlaşır kendi gözünde. Çevresi tarafından da anlaşılmıyordur üstelik. Bunca zamandır, diğerleri için didinmiştir ama şu an o diğerleri anlamıyordur onu. Hayat öyle bir anlamsızlaşır ki kendisi kendi gözünde de değersizdir artık. Yani kendine ve hayata küsmüştür.

2.) Gerçek Dışı Beklentiler

Hayâl kurmadan yaşanmaz hayat. Hayâl kurmak hayatın kalitesini arttırmak için çok önemlidir. Hayâller, insanları ataletten kurtarır, gelişim yönünde değişimin ilk adımlarıdır. Hayâllerden yola çıkarak hedefler belirlenir. Fakat hedefe dönüşebilecek hayâllerle, hedeflenemeyecek hayâlleri de birbirinden ayırmak gerekir. Hayatın gerçekleri içinde, gerçekleşmesi imkansız olan hayâllerle yaşamak, bireylere çok kısa bir süre mutluluk verir. Bu şekilde hayallerle yaşamak, insanların gerçekle ve hayatla bağlantılarını keser. Gerçekle bağlantı kesilmesi demek bireylerin beklentilerinin de gerçek dışı olması demektir. Beklentilerin gerçek dışı olması da doyumsuzluğu getirir. Bu durumda da bir türlü mutluluğu yakalayamaz birey. Bu mutsuzluk halinin sonucu da hayata küsmektir.

Dengede Yaşamak

Hayattan umut kesmemek için ve sonunda da kendine ve hayata küsmemek için dengede kalmaya çalışılmalıdır.

Çevresindeki insanların istek ve ihtiyaçlarını karşılarken, bir taraftan da kendi isteklerini ihmâl etmemesi gerekir bireylerin. Faydalı olmak çok önemlidir ama gücünü dengeli kullanmayan insanlar günün sonunda hem kendilerine hem çevrelerine üzüntü verebilirler.

Çok hayâl kurmalı, hedef olabilecek hayâlleri, hayâllerin içinden seçebilmeli ve kendini geliştirmelidir her birey. Olamayacaklara boş yere odaklanmamak ve beklentileri sınırlamak gerekir. Olmayacakları beklemenin mutsuzluk getireceği kesindir.

Hayat küsmeye değmez. Bu hayat bizim ve bu hayatı öyle ya da böyle yaşamak zorundayız. Hayata küserek, yaşamın güzelliklerini kaçırmak yerine, dengede yaşayıp hayatın tadını çıkaralım.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan