* Yazarın Notu: Bu öyküyü, Meltt – Fool of You dinleyerek okumanız tavsiye olunur. YouTube linki için tıklayabilirsiniz.
Herhangi bir bankta oturuyorlardı. Herhangi bir yerdeki herhangi bir bankta. Herhangi bir gündü. Herhangi bir günün herhangi bir saati. Herhangi bir mevsimdi. Fakat bu herhangi silsilesi içinde, herhangi bir bankta oturan bu kişiler, herhangi birileri değillerdi. Belki her ikisi de herhangi birileri olabilirdi ancak o ikisi herhangi birileri değillerdi.
Kadın, uzun süre konuşmadan duramazdı. Hızlı düşünen birisiydi ve uzun süre konuşmadığında kelimeler boğazında yığılıyor gibi hissederdi. Tutamazdı kendini.
Bu uzun sessizliğin içinde çoktan iç sesiyle koyu bir sohbete girişmişti bile.
“Ne garip bir adam. Hem kendini çok beğeniyor, bayılıyor hatta kendisine, hem de aynı zamanda mütevazı. Hem kendine çok güveniyor hem de küçük bir çocuk gibi ürkek. Hem çok soğuk hem de her an dağılabilecek gibi hassas. Hem çok soğukkanlı hem de çok duygusal. Hem her şeyi biliyor gibi hem de hiçbir şey bilmiyor gibi. Hem beni çok önemsiyor gibi hem de olmasan da olur ama iyi ki varsın, der gibi.
Bir yanı Mihriban’a aşık Abdurrâhim Karakoç ile bir yanı ise kim bilir kaç kişinin sevgilisi olmuş Nazım Hikmet’in çapkınlığı ile dolu sanki. Sorun da tam olarak bu: Bazen Mihriban’ı gibi hissediyorum kendimi bazen ise Piraye’si… Ben yine de yerimi biliyorum ama onu hiçbir yere koyamıyorum. Sığmıyor bir yere. Abdurrâhim ile Mihriban kadar derin değil aramızdaki bu bağ. Fakat bir arkadaşlıktan ibaret de değil. Ne garip adam. Zihninde dolaşıp o tuhaf beyninin nasıl işlediğini öğrenebilmeyi ne çok isterdim. Karmakarışık birisi, çözülmüyor bir türlü.”
“Defne cidden ne inat birisisin.”
“Anlayamadım?”
“Konuşmayı ben başlatmadım diye inadından bekliyorsun bir saattir. Ne olur yani bir kez de stratejilerle değil de içinden geldiği gibi davransan insanlara.”
Defne, karşısındaki adamın küstahlığına şaşmış bir şekilde kaşlarını çattı.
“Sen nasıl bana bunları söyleyebilirsin? Nasıl böyle düşünebilirsin?! Asıl ben seni çözmeye çalışıyorum bin yıldır. Kapalı bir kutu gibisin, kapağı tutkalla yapıştırılmış bir kutu gibi.”
“Defne ben gayet düz bir adamım. Hatta fazla basit bir adamım! Sıradan bir hayatım var. Neyimi çözmeye çalışıyorsun benim? Asıl sen çözülmesi güç bir matematik problemi gibisin. Mutlaka bir çözümü var diye düşündüren ama asla çözülemeyenlerden.”
“Asaf ben gayet düz bir kadınım! Hiçbir farkım yok normal bir insandan. Matematik problemi diyorsun ya…”
“Evet çözemiyorum seni çünkü daha senin yanındaki kendimi bile tanıyamıyorum.”
“Benim yanımdaki kendini tanıyamamanın sebebi genelde yanımdan kaçtığın için ancak bir iki kez görüşebilmiş olmamız olabilir mi?”
Adam gözlüğünü ittirdi, ellerini ovuşturdu.
“Evet kaçıyorum, doğru. Mantığım kabul etmiyor çünkü. Tehlikeli bir şeyler oluyor senin yanında olduğumda. Hatta aklıma geldiğinde bile dağılıyorum bir, yapılacak işlerimi unutuyorum, düzenim bozuluyor. Rahatsız edici bir şey seni düşünmek. Ve asıl rahatsız edici olan şu ki ben hep seni düşünmek istiyorum.”
Kadın, yalnızca durdu. Sanki kendi içindeki düşünceler seslendirilmiş gibi hissetmişti. Bir yandan mutlu olmuş, bir yandansa tedirgin hissetmişti.
Burada kalırsa, kendini ona daha da kaptıracağını ve düzeninin alt üst olacağını biliyordu.
Onu çok sevdiğini bildiği gibi. O kadar seviyordu ki bu büyük sevgisini onunla birlikte yaşamayı göze alamadı.
Çantasını alıp ayağa kalktı ve hiçbir şey demeden gitti. Çok kalası vardı oysa ki.
Adam ise arkasından bakakaldı ve düşüncelerinin zihninde mahkeme kurup kendisini yargılamalarını seyretti.
“Sevmiyormuş demek ki. Şimdi bu arkadaşlık gibi olan tuhaf bağımızı da kaybettim… Aptalım. Seviyor gibiydi ama baya. Ne garip bir kadın.”
Pınar Sude Genç
11 YORUMLAR
Adama çok büyük haksızlık yapmışsın :’)
Defne’ye kendi gururundan daha çok önem verseydi, kalmasını söylerdi herhalde. Gururundan değil de karşısındakinin kararına saygı duyduğundan da söylememiş olabilir gerçi bilemeyiz (:
Garibanın yüzü güler mi be?!
:’)
Bu yorumu Neşet Ertaş – Garibin Dünyada Yüzü Gülmez eşliğinde okumanız tavsiye edilir. YouTube linki için tıklayabilirsiniz.
Dinliyoruz.
Hikaye çok tanıdık, kim bilir kimin hayatından parçalar birleşti bir kağıtta… 🙂
Tanıdık mı? İlginçmiş :))
“Ne garip bir kadın.”
…
o ikisi gerçekten de herhangi birileri olmadıkları için bu hikâye bana burada bitmez gibi geliyor :’)
bitmedi (: