Satır Arası

Takıntı ve Şüphe

26 Mart 2021

Yazı: Takıntı ve Şüphe | Yazan: Yaşam Koçu Nalan ErpolatTakıntılı olmak ve şüpheci olmak birbirlerine çok karıştırılan kavramlar haline geldi. Ya karıştırılıyor ya da aynı şeymiş gibi algılanıyor. Halbuki ikisi, içinde bambaşka unsurlar barındıran farklı kişilik özellikleridir.

Takıntılı Olmak

Takıntılı olduğunu düşünen ya da çevresinden “Sen takıntılısın” yaftasını yiyen insanlar, aslında çok düşünen insanlardır. Hassastırlar, kimseyi kırmak istemeyen inceliktedirler, naziktirler, değerleri vardır ve asla bu değerlerin dışında hareket etmek istemezler, her şeyi kusursuz yapabilmek isterler, konuyla ilgili kusursuzluktan uzaklaştıklarını hissettikleri zaman da konunun uzantısı olan birçok yeni kavramı düşünmeye başlarlar.

Bu yönde düşünmek de öyle bir şeydir ki konular kendi kendini tekrar etmekle kalmaz, adeta birbirlerine eklenir, çoğalır. Zihinde başka olayları ve durumları çağrıştırır ve o olaylar da yeni düşüncelere salar bireyi. Böylelikle kar topu gibi büyüyen düşünceler, bambaşka yerlere gelir ve bireye kendini çaresiz hissettirir.

Sonunda birey kendisine;

“Ben kötü bir insan mıyım?”
“Yanlış şeyler mi yapmak istiyorum acaba?”

gibi sorular sorar.

Bu soruların cevapları ise kesinlikle “HAYIR” dır. Kötü olan insan ya da yanlış şeyler yapmak isteyen insan zaten yapar, bu soruları asla kendine sormaz. Yanlış olup olmadığını sorgulayan insan, yanlış değildir.

Düşünceleri Kendi Haline Bırakmak

Bu durumda yapılması gereken şey, düşüncelerin durdurulmasıdır fakat durdurulması için gösterilen çabalar, düşünmeyi durdurmaz tam tersi sürekli yineler. Mümkün olduğu kadar düşüncelere müdahil olmamak, engel olmamak gerekir. Engel olunmayan ve üstünde durulmayan düşünceler zihinlerden geçer gider. Her zaman çok kolay bir şey değildir bunu yapabilmek. Düşüncelerin içine dalmış olan insanların bir günde bunu yapabilmesi imkansızdır. Yavaş yavaş alıştırabilirler kendilerini düşüncelerin üzerinde durmamaya. Bunun da en sağlıklı yolu bir uzmandan yardım almaktır.

Şüphecilik

Her şeyden şüphe duymak, her an kuşkulanmak ise tamamen farklı bir durumdur. Şüpheci insanlar, mantıklı kurgularla pek de saçma olmayan zihinsel bağlantılarla kendilerini güvende hissetmeyecek kadar kuşku duyabilirler her şeyden. Bu kuşkularını haklı çıkarmak için de duygu ve düşüncelerini çok mantıklı şekilde açıklar ve kendilerini çok doğru şekilde savunurlar. Tıp uzman doktorları yani psikiyatrist doktorlar bu durumun belli bir aşamasından sonrasına Paranoid Kişilik Bozukluğu teşhisini koyarlar.

Bu rahatsızlığın genetik, sosyal, nörolojik ya da biyolojik nedenleri olabilir. Beyinde Prefrontal Kortex’te insanların doğru ya da yanlışı ayırt edebilmelerinden sorumlu olan bölgede yapısal bir bozukluk olabilir. Bu şüphecilik halini farkeden her bireyin mutlaka tıbbi bir kontrolden geçmesi ve bu doğrultuda tedavi olması gerekir.

Takıntılı olmak ve şüpheci olmak farklı farklı şeylerdir ve başa çıkma yöntemleri de birbirinden farklıdır. Böyle şikayetleri olan ya da çevrelerinden bu tip uyarılar alan herkesin mutlaka uzmanlarla hareket etmesi ve uygun psikiyatrik ya da klinik tedaviyi alması gerekir. Unutulmamalıdır ki ruh da beden gibidir. Zarar görebilir, yaşanmışlıklardan etkilenebilir, hastalanabilir. Bu durumu görmezden gelmek geri dönüşü olmayan yaralar açabilir.

Düşüncelerin içinde kaybolmamak için böyle durumları görmezden gelip kendimizi ihmal etmeyelim. Ancak iyi olursak başkalarına ve dünyaya iyi geliriz.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan