Zarafet

Günümüzde gelişim adına her şeyin bir eğitimi veriliyor. Her türlü kaynağa ulaşmak çok kolay olduğundan, bu eğitimleri seçerek katılan bireyler, uygulama adımını da tamamlayabiliyorlarsa gerçekten birkaç adım öne çıkmayı başarıyorlar. Fakat birkaç adım öne çıkmak da çok kısa bir zaman sonra yetmiyor ve biraz daha öne çıkmak için farklı gelişim basamaklarını çıkmak gerekiyor. Ve sonra başkalarını…

Adeta yarış hâlinde yaşanan bu hayatın içinde, hep bir adım öne çıkmak hedef hâline gelince, her zaman, her ortamda, dikkat çekmeye çalışmak da önemli hâle geliyor. “Reklamın iyisi kötüsü yoktur” düşüncesi ne kadar eskilerde kalsa da hâlâ zaman zaman uygulanabiliyor. Ama doğru değil, reklamın kötüsü kötüdür. Yanlış bir temsildir. Genel olarak her ortamda olumlu yönde dikkat çeken bireyler son yıllarda “pozitif enerjisi var” ya da “aurası yüksek” gibi tarif ediliyor. Bu tabirlerin 20 yıl önceki karşılığı da “çok sıcak kanlı” ya da “çok güven verici” idi. Ama nasıl tarif edilirlerse edilsinler, aslında hep olumlu şekilde algılanan bu bireylerin ortak noktası zarafetleridir. Tam da bu yüzden zarafet eğitimleri de eğitim zincirinin bir parçası ve sıkça karşımıza çıkıyor. Bu durumda gösteriyor ki dikkat çekmek için ya da göz önünde olmak için insan öz değerleri dışına çıkmamalı ve zarafetten vazgeçmemeli. Zarafetin dışına çıkan bireyin olumlu şekilde dikkat çekmesi, sosyal hayatta da iş dünyasında da söz konusu değildir.

Zarafet Nedir?

Zarafet en basit anlamıyla kibar olma hâlidir. Şekilden ayrı tutulması gereken, davranış tutumudur. Görselliğin çok fazla ön plana çıktığı çağımızda, her şeyin ilk önce görsellikle değerlendirildiği bir gerçek ama zarafet kılık kıyafetin, saçın, makyajın ya da aksesuarların çok ötesinde bir durumdur. Tabii ki giyimin, her zaman gidilen yere uygun olması önemlidir ama birey nerede nasıl konuşacağını, kendini nasıl ifade edeceğini bilmiyorsa, ya da davranışlarında çevresine karşı duyarlı değilse yani zarif değilse, en güzel en pahalı kıyafetlerin içinde bile olumlu yönde dikkat çekmez.

Yürüyüşü, duruşu, selamlaşması ile birey zarif olduğunu ya da olmadığını hemen gösterir.

Sözler ve Mimikler

Bireyin zarafetinin diğer bir göstergesi de bireyin sözleri ve mimikleridir. Kelimelerin özenle seçilmesi ve mimiklerle sözlerin örtüşmesi gerekir. Fakat bu kesinlikle, zarif görünmek için, sesini yapmacık bir şekilde inceltmek ve yüze hiç oturmayan sahte bir gülümsemeyi alışkanlık hâline getirmek demek değildir. Samimiyetten uzak olan her şey iticidir. Bu, zarafet bile olsa. İçten gelmeden gülmek ve zorla kibarmış gibi yapmak ilk başta kişinin kendine zarif olmaması demektir. Kendi duygularını görmezden gelen ve bu duygularla çelişkili davranan bir kişinin gerçekten zarif bir insan olması imkansızdır.

Zarafet aslında bir hayat tarzıdır. Duruma göre zarif olmak diye bir şey yoktur. Zarif insan, her zaman zariftir. Olmayan da duruma göre zarif olmaya çalışıyorsa, asla zarif olamaz. Çünkü hiçbir hayat tarzı yapmacık olamaz.

Birey zarif olmayı öğrenmek istiyorsa kendi hayatını gözden geçirmeli ve ilk önce kendine karşı zarif ve anlayışlı olmayı öğrenmelidir. Zarif olmanın özündeki kural budur. Bundan sonra da genel adab-ı muaşeret kuralları öğrenilir ve uygulanır. (Bununla ilgili “Görgü ve Nezaket” başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.)

Fakat o özden gelen zarafet yakalanamazsa tüm resim bir lekeyle dahi olsa bozulur. Yani zarafetin sadece görünüşte olduğu toplum içerisinde hissedilir. Bu da güvensizliği temsil eder.

Kendini iyi tanıyan, kendiyle barışır ve kendine karşı zarif olur. Kendine karşı zarif olabilen de her zaman her şartta zariftir.
 
 
Nalan Erpolat