Satır Arası

İçe Dönük Olmak

25 Aralık 2020

Yazı: İçe Dönük Olmak | Yazan: Nalan Erpolat

Her bireyin kişilik özelliklerinin birbirinden farklı olduğunu herkes kabul eder ama kişilik özelliklerinin olumsuz yönlerini dile getirmekten de çoğu insan vazgeçmez. Nedense kendi kendine kalmayı çok seven insan tipi de genelde olumsuz olarak algılanır ve çocukluktan itibaren bu kişiliğe sahip insanlar aileleri tarafından hep toplum içine itilmeye çalışılır. Öyle ki, zamanla kendileri bile mizacın “kötü” olduğunu düşünürler. Halbuki bu insanların kişiliği kötü değildir, onlar sadece içe dönük insanlardır.

İçe Dönüklük- Dışa Dönüklük

Psikolojide içi dönük ve dışa dönük kavramlarını ilk olarak 1920 yılında Carl Gustav Jung ortaya koymuştur. Dışa dönük insanlar, yaşam enerjilerini ve yaşama bağlılıklarını dış dünyadan yani diğer insanlarla etkileşimlerinden alırlar. Aynı şekilde kendi dış enerjilerini de dışarıya yansıtmayı ve paylaşmayı severler. İnsanlarla bir aradayken varoluşlarını anlamlı hissederler. Yalnız başlarına kalmak onları çok fazla sıkar.

Öte yandan, içe dönük insanlar ise yaşam enerjilerini kendi içlerinden alırlar. Kendileriyle zaman geçirmek, yalnız kalmak adeta bir zihinsel ihtiyaçtır onlar için çünkü sürekli kalabalıklar içinde varoluş nedenlerini bulamazlar.

İçe Dönüklük, İçe Kapanıklık

İçe dönük insanların hem kendilerinin hem çevrelerinin paniğe kapılmasına neden olan şey, içe dönük kişilik yapısı ile içe kapanıklığın birbirlerine karıştırılmasıdır. İçe kapanıklık sosyal kaygıyı doğuran bir durumdur. İçe dönüklük demek sosyal kaygıya sahip olmak demek değildir. Sosyal kaygısı olan bireyler kalabalık içinde gerçek anlamda kaygılı hissederler. Bu yüzden insan içine çıkmaktan korkarlar. Bu durum da çok korkulacak, çaresiz bir durum değildir ama içe dönüklükle bir tutulmamalıdır.

İçe dönük insanlar, kalabalık içine girmekten çekinmezler, dış dünyaya uyum sağlamakla ilgili bir kaygıları yoktur. Sadece tercihleri çok fazla kalabalığa girmemektir. Yoğun kalabalık içinde yüzeysel ilişkiler kurmaktansa, daha küçük gruplar içinde daha derin ilişkiler kurmayı isterler.

İçe Dönük Olmanın Avantajları

Sanılanın aksine, içe dönük kişilik tipine sahip bireylerin kendi özelliklerinden gelen birçok avantajı vardır.

Her şeyden önce, yaşam için kendi iç dünyalarından beslendiklerinden, kendi duygularını iyi bilirler, doğru tanımlarlar. Bu sebeple, empati özellikleri de gelişmiştir. Çevrelerindeki insanları çok iyi gözlemlerler, çok iyi dinlerler ve onlarla empati kurabilirler. Çok iyi dostturlar, genel-geçer arkadaşlıkları değil uzun süreli dostlukları vardır.

Mutlu olmak onlar için çok zor değildir çünkü mutluluk için başkalarına ihtiyaç duymazlar. Bu yüzden genelde huzurlulardır.

İş hayatında ise üretkenlerdir. Düşünsel işlerde ya da üretkenlik gerektiren sanatsal alanlarda başarılı olurlar. İşlerini yaparlarken, kendilerini referans aldıklarından dış dünyanın ne düşündüğünü çok fazla önemsemezler. Bu yüzden de, başlangıçta toplumun inanmadığı hatta alay ettiği ama yolun sonunda hayatta iz bırakmış işlere imza atanlar genellikle içe dönük insanlardır.

İçe Dönüklük-Dışa Dönüklük Dengesi

Genellikle her insanda biraz içe dönük biraz da dışa dönük kişilik özelliği vardır ama herkesin bu iki uca mesafesi farklıdır. Çok az insan için %100 içe dönük ya da %100 dışa dönük denilebilir, birey ağırlıklı olarak hangisinin özelliklerini daha çok taşıyorsa o sınıfın içinde kabul edilir.

İçe dönük sınıfında olan insanların temel karakter özellikleri kolay kolay değişmez ve zaten değişmesi için uğraşılması da doğru olmaz. İnsan mizacı kalıcıdır fakat hayatın içinde özellikle de profesyonel dünyada zaman zaman bu özelliklerin esnetilmesi gerekebilir. Her ne kadar içlerinden aldıkları enerji ile çok iyi işler çıkarsalar da bu işlerini insanlara sunmaları ve topluma kabul ettirmeleri gerekir. Bu yüzden zaman zaman kalabalık içinde de olmaya ihtiyaçları vardır. Bu da onlar için çok zor değildir ama bazen katlanılması gereken bir durum olabilir. İşlerinin iletişim ayağını bitirdikten sonra üretmek için tekrar içlerine dönmek ve yalnız kalmak için can atarlar.

Yalnız kalmayı sevenler, toplumun yanlış algısına kapılarak kendilerinde sorun varmış gibi düşünüp de ürettiklerini törpülemesinler. İyi düşünerek ve sağlam adımlarla yürüyerek üreten içe dönük insanlar, içinde yaşadığımız dünyanın belki de en büyük ihtiyacı.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 25 Aralık 2020 at 08:41

    Nalan Ablacım merhaba 🎈
     
    Yazının hemen her satırında kendimi buldum diyebilirim (:
     
    Senin de dediğin gibi içe dönüklüğün sanki olumsuz ve aşılması gereken bir özellikmiş gibi görülmesi de oldukça can sıkıcı. Ben de kalabalıklar içinde sıkça bulunuyorum, o “toplumla iletişim kurma” kısmı için. Yalnızca dediğin gibi; “İşlerinin iletişim ayağını bitirdikten sonra üretmek için tekrar içlerine dönmek ve yalnız kalmak için can atarlar.”
     
    Sevgiler 🎈

    • Yanıtla Nalan Erpolat 26 Aralık 2020 at 21:48

      Sudecim, çok teşekkür ederim.
      Yazdıklarımın okuyanların içinde bir şeyleri uyandırması ya da çağrıştırması o kadar çok mutlu ediyor ki beni.
      Yorumun için çok teşekkür ederim.
      Sevgiler😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan