Turizm

Lindos Köyü | Rodos

3 Şubat 2021

Yazı: Lindos Köyü | Rodos | Yazar: Prof. Dr. İsmet Esenyel

Özlediğim ve sizlerle bu sütunlarda paylaştığım, Kıbrıs’ta görmek istediğim turizm modeli, Rodos’ta karşıma çıktı. Bir ada düşünün toplam nüfusu 120 bin civarında ama dünyaya entegre. Bir ada şehri olarak dünyayla bütünleşmek, adada global ekonominin tüm çarklarının döndüğünü görmek çok farklı bir duygu. Yunan adaları bir turizm insanının mutlaka görmesi gereken Akdenizli turizm destinasyonları.

Eski güçlü Osmanlı etkileşiminin en küçük zerresine kadar hissedildiği Rodos, çok güzel bir liman kenti. Her şeyiyle kolektif turizm hareketinin, adalı insanların gerçek turizm olgusunu maalesef 6 ay yaşayabildikleri bir ada. Yaşayan halk biliyor ki bu sektörden sadece 6-7 ay faydalanabilecek ama mevsimlik işçiden tutun da çarşı, pazar, esnaf bu itici gücün farkında. 12 aya turizmin çarklarını yaymak gibi bir kaygıları yok.

Oteller genellikle 70’li yılların mimarisiyle yapılmış ve daha fazla “Medieval Town” dedikleri alana yerleştirilmiş. Bu alan, 2. Dünya Savaşı’nda, Almanlarca yoğun bombardıman altında kalmış ancak yine de tahrip olan tarihi surlar aslına uygun olarak restore edilmiş.

Rodos Limanı çok önemli bir lojistik merkez çünkü. Bugünlerde, büyük cruise gemilerin uğradığı, olmazsa olmaz bir tur noktası. Şehir dışına çıkıldıkça; daha modern 2000’li yılların tesisleri karşımıza çıkıyor ama tercihen 3-4 yıldızlı daha küçük oteller revaçta. Turistlerde 5 yıldızlı tesislerde kalmak gibi bir kaygı yok; herkes daha fazla zamanını bu tarih ve Akdeniz’in en güzel adalarını keşfetmek için programlamış.

Kıbrıs’ta işte bunu özlüyorum.

Cadde, sokaklar AB standardında tertemiz; yerlerde bir çöp görmek nerede ise imkânsız. Eski ve yeni şehir birbiriyle çok uyumlu. Yeni ev ve yapılar 6 kattan fazla değil; doğa ile yapılar harika bir senkron içinde. Adanın silueti hemen hemen hiç bozulmamış. İnanmak zor ama liman mendireği yaklaşık 2 km uzunluğunda.

Rodos Limanı'ndaki Cruise Gemileri | Yazan: İsmet EsenyelMağusa Limanı ve şehri gibi, tüm şehir surlarla kaplı. Büyük cruise gemiler, tarihi limana öylesine bir post modern görüntü kazandırıyor ki Kıbrıs’ını seven ve bizler gibi turizme gönül vermiş kişiler ister istemez kendi ülkesiyle kıyas yapıyor. Kıyas yaparken de sırf kendi ülkesinin artılarını bulmaya çalışıyor. Evet, bizde rahatlıkla açık ara farkla önde olduğumuz alternatif turizm çeşidi sadece casinolar; Rodos’ta sadece tek bir casino var ama yerli halkla konuştuğum zaman çok fazla rağbet görmediğini söylüyorlar.

Geçim derdi önemli; ekmek kavgası var. Bizdeki casino eğlencesi aynı Las Vegas tarzı; süper starlarla birlikte. Farklı bir casino kültürü bizim sektörümüzdeki. Ne yazık ki Rodos’ta mutlaka Yunanistan’ın ekonomik krizini hissetmeniz çok yüksek olasılık çünkü turizm sektöründe çalışan herkes maalesef “mevsimlik işçi”. “Buna da şükür” diyorlar inanın ki; tamamıyla işsiz kalmaktan iyi çünkü.

Örneğin, bir servis elemanı 800 Euro civarında, tecrübeli bir resepsiyon elemanı ise 900-1000 Euro dolaylarında aylık maaş kazanıyor. Ne yazık ki sadece 6-7 ay; sürekli bir iş bulsalar dünyalar onların olacak. Turiste saygı yüksek seviyede. Yerli halk çok bilinçli ve eğitimli açıkçası.

Turisti kandırayım, daha fazla kazanayım diye bir anlayış yok. Taksi fiyatları açıkça yazıyor, ne kadar ödeyeceğiniz net belli. Restoranlarda menü fiyatları da açıkça belirtilmiş.

Sürpriz yok anlayacağınız. Rodos’ta geziyoruz Dünya’nın en lüks markalarını görmek, sezon sonu olduğu için gidip indirimlerden faydalanmak çok güzel. Kebap ve döner kültürümüz burada geçmişten gelen bir uzantının bağı gibi her köşede karşımıza çıkıyor. Döner sanki bir Yunan yemeği olmuş Yiros diye herkes yiyor. Biz değil tabii ki.

Akdeniz mutfağının gelişmiş balık kültürü ise tavan yapmış durumda. Rakı balığın yerini uzo-balık almış. Humus, cacık, hellim (yerine feta peyniri) her şey bizle aynı. Dağ, taş, bitki örtüsü de aynı olunca sanki yıllardır burayı biliyor gibisiniz. Bizim meyhanelerimiz, restoranlarımız, gerçekten yabana atılacak gibi değil hatta menü olarak, meze çeşitlerimiz olarak çok daha zengin. Ancak burada balık, kalamar ve Akdeniz yemekleri farklı ve güzel.

Otelimizde kalan kişiler resepsiyonda veya limana inerek aynı bizdeki gibi değişik adalara kültür ve doğa turlarına katılıyorlar. Ancak bir farkla; bu gemiler hıncahınç dolu; hafta ortası olmasına rağmen, en az bizim çıktığımız turda 400 kişiye yakın insan var. Ödenen ücretler ise Kıbrıs standartlarına göre çok makul.

Butterfly Valley, Thrones of Helios

Kelebekler Vadisi | RodosDikkatimizi çeken turların başında “Kelebek Vadisi” olarak adlandırılan yemyeşil ağaçların gizemi içerisinde akan pınarların eşlik ettiği kelebeklerin yaşantısı vardı. Mutlaka burayı ziyaret etmeliydik. Gittiğimizde, 7’den 70’e insanların ellerinde fotoğraf veya cep telefonlarının kameralarından resmettikleri bu doğaüstü binlerce kelebeğin yaşantısını gördükçe, yüzlerce insanın mutluluğu gözlerinden okunuyordu. Doğa, sessizlik, akan sular ve şehir hayatının uzağında var olan huzurun sesi. Hepsi burada vardı.

2 saatlik doğa turunun ardından, “Thrones of Helios” adlı dokuz boyutlu Rodos Adası’nın tarihi süreç ve kuruluşunu anlatan bence mükemmel hazırlanmış bir teknoloji harikası olan sinemaya gittik. Denizin dibine dalarken, atın üzerinde giderken, o anları yaşıyordunuz, üzerinize sular atılıyordu. Soğuk karlı günlerde, aniden bir soğuk dalga üzerinize geliyordu. Her şey çok yalın anlatılmıştı ve gerçek tarih, teknoloji ile yeniden canlandırılıyordu. En çarpıcı olanı ise, adayı 4 asır yöneten Osmanlı donanması ve Sultan Süleyman’ın efsanevi şekilde adayı nasıl aldığının olduğu sahnelerdi. Muhteşem bir tarihi yolculuk sadece 20 dakika sürmüştü. Hiç bitmesini istemedim.

Tripadvisor ve diğer web portallarından genellikle gitmeden önce o yer ile ilgili bilgi toplamayı severim. Nerelerde kalınır, turistik yerler, restoranlar.

Lindos bu sıralamada birinci sıradaydı. Şehir merkezindeki limandan, yaklaşık 2 buçuk saatlik bir gemi yolculuğu ile ulaştığınız Lindos Köyü; Akdeniz’in en temiz 10 sahilinden birine yelken açıp orada balığınızı da yiyebiliyorsunuz. Adanın farklı ve özel olmasını bekliyordum ama bu kadar sahilin dağ ile “sıfır” noktasında buluştuğu bir yer görmemiştim.

Örnek verecek olursam; Bafra sahilini, Karmi Köyü’nün merkezine yapıştırın ve hemen sahilden yukarıya doğru daracık küçücük sokaklarda turistlerin birbirine çarparak yürüdüğünü düşünün. Yöresel hediyelik eşyalar satan; restoran, kafe-barlar hınca hınç dolu.

Lindos’da taksiler “eşekler”

EşeklerTepede olan bir kale Akropolis Kalesi (Rodos adası en eski yüzyıllarda buradan yönetiliyordu); turistler eşekler yardımı ile yukarıya, tepeye doğru çıkıyor. 15 dakikada kaleye yakın bir yerde iniyorsunuz, amaç Akdeniz köy hayatını turistlere hissettirmek. Herkes ama herkes büyüğünden küçüğüne huzurlu ve mutlu.

Nakit ihtiyacınız mı var; bu küçücük Lindos köyünde 2 banka, rent a car, seyahat acenteleri, emlak acenteleri, her şey var. Öğrendim, 40-400 Euro arası gecelik bütçenize göre konaklama şansınız var. Tabii ki bu aylarda kalmak için yer bulamazsınız çünkü Lindos; Rodos’un en fazla turist çeken köyü. O an aklıma bir soru ilişti.

Bizim Karmi Köyü böyle olamaz mıydı? Bırakın yeni villa yaparak çevreye uyumsuz bir görüntü vermeyi; Lindos Adası’nda adanın görüntüsünü bozacak bir çivi bile çakamıyorsunuz. Karmi Köyü’nde doğa güzel ama yeni yapı ve inşaatlar orijinal dokuyu kaybettirmiş. Burada öylesine sıradan, basit evler turistik bir merkeze dönüşmüş ki; işte benim ülkemde, görmek istediğim turizm şekli bu diyorsunuz.

İster balık, ister sandviç, her şeyi bütçenize uygun ve açlık durumunuza göre giderebilirsiniz. Büyük bir titizlik ve disiplin içinde çalışan halk söylediğimiz gibi sadece mayıs ayından ekime kadar açık ama 6 ay kazandıkları ile 1 yıl hatta daha fazla geçinebiliyorlar.

Bugün Karmi Köyü’nü biz Girne’mizin en güzel köyü olarak turizm sektörüne kazandırabildik mi? Cemile çiçekleri, evler, sokaklar, bizde de var. Mantalite farklı, hem de hatırı sayılır ölçüde. Bizde gittikçe erozyona uğrayan Kıbrıs kültürümüzün sosyal hayatımızdaki azalan yeri var.

Dünyayla Entegre

Lindos, Rodos'ta bir restoranYemek yediğimiz restoran sahibi, her şeyiyle bir Akdenizli. “Lindos halkı sadece 600 kişi ama bir günde burayı 4-5 bin kişi ziyaret ediyor. Burası Anthony Queen; David Gilmour (Pink Floyd); Jacqueline Kennedy gibi kişilerin evinin olduğu bir cennet” diyor. Pink Floyd’un solisti David Gilmour’un kızı hâlâ evlerine geliyormuş; “Babası ile birlikte bu restoranlarda sırf yerli halka yardımcı olmak ve oraya ait olduklarını ispat adına çok patates soyduk” diye ekliyor.

Çok farklı rüyalara dalmıştım bir an. Bütün dünya ile entegre olmak böyle bir güzellik işte.

Bu arada limana demirleyen Dubai şeyhlerinden bir tanesinin yatı, bütün turistlerin ilgi odağı oldu. Yaklaşık 85-90 metre uzunluğunda olan yatın üzerindeki helikopter en az yat kadar güzeldi. Rodos seyahati, kısa bir tatil oldu ama uzun bir tatil yapmışım gibi dinlendiğimi hissettim. Rodos’a gelen turistler en az 2 defa hatta 3, 4 defa gelen kişiler var. Başarı burada. Otel fiyatları uygun, hizmet kaliteli, samimi bir halk ve neyi nasıl pazarlayacağını bilen donanımlı bir nüfus bütünlüğü. Ne zaman olur bilmem ama bu şirin adaya yine geleceğimden eminim.

Belki Kuzey Kıbrıs’ta gittikçe unuttuğumuz bir turizm şeklini yaşıyor olduğumdan olsa gerek. Benim ülkemin her şeyi var, hatta fazlası ama dünyaya açılamamak, bir dünyalı gibi hissederek turizmi tam anlamı ile yaşayamamak çok üzücü bir duygu.

Pandemi sürecinden sonra arzuladığımız günler gelecek hissediyorum ve özlemle bekliyorum. El ele verirsek adamızdaki turizm otoriteleri de gerçek bir plan çerçevesinde hareket ederse bizim de bu güzel zamanları yakalamamız hiç de zor değil. Bugünden adamızda olabilecek değişim rüzgârlarına ve yeni bir entegrasyon için hazırlanmamız gerek.

Hazırlıksız yakalanabiliriz ve yarın inanın çok geç olabilir.

Prof. Dr. İsmet Esenyel

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan