Gönül Köşesi

Kutlama

4 Kasım 2017

Gün bitmiş, güneş gitmişti. Sokak lambalarının yanmasını bekliyorduk seninle. Bu küçük kutlamayı her gün yapıyorduk; 10’dan geriye doğru sayarak.

Oooon, dokuuuuzzz sekizzzz…
Üççç, ikiiiii, birrrr, sıfııır.
Oleyyyy yine yandı!!!…

O lambaların yanmadığı zifiri karanlık günleri yaşamasak bu kutlamayı yapmak aklımıza bile gelmezdi belki. İkimiz de karanlıktan korkuyorduk. O ağustos sıcağında gökteki yıldızlara sarılıp uyumak onları saymak en keyifli anlardı. Yinede eve gireceğimiz günleri bekliyorduk hepimiz…

Deprem!!!

Oradaydım… Çaresizdik…

Yıkılan darmadağın olan hayatlar, evler…

Gözlerimi kapatıp bu yaşanılanın gerçek olmadığını, kötü bir rüya gibi geçeceğini, uyanacağımızı dilerdim, bu günlerin geçmesini, sıradan ve rutin olmasını herşeyin…

Onlarca hikaye anlatabileceğim acılara şahit oldum. Birbirimize sarıldığımız kaldırımlarda öylece bekledik. Günlerce, haftalarca sokakta, evi başına yıkılmayan şanslılardandık…

İçimdeki coşkuyu, yaşam enerjimi, keyfimi yerine getiriyor hala yaşadığım şehirdeki sokak lambaları.

Yine sayıyorum 10’dan geriye…

Çok sevdiğim yıldızları uzun uzun seyrediyorum…

Ayın yüzünü görüyorum, hala şaşırmış gibi bakıyor bence…

Yatağımda yattığım her gece bu normale şükrediyorum. Başka yerde uyuyamıyorum. Keyifle gittiğim tatillerde alışmak zor geliyor, hep rutini arıyorum. Ne olursa olsun küs yatamıyorum sevdiklerimle. Bilinç altına yazılmış korkularım  var. Bir sürü de şükür dilimde…

Yaşanılan bazı acılardan, kötü zamanlardan iyi şeyler çıkarmak  kolay değil tabi. Hatırlamak bile istemeyebilir insan. Ama bazı kötü günler, yaşama sıkı sıkı sarılmayı, geceyi, gündüzü yazı, kışı, tepene vuran güneşi, yüzünü kesen rüzgarı doya doya hissetmeyi sevmeyi öğretir. Hayatın her gününe bir mana katmak isteği doğurur. Büyük beklentiler küçülür; başarı mutluluk, ideal kavramlarının içi yeniden dolar. Kendini hem çok özel hem de çok sıradan hissedersin. Kusurlarını onarmaya, beceremediklerini kabullenmeye, kimseye yük olmamaya, kalbine de yük bindirmemeye çalışırsın. Gereksiz hareketler, çok bilmiş  konuşmalar, keskin cümleler, sınıfçı yaklaşımlar, hayatı yalayıp yutmuş tavırlar üzer. Sen hep elinden geleni yapıp hayırlısını dileyen olursun. Ne gelirse, sağlıkla huzurla gelsindir temennin. Dostluğun kıymetlidir sevmen sahici. Yaşanan acılar öldürmeden güçlendirmiş, o eşikten atlatmıştır seni…

Doğum günüm yaklaşırken  dönüp şöyle bir bakmak, yaş hanesi büyürken, yaşadıklarımdan ne anladığımı, onaylanmalarımı, kırıklıklarımı,  kötü günleri sorgulamak, hatırlamak  iyi geliyor bana. Kendimi kutluyorum, büyürken çıkardığım dersleri de. Karanlıktan sonra yanan lambayı, doğduğumuz günü, sağlığı, huzuru  sevdiklerimizle yanyana olmayı ,sevmeyi sevilmeyi, yenilikleri, neyi istiyorsak onu bir şölen, bir festival, bir bayram gibi  kutlamalı  bence.

En mühimi de ‘hayatın ta kendisini’ kutlamalı.

Hazırsak 10’dan geriye doğru  sayıyorum… 😉
 
 
Bu yazının şarkısı:
Gamsız Hayat, Candan Erçetin
Youtube linki için tıklayın.
 
 

Instagram :
@gonulverim

E-Posta : gonul.verim@senveben.biz.tr

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan