Şehrin kalabalıklığından ve yozlaşan insan kabalığından kaçtığım günlerden biriydi. İstanbul’un içinde sıkışıp kalan evimi, köy sakinliği için dört günlüğüne terk etmiştim. Köyle sahil yolu arasında kalan mavi, tek katlı evime attığım ilk adımdan itibaren içim huzurla dolmuştu. Niyetim; geçmiş anlarda asılı kalan aslında henüz kendi içimde geçiremediğim duygularımı, beynimin gevezeliğinden ayırarak kağıtlara dökmekti. Böylelikle öğrenmek ve öğrendiklerimle yaşadığım günün tadını çıkartıp yarınıma odaklanabilmekti amacım.
Geldiğim o ilk sabahı ve geceyi nefesimi düzenleyerek ve dinlenerek geçirmiştim. Sabah olup güneşin ışıkları deniz manzaralı balkonuma vurduğunda, her zamanki gibi kahvemi yapıp kağıtla kalemi elime aldım. Aşk, iş, hayat kavgası artık sadece bir esintiyle, yüreğimden geçen kelimelerle sınırlıydı.
Yeşil ve mavinin tam ortasında ruhumu süzgeçten geçirerek yazmaya başladığım bu şiir noktasına ulaştığında, kağıtta yazan tam olarak şunlardı:
Gerisi mi? Gerisini sorma
İyilik sağlık diyebilirim sadece
Biraz toprak ve birkaç somon ekmekle
Böyle bir sadelikle ilerliyor hayat
Dayı dediğimiz ayıların gazabında
Bir nebze de olsa şerbet katmak için
Sevdiğimizin yürekte kalan
Sessiz acılarına
Uslansa da ne çare
Gönül alınca eline ipleri
Kabullenip geri dönülemez
Kirlenmiş sevdanın kesik yollarından
İmkansız biliyorum ama bir yıldız bekliyorum
Durdurulamaz hükümlerin gizli kalmış şafağından
Kayarak gökyüzünden şenlikler içinde
Bilinmez hayatlarda bir dilek olmak istiyorum
Binlerce yüz çevremde hepsinin kederli halleri
Sirke satan suratların ağızlarına
Birer bal çalabilmek içindi onca yol
Maksat çıkartmak yılanı deliğinden
Zehirlemesin diye içten içe sevgileri
Çünkü ancak o zaman
Aşkın gölgesinde bir aziz olacağım
Kanamam sarılamam yılanlara
Son nefesim bir baloncuk da olsa
Yılanlara inat, denizlere sarılacağım..
Acılarımla girdiğim savaşımı kazanarak bitirmiştim.
Baş kaldırışlarım yerini gururlu bir huzura bırakmıştı. Anlamak istemeyen insanlara duygularımı anlatmaktan vazgeçtiğimden beri, ruhum şiirlerin elindeydi. Kelimelerle olan ilişkim, duygularımın en saf ve anlaşılabilir halleriydi.
Hazır bir galibiyet yaşıyorken, beynim içimde yarım kalan tek bir sıkıntıya odaklandı. Konu aşka gelince; tüm haksızlık ve kırgınlıkları umuda çevirmeyi seven beynim, çıkmaz sokakların sonunda artık imkansızlığın tarafını seçmişti.
Biten bir ilişkinin ardından, Araf’a düşen duygularımı tüm bu imkansızlıktan sıyırıp artık tek bir yerde toplamak istiyordum. “Aşk”ta..
Aşka geri dönmek ve aşka dönüşebilmek için tekrar kalemi elime aldım. Şiirim bittiğinde aşk için illa iki kişiye gerek olmadığını, yaşamdan zevk alabilmek adına sadece aşka ihtiyacım olduğunu daha iyi anladım. Bazen gitmek, bitmek aşka hizmet eden en önemli şeylerdi ve Araf’ımdan geriye kalanlarsa artık sadece kelimelerden ve cümlelerden ibaretti.
Bir sandalye yetti
Bir şişe şarap
Serilmiş su yetti
Bir boş sahil
Büyük bir kalabalığın tekliğiyle gittim.
Yetti sessiz mavi,
Gözyaşlarımı saklamaya
Koyu mavi avuçlarımda kaymayan yıldızlar,
Yetti ümit dilerken ağlamaya.
Bitti seferimin varış noktası
Kayıp amaçların ötesinde kaldı inançlarım
Bitti yok sayılmış sanrılar
Fazla geldi nedeni yitik, sessiz bağrışlar
Bitti, bitti artık
Gizli de bitmeyen yıkık duvarlı duygular
Sonu önceden acıyla belirlenmiş savaşlar
Gücüm bitti
Bitti, iki damla yaşla tarifsiz sarhoşluklar
Bir orman yetti
Yeşille kahve hatırına
Bir güneş yetti
Sarısını serpmek için sıcaklığıma
Doğanın sana benzeme ihtimaline kapıldım
Yetti bir seyirlik zevkin
Tüm kırgınlıklarıma rağmen tufanında savrulmama
Anladım aşkın tatlı ve çileli tutsaklığını
Yetti bir günün, tüm bunları ömürlük anlamama
Yine de yetmedi, bitmedi
Külden doğdu sabrım, kefenle örttüğün aşkıma.
Ateş Karadeniz
8 YORUMLAR
Muhteşem şiirler ve gerçekle tasvirlenmiş öyküleri.. Tebrik ederim Ateş Bey.
Çok teşekkür ederim.
Ateşcim harika bir yazı olmuş. Neden biliyor musun? Ben şiir okuduğum her sefer şair bunu nerede, hangi duyguyla yazdı merak ederim. Bu yüzden bu ikili anlatıma (metin+şiir) bayıldım 👌🏻
Teşekkür ederim.
Gönlümden geçen duyguyu aktarabildiysem ne mutlu bana.
Çok güzel 💫💫💫
Teşekkürler.
Sevgili Ateş,
Hem şiirlerin hem de şiirlerin hikayeleri çok etkileyici 👌
Çok samimi, çok kırgın ama bir taraftan da umudu elden bırakmayan dörtlükler var…
Ne diyeyim?
Bir gün umarım, kırgınlıkları umuda çevirmeyi beceren o güzel ruhuna, imkansızlığı değil her şeyin mümkün olabileceğini gösteren ve seni çıkmaz sokaklarda yalnız bırakmayan biri dokunur.
Kalemine sağlık💕
Beğenmenize çok sevindim. Dileğiniz ve bu güzel yorumunuz için teşekkür ederim.
Beni çok mutlu ettiniz.