İnce Mevzu

Kazan-Kazan

3 Eylül 2020

Yazı: Kazan,Kazan|Yazan: Seda Çağlayan

İçinizden gelenin ne kadarını dosdoğru muhatabına söyleyebiliyorsunuz?

Niyetim böyle bir konuya girmek değildi ama birine fena halde ayar oldum. Şöyle dosdoğru yüzüne yüzüne konuşasım var ama kendisi başka galakside yaşıyor. Ama tahmin ediyorum bunları okuyacaktır. Zehir gibidir maşallah, bu genel seslenişten payına düşeni alacaktır.

Evet, haklısınız, cesaret ister.

Evet, sorumuzu tekrarlayalım; içinizden gelenin ne kadarını dosdoğru muhatabına söyleyebiliyorsunuz?

Ama öyle eğilip bükülmeden, gerçek duygularınızı, kelimeleri esas meselenin etrafında dolandırmadan.

Cesaret ister.

Cesur musunuz o kadar? Kötüyü söylemek zor, hadi o biraz daha kabul edilebilir. İşin sonunda tartışma olabilir, iş yerinde huzursuzluk, arkadaş arasında soğukluk, manitacılıkta ayrılık gibi durumlar yaşanabilir. Yine de bana sorarsanız söylemelisiniz. Sonuçta akacak kan damarda durmayacaktır ve yaşanacak olan eninde sonunda yaşanacaktır. Hiç değilse arada kaybedilecek zamanı kazanmış olursunuz. Hayat kısa.

Kazan-Kazan

Peki iyiyi neden söyleyemiyorsunuz arkadaş? O kadar mı zor? Söylersen sen mi eksilteceksin? Ya da söylersen karşındakinin totosunu mu kaldırmış olacaksın mesela? Seviyorum demek, gerekli durumlarda kalpten gelen bir teşekkür cümlesi sarf etmek bu kadar mı zor? Sırf korkaklık değil bencillik de aynı zamanda. Farkında değilseniz farkına varmış olun bunun. Söyleyin. Bunlar güzel şeyler. Söylediğiniz zaman karşınızdaki insanın mutluluğu size de bulaşacak. Nasıl diyoruz iş yaşantısında; tam bir kazan-kazan durumu.

Ben söylerim arkadaş, söylüyorum yani. Kötüyse eğer söyleyeceklerim bir müddet bekliyorum. Muhatabıma birkaç fırsat tanıyorum belki fikrim değişebilir diye, bir de uzak durmaya çalışıyorum, arayı açıyorum ama yok karşımdaki davranışlarıyla “illa ben duyacağım” diyorsa sonunda söylüyorum. Üslubumu bozmadan ama tam da söylemek istediğimi söyleyerek noktalıyorum sohbeti. Artık benden sonrası tufan, o düşünsün. Zira ben o noktaya çok zor gelirim, o noktadan sonrasıyla da uğraşmam. Yaradılış.

Ama iyi olanı da çok güzel söylerim. Hiç sakınmam. En güzel kelimeleri art arda dizer inci gibi cümleler kurarım, içimdeki en yüksek duyguları tam da olduğu gibi hiç hafifletmeden koyarım karşımdakinin kucağına hediye gibi. Seviyorsam; seviyorum derim, bana bir katkısı olduğunu düşünüyorsam bir tatlı teşekkürü çok görmem. Benim dünyamda herkes hakkettiğini duyar.

Haksızlık etmeyin.

Kendinize de, karşınızdakine de haksızlık etmeyin.

Ne başkasını kırmamak için doğru olduğunu düşündüğünüzü içinize içinize atıp kendinizi zora sokun ne de kendi bencilliğiniz yüzünden elinizdeki güzeli karşınızdakinden sakının. İki türlü de kazançlı çıkarsınız. Tecrübeyle sabittir.

En derin sevgilerimle,

Seda Çağlayan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

1 Comment

  • Yanıtla Ayşin Orhan 4 Eylül 2020 at 21:58

    Ben cesur muyum bilmem ama doğrucu davut olduğum kesin. Bu da beni bazen çok zor duruma sokuyor ama asla vazgeçmiyorum. Sadece çok sert söylemiyor olabilirim 🙈

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan