
Siyasetname, Nizamü’l-Mülk
Ülke yönetmekte değişen bir şey yok
1092 yılında yazılmış bir eser Siyasetname.
Selçuklu sultanı Melikşah, memleket işlerinin gidişatına dair vezirlerinden rapor hazırlamalarını istemiş. Hazırlanan bu raporlardan Nizamü’l-Mülk’ün yazdığını Sultan çok beğenmiş ve Siyasetname adlı bu eser günümüze kadar ulaşmış.
Dikkatinizi çekerim, sene 1092.
Bin yıl öncesi neredeyse.
Gelgelelim okuduğunuzda her şeyin ne kadar aynı olduğunu görünce çok şaşıracaksınız. Bin yıldır ülke yönetiminde değişen hiç mi bir şey olmaz? Sorunlar ve tavsiyeler hep mi aynı olur?
Ülke yönetme tavsiyeleri
Nizamü’l-Mülk, bir hükümdarın devleti nasıl yönetmesi gerektiğine dair tecrübe ve birikimlerini paylaşmış. Çeşitli tavsiyeler vermiş ve ardından o tavsiyelerle ilgili hikayeler anlatmış.
Hükümdarın adil olması, dürüst olması, emri altında çalışanların liyakatine önem vermesi, devlet meselelerinde alimlerle istişare etmesi… gibi.
Bunlar güzel tavsiyeler. Bir de güzel olmayanlar var.
Ülke içindeki casuslar
Casuslardan bahsediyor bir fasılda:
“Hiçbir şeyin hiçbir surette gizli saklı kalmaması ve vuku bulan yahut ayyuka çıkan bir meseleye anında müdahale için kulaklarına çalınan her şeyi padişaha ulaştıracak tacir, seyyah, sufi, yoksul, sakatatçı kılığında, dört bir yana casuslar salınmalıdır.”
diyor.
Bu biraz riskli bir tavsiye gibi gözüktü bana. Bilindiği üzere Abdülhamid döneminde jurnalcilik işi fazla abartılmıştı ve sonuçları ağır olmuştu.
Yakın zamanda da “Komşu ihbar hattı” gibi bir faaliyet gündeme gelmişti.
Bu tip faaliyetlerin kötü niyete, huzur ve sükunu bozmaya çok yakın uçları var.
Ülke yönetiminde gösteriş
Nizamü’l-Mülk gösterişle ilgili diyor ki:
“Allah’a hamdolsun ki her ne kadar bizim saltanımızın böyle alayişlere ihtiyacı yoksa da hükümdarlık şerefini, padişahlık töresini muhafaza etmek gerektir. Zira padişahın debdebe ve levazımatı onun himmet ve kudreti ölçüsünce olması elzemdir.”
Bu bana cumhurbaşkanlığı sarayı harcamalarının çok olması karşısında yetkililerin yaptığı açıklamayı hatırlattı: “İtibardan tasarruf olmaz” demişlerdi. (O dönemki gazete haberini okumak için tıklayabilirsiniz)
Nizamü’l-Mülk de onu demiş ve bence çok da iyi dememiş. Bunun da ucunun kaçırılması çok muhtemel çünkü.
Kaldı ki bu tür gösterişler son derece görgüsüzce görünüyor. Kuzey Avrupa ülkelerinde insanların hatta devlet yönetiminde söz sahibi bulunanların da bisikletle ulaşım sağladığını düşününce gösteriş olmadan da ülke yönetmenin ve saygı görmenin mümkün olduğu ortada.
Ülke yönetiminde kadınlar
Kadınlardan da bahsetmiş Nizamü’l-Mülk. Tahmin edileceği üzere hiç de iyi bahsetmemiş:
“Büyük zararlara yol açacağından ve padişahı haşmet ve şanına halel getireceğinden ötürü hükümdarın astları üst yapmaması lazımdır. Bunlar özellikle ehl-i setr olup akılları bu işlere ermeyen kadınlardır.”
“Kadın iyi günde kötü günde şeytan gibi yol kesicidir.”
Bir de hadis örneği vermiş:
“Peygamber aleyhisselam şöyle buyurur: ‘İşlerinizde kadınlarla istişare ediniz; doğru yapmak için onlar işin nasıl yapılması gerektiğini söylüyorlarsa tam tersini yapınız.”
Ona göre kadın kısmını Tanrı özünde eğri olarak yaratmış.
Yav he he.
Bir gün ülke yönetecek olursak
Nizamü’l-Mülk’ün adalet, dürüstlük, liyakat, istişare… gibi konularda söylediklerini bir gün ülke yönetmeye karar verirsem aklımda tutarım. Unutursam da hatırlatırsanız.
Saygılarımla,
Hülya Erarslan
No Comments