Gönül Köşesi

Yazlıkçıyız

4 Ağustos 2018

Yazlıkçıyız

Yazın kendini hissettirmeye başladığı, güneşin tepemize tepemize işlediği vakitler; işi, gücü, okulu, düğünü, alacağı, vereceği de hallettik mi koyuluruz yollara, yazlıkçıyız biz çünkü.

Bağlasan durulmaz o vakitten sonra şehirde. Arabanın arkası tıklım tıklım eşya dolu olur. İlk vakitler evde neyden iki tane varsa bir tanesi yazlığa gider; kap kacak, şort, mayo, güneş kremleri, terlik ne lazımsa bir ay önceden tedarik edilir ki bir daha şehre gitmeye gerek kalmasın. Öyle bir inziva halidir yazlıkçılık. Eski komşular, muhabbetler akraba gibi olur insanlar. Yaz mevsimini güzelleştirmektir aslında sezonluk akrabalıklar…

Dışardan bakınca her gün cümbüş, her gün eğlence, iş yok güç yok gibi görünse de işin hiçbir şekilde bitmediği yerlerdir bu evler. Yıka, topla, kurut hiç bitmez. En güzel kısmı işi gücü bitirip kendini denize atma faslıdır ki yorgunluk falan kalmaz sıfırlanır insan.

Yazın zaman daha uzun gelir, bir sürü şey sığar bir güne. Bazen de yetmez zaman saatlerce oynanan okey sonrası bir telaşla “Aaaa saat 3 olmuş” diyen gecesi gündüzüne karışmış kişilerdir yazlıkçılar 😉

Ege’ye Doğru

Ülkemiz gerçekten cennet; topraklar doğurgan, verimli, dağ istersen dağ, göl istersen göl, yeşil istersen yeşilin binbir tonu, maviye tutkunsan üç tarafı denizlerle çevrili unuttun mu coğrafya derslerini? Stratejik konumuna hiç girmeyelim şimdi 😉

Müthiş bir coğrafyada yaşıyoruz, kafamızı kaldırıp baktığımızda gördüklerimiz masal gibi. Görmek için işten, güçten vakit bulup kafayı kaldırmak gerekiyor ve maalesef herkes aynı şansa da sahip olamıyor bu hususta.

Biz şanslıyız yazları Ege’ye ve maviye doğru uzanabilenlerdeniz çok küçük yaşlardan beri. Nasıl mutlu, nasıl keyifli yolculuklarla bilmem kaç kere vardığımız evimize her girdiğimizde herşey yerli yerinde mi, akan kokan bir yer var mı telaşını atlattıktan sonra balkonun köşesinden denize ilk bakan olma yarışı, bir sağa bir sola koşturmak, her geldiğimizde aynı şeyi hissetmek büyük keyif.

Yazları çok kalabalık olur bizim buralar. Evler kapasitesinin bir kaç katını alır genelde. Yabancı olmaz bir de gelenler. Gece geç saatlere kadar sohbet, üç dört saatlik uyku için yatağı dert etmez kimse, uykusu gelen bir kenara kıvrılsındır mantık 😉 Dolayısıyla da evler hiç boş kalmaz. Yazlıkçılık bunu gerektirir, misafir seveceksin. Bir çok insanın kendisini yazın ziyaret edecek eş, dost, akraba takımının korkusundan yazlık ev fobisi olduğu da net bir gerçektir 😉

Şanslı olduğumuzu söylemiştim değil mi?Bir kere daha söylememde bir sakınca yok Ege’de bir sahil kasabasındaysanız yazın bitmesini hiç istemezsiniz. Ege bambaşka bir yer gerçekten; mavisi hakikatli mavi, rüzgarı yanak öpen cinsten…

Yazlıkçıyız

Bir şort bir tişörtle, giyinme derdi olmadan, süs püs işlerini azaltıp, sadeliğin doruklarına çıkmaktır yazlıkçılık. Her yaz o küçük, beyaz evin önünden geçerken, iskemlesinde oturan amcayı görmek, onun orada oturuyor olmasına, herşeyin aynı kalmasına bu kışı da atlatıp yaza kavuşmasına sevinmektir. Sakin, dingin, öylece uzanmaktır. Akşamüstü çay demleyip bisküviyi çaya batırmak, istisnasız hergün birbirimize “Deniz nasıl?” diye sormaktır.

Biz bu yaz da yazlıkçıyız ve yaz bitmesin…

Mutlu haftalar

Bu yazının şarkısı:
Kumsalda, Sertab Erener
Youtube linki için tıklayın.

Gönül Verim

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Hande S. Sinan 5 Ağustos 2018 at 10:54

    Özellikle en son paragrafa bayıldım,
    hissiyatı çok güzel özetlemiş

  • Yanıtla Gönül Verim 6 Ağustos 2018 at 11:17

    Hande Sönmezerler Sinan çok teşekkür ederim 🙏😍

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan