Başucumda Kitap

Ruhi Mücerret

14 Mart 2019

Ruhi Mücerret | Murat Menteş


Ruhi Mücerret | Murat Menteş

Ruhi Mücerret | Konu

Ruhi Mücerret, 100 yaşında ve Türkiye’nin son savaş gazisidir. Yaşayan son savaş gazisi olduğu için ve her şehrin kurtuluş etkinliklerine katılıp konuşmalar yaptığından bir “kurtuluş günleri takvimi”ne sahiptir. Bu takvimin dışında kalan günlerinde evden sadece camiye gitmek için çıktığı ve yakın arkadaşı Avni Vav ile sohbet ettiği durağan bir hayata sahiptir. Ta ki Cihan Kazanova ile tanışana kadar.

Kitabın diğer kahramanı olan Cihan Kazanova Ruhi Mücerret’e derin bir saygı duymaktadır. Bunun birkaç nedeni olmakla birlikte en önemlisi Ruhi Mücerret’in ömrünün son demlerinde başına gelenlerin yegane sebebinin kendisi olmasıdır. Aslında ölmek üzere olan yeğenini kurtarabilmek için buna mecburdur.

Ruhi Mücerret’in ölmek üzere olan yakın arkadaşı Zülfikar Zarifoğlu’nun kendisinden “Masum Cici” adında bir adamı öldürmesini ister. Neden olduğunu soramadan arkadaşı ölür ve Ruhi Mücerret arkadaşına verdiği sözü tutabilmek için planlar kurmaya başlar. Masum Cici insanların beynini matkapla delip, taktığı küçük bir çiple, kendi iradeleri dışında konuşmalarında marka isimlerini geçirmelerini sağlayan bir adamdır. Bunun içinde kimseyi kullanmaktan çekinmemektedir.

Tüm bu hengamenin içinde aşkta gelip kapısını çalınca Ruhi Mücerret’in, işler daha da ilginç bir hal almaya başlar.

Ruhi Mücerret | Yorum

Kitabın özetini okuduğunuzda tamamen ütopik bir hikayeye sahip olduğunu görüyorsunuz. Evet olaylar döngüsü gerçekten olağan dışı ama konuları ele alış bakımından fazlasıyla gerçekçi.
Okurken çok eğlendim ama bir o kadar da şapkamı elime alıp düşündüğüm yer oldu. O kadar çok altı çizilecek cümleye sahip ki, salt bunun için bile okunulası bir kitap bence.

Hayatımızdaki reklam gerçeğine olağan dışı bir hikayeyle yaklaşmış Murat Menteş. Bir düşünün nerede reklam yok ki?! Evet olmalı belki ama fazlasıyla yapıldığında akıl bulandırmaktan başka pek bir anlamı da olmuyor bence. Ne kadar iyi olduğunu sorgulamadan reklamı yapılan tüm ürünlerin alınması gerektiği algısı yaratılıyor insanda. Gerçi reklam sektöründeki metin yazarlarının da hakkını yememek lazım. Harika metinlerle ilgiyi arttırıyorlar. Severek izlediğim o kadar reklam var ki anlatamam.

Diğer ele aldığı konu ise aşk. “Aşkın yaşı yoktur,” diyor yani Murat Menteş. 100 yaşında da olsanız kalbinizin ritminin değişmesi mümkün. O yüzden vazgeçmemek lazım, belki de kitabın en güzel telkinlerinden biri bu.

Kitap iki bölümden oluşuyor. Olaylar döngüsü aynı ama önce Ruhi Mücerret’in sonra da Cihan Kazanova’nın ağzından dinliyoruz hikayeyi. Böylece de olaylar arasında kalan boşluklar doldurulmuş oluyor.

Kitabın özetinde çok ayrıntıya girmediğimi fark etmişsinizdir. Çünkü macerayı çok açık etmek istemedim. Bir de kitabın konusu özetlenebilmeye çok da müsait değil, malum konu biraz olağan dışı.
Hem eğlenip hem de düşünmek için ideal bir kitap seçimi bence 👌🏻

Bu hafta da yorumumu alıntılarla bitirmek istiyorum. Çünkü benim kitabı okuma sebebim sosyal medyada rastladığım alıntılardı. Sizlere de aynı tadı vermesi temennisiyle.

Ruhi Mücerret | Alıntılar

• Aklımı kaçırdığımı düşünebilirsiniz. Bir insan acıdan delirdiğinde, diğerleri onun acısını değil, deliliğini görürler.

• Mezar taşlarındaki ölüm tarihleri, ölülerin bizi kaç yıldır beklediğini gösterir.

• Aşk birine seni mahvetme yetkisi vermek ve bunu kullanmayacağına güvenmektir.

• Senden bekleneni, sana emredileni ya da seni kurtaracak olanı değil; kalbinin derinliklerinde tasdikleneni yap. İyiliği içselleştir.

• Hiçbir şey göründüğü gibi değildir. Çünkü hiçbir şey görüntüden ibaret değildir. Bu kadim kaide, benim hikayemde de geçerli. Yalan insanı aptallaştırır, hakikat ise delirtir.

• Ölüm karşısında herkes acemidir; ben de öyleyim. Hala hayattasınız aziz okur, şansınız var: Acemi şansı.

• Biz bu dünyaya başkalarını mutlu etmeye geldik. Başkaları niye geldi onu hiç bilmiyorum.

• İnsan yapamayacağı kötülüğü başkasından ummaz.

• Velhasıl dünyada bir cennet inşa edersen, ölümle cennete yatay geçiş yaparsın. Asıl hayat cennettedir. Demek ki dünyada mümkün olduğunca yaşatmaya bakmak gerek. Fidan dik, kuş besle, evlat büyüt, umut ve sevinç aşıla… İnsanlar senin yanındayken kendilerini cennetteki gibi kınanmayan, yadırganmayan, dışlanmayan aksine ödüllendirilen, yüceltilen, hoşnut edilen, ikramda bulunulan konumunda, özgür hissederlerse sen, bulunduğun yeri cennete benzetmişsin demektir. Yok eğer öldürürsen, yaşatmazsan, beslemezsen, yaşama azmi aşılamazsan; insanlar senin yanında kendilerini cehennemin dumanında boğulur gibi sıkıntılı, üzgün, baskılanmış, boyunduruk altında, kısıtlanmış, suçlu, mahcup, rahatsız, cezalandırılmış, mahrum… hissederse, sen cehennem kurmuşsun demektir. Burada kendi ellerinle bina ettiğin cehennemden, öldüğün anda yatay geçişle ahret cehennemini boylarsın.

• Mazideki kederleri hatırlamanın sağlayacağı koruma, unutmanın getireceği huzurun yanında bir hiçtir. Lakin aklın forsu hafızaya sökmez.

Yazar Hakkında

21 Eylül 1974 İstanbul doğumlu Murat Menteş, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesine girmiş ancak öğrenimini tamamlamamıştır. Çeşitli dergi ve gazetelerde köşe yazarlığı yapmıştır. Halen İstanbul’da yaşamına devam etmektedir.

Eserleri:

• Kuzgunun Gölgesi (şiir, 1999)
• Kaosa Mütevazi Bir Katkı (deneme, 2001)
• Aynalı Barikatlar (deneme, 2003)
• Dublörün Dilemması (roman, 2005)
• Korkma Ben Varım (roman, 2009)
• Garanti Karantina (şiir, 2010)
• Ruhi Mücerret (roman, 2013)
• Antika Titanik (roman, 2018)

Keyifli okumalar,
Kübra Mısırlı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Hülya Erarslan 14 Mart 2019 at 10:24

    Murat Menteş’in ilk “Dublörün Dilemması” kitabını okumuştum. Ardından da Ruhi Mücerret’i. İkisini de beğenmiştim o zamanlar. (O zamanlar dediğim 5-6 sene öncesi.)
     
    Sonra Ot Mot tarzı edebiyat dergilerine sarmıştım bir ara, onlardan birinde Murat Menteş de yazıyordu.
     
    Zamanla sıkıldım Murat Menteş’ten. Çünkü biraz zorlama gibi gelmeye başladı yazıları, edebiyat parçalamak gibi. Bir iki kitabında sıkmıyor ama üst üste okuyunca mı artık ne oluyorsa darlandım. Ama seveni de pek seviyor. Ortası olmayan insanlardan sanırım. Hani var ya, seveni çok sever, sevmeyeni nefret eder tarzı insanlar. Onlardan mı acaba Murat Menteş?

  • Yanıtla Kübra Mısırlı Keskin 14 Mart 2019 at 14:59

    Merhaba Hülya Hanım;
    Murat Menteş’in ilk okuduğum kitabıydı Ruhi Mücerret. Daha sonra Antika Titanik‘i okudum ama ilk kitabı kadar sarmadı maalesef. Herkese hitap eden bir tarzı olmadığı konusunda hemfikiriz sizinle. Kelimelerle oynama tarzını seviyorum ben ama okuyacağım diğer kitapları için şimdiden bir şey söyleyemeyeceğim. Belki ben de sizin gibi düşünebilirim şimdiden kestirmek zor.
     
    Yorumunuz için teşekkürler.

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 15 Mart 2019 at 01:21

    Ruhi Mücerret’i geçen sene okumuştum. Aslında bayağı güldüğüm bölümler olsa da bitirdiğimde, hani fazla yediğinizde rahatsız edici bir şişkinlik hissederseniz ya tam da onun gibi aforizma bombardımanından şişmiş halde kitabı kapamıştım. Bende biraz “ne biliyorsam bu kitapta üzerinize fırlatacağım” hissi uyandırmıştı Murat Menteş’in bu alıntı ve özdeyişleri. Bu arada kesinlikle çok zeki bir adam olduğunu düşündüğümü söyleyerek hakkını teslim etmek isterim. Başka bir kitabını okumam diyordum ama şimdi bir kitapla da yargılamak haksızlık olacak gibi hissettim bu yorumu yazarken.
     
    Kitabın konusu ise oldukça yaratıcı. Farklı bir tarz okumak isteyenler için iyi bir alternatif olacağını düşünüyorum.
     
    Kübracım iyi ki yorumlamışsın Ruhi Mücerret’i.Senin ve Hülya’nın kitap ve yazarı hakkındaki düşüncelerinizi okumak çok keyifliydi. Bi’ an kitap kulübündeymişiz gibi hissettim. Keşke yazıların altına okurlarımızdan da daha çok yorum gelse; işte o zaman hayalimdeki sanal kitap kulübü gerçek anlamıyla hayata geçecek 😉

  • Yanıtla Kübra Mısırlı Keskin 15 Mart 2019 at 09:26

    Merhaba Didemcim; farklı tarzda bir yazar olduğu için bu kitabı yorumlamak istedim. Benim tanışma kitabımdı Ruhi Mücerret ve gerçekten de beğendiğim bir kitap oldu, yorumumdan da bellidir 🙂 ama ikinci okuduğum kitabı Antika Titanik ilginç bir konuya sahip olsa da ilki kadar keyif vermedi. Ama dediğin gibi yazar hakkında karar verebilmek için bir kitabını okumak bence de yetersiz.
     
    Diğer taraftan hayalin olan sanal kitap kulübü harika bir fikir. inşallah zamanla yapılan yorumlar artar ve fikirlerimizi hep beraber paylaşırız. Hülya Hanımın yapmış olduğu kitap yorumlarını yazılarımda paylaşması beni ayrıca mutlu ediyor. Çünkü onun kitap yorumlarını da severek takip ediyorum.
     
    Sevgiler canım.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan