Satır Arası

Suçlamak

5 Ocak 2024

Yazı: Suçlamak | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Yenilikler umut verir. Bu sebeple her güne güzel başlamak önemlidir. Her hafta başında “İyi haftalar” temennileri de bir başlangıca dair umut verir bireylere. Bu hafta da yeni yılın ilk haftası olduğundan hemen hemen herkeste yine bir umut var. Umudu çok kırılmış olanlarda bile yeni döneme dair güzel dilekler var.

Dilemek ve istemek çok güzel ve çok önemli fakat bazı şeylerin gerçekleşeceğine dair inançların ne kadar güçlü olduğu daha büyük bir belirleyici. Çünkü bu inanç ne kadar güçlüyse emek ve çaba o kadar istikrarlı olur. Düşük inançta ilk başta düşünülen durumun hayal kategorisinde kalacağı bellidir çünkü düşük inanç, emek vermeye gönüllü olmamaktır.

Etrafı ve Şartları Suçlamak

Emekten vermekten diğer bir deyişle bazı sorumluluklardan, zorluklardan kaçmanın en belirgin yolu suçlamaktır. Ebeveyni suçlamak, eşi suçlamak, arkadaşları suçlamak, evlatları suçlamak hatta hayatı suçlamak, dünyayı suçlamak. İçinde yaşanılan zamanı suçlamak. Son zamanlarda ne kadar çok yazılıp çiziliyor ya da söyleniyor; “Ne kadar zor zamana denk geldik” diye. Sanki insanlık bu çağa kadar hiç zorluk görmemiş gibi.

Her çağda doğal afetler, savaşlar, hastalıklar, salgınlar olmuş. Fakat herkes, her zaman kendi yaşadığı derdi en büyük dert olarak görüyor. (Bkz: Sahiplik Yanılsaması)

Bu büyük olarak dile gelen dertler de yeterince emek harcanmamış, başarılamamış durumların bahaneleri olarak sunuluyor.

“Böyle olmasaydı yapardım.”
“Şu bana böyle demeseydi başarırdım.”
“Hep de benim başıma böyle şeyler gelir zaten, bu tip sorunlar benim başımdan eksik olmuyor ki yoluma bakayım.”

Gibi bahane cümleleri uzar gider.

Aslında bakıldığında, bahsedildiği gibi ya da daha büyük zorlukları yaşadığı halde, benzer konularda çok yol katetmiş insanlar var. Buradaki fark, elbette insanın engellerinin olması değil, engellerin arkasına sığınmaması. Engellerin arkasına sığınanlar, aslında hayatın getirdiği olumsuzluklara karşı mücadele etmekten korkanlardır. Güçleri olmadığını zannedenlerdir. Çünkü korkmadan adım atabilseler, aslında güçleri olduğunu fark ederler. Bu yüzden ilk yapılan şey şartları suçlamak yerine “Ne yapabilirim?”e odaklanmak olursa, her şey çok daha güzel şekillenir.

Kendini Suçlamak

Bir de bunun tam tersi olarak dışarıdaki şartları hiç hesaba katmadan sürekli kendini suçlayan bireyler vardır. İnsan bazen, gerçekten hiç elinde olmayan şartların içine sürüklenebilir ve olumsuzluklar yaşayabilir. Bunun sonucunda da potansiyelinin çok daha altında işler yapmak durumunda kalabilir. Yaşadıklarında, hiç suçu olmadığı halde, elinden geleni hep yapmış olduğu halde, sürekli kendini suçlama yoluna giderse bu da hayata kronik bir üzüntü olarak yansır. Birey, hiçbir şeyden mutlu olmayan, sürekli üzgün bir insan haline dönüştürür kendini.

Bu halde olan bir insan, potansiyeli ile şu an yapabileceği şeyleri de yapamaz hale gelir. Yapamadıkça daha da üzülür ve hayatının sonuna kadar bu kısır döngüden çıkamaz.

Suçlamak, cesaretin ve hayattaki güzelliklerin önündeki en büyük engellerden biridir. İnsan dışarıyı ya da kendini suçlamadan önce yapabileceklerine odaklanırsa sonuç mutluluk olur.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 5 Ocak 2024 at 20:57

    Bildiğim kadarıyla suçlamak, suçlanmak en düşük frekanslardan biri. Umarım bunların hepsinden kurtulur, en yüksek frekans olan neşe ve mutluluk frekansına erişiriz hep birlikte 🙏💜

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan