Satır Arası

Tutku

11 Eylül 2020

Yazı: Tutku | Yazan: Nalan Erpolat

Etrafına ışık saçan bazı insanlar vardır. Üstelik bu insanların fiziksel olarak çok da dikkat çekici olmalarına gerek yoktur. Kimileri enerjisi pozitif der böyle insanlara; kimileri aurası yüksek der; kimileri ise hiç isim takmadan, “seni görmek, dinlemek iyi geliyor” der.

Hikayeler, mekanlar genelde farklı da olsa, herkes kendi hayatını yaşarken, benzer sevinçler, benzer kayıplar, benzer hüzünler, benzer kazanımlar elde edebiliyor fakat herkesin yorumu farklı oluyor.

Benzer olumsuz durumlar karşısında bazı insanlar yıkılıyor ama bazıları üzülse de daha kolay ayağa kalkıp yoluna devam edebiliyor. İşte bu insanları diğerlerinden farklı kılan şey tutku…

Tutkulu Olmak

Tutkulu olmak, bir şeyi çok istemek, onun için her şeyi yapabilecek güçte hissetmek ve bunlar için motivasyona ihtiyaç duymamaktır. Motive olmak bazen zordur, bir itici güç gerekir hatta bazen yapılması gerekenler için bireyin kendini zorlaması gerekir. Oysa tutkulu olduğu şeyi yapmak için kişi zaten motivedir.

Hayata tutku ile bağlı olan insanlar da yaşamaya böyle motivedir. Bu insanlar genelde neşelidir, kolay kolay moralleri bozulmaz. İşte bu yüzdendir bu insanların sürekli huzur verici olmaları.

Tutkulu insanlar içlerindeki çocuğu hep yaşatırlar. Hedeflerine doğru yürürken kimsenin dediğine kulak asmazlar. Yollarında yürürlerken heyecanlanırlar ve bu heyecanlarını saklama gereği duymazlar. Başarısızlık kaygısı yaşamazlar, “ya başarısız olursam” cümlesini kolay kolay akıllarına getirmediklerinden risk almak çok zor değildir onlar için. Ama bu hayalperestlik de değildir. Hayalperestler sadece hayal ederek çabasız, gözü kara riske girerler. Tutkulu insanlar ise hedefleri ve hayalleri için çok çalışırlar. Her işi çok isteyerek yaptıklarından güne başlamak hiç zor değildir onlar için. Bu yüzden performansları yüksektir; hatta çoğu zaman, içinde çalıştıkları ekibin bile performanslarını bu insanların tutkuları yükseltir. Yapamadıkları, başaramadıkları şeyler olsa bile başka bir yolunu bulmaya gönüllülerdir. Yorulsalar da her şeye rağmen devam ederler tutkulu insanlar.

Hayatta tutkuyu kaybetmek hayattaki yorgunluklara takılarak düşmek demektir. Tutku giderse insanın içindeki yürümeyi öğrenmek için defalarca düşüp yeniden kalkmayı deneyen ve sonunda koşabilen çocuk ölüyor demektir. Bu da zorlaşan hayat şartlarında bazen olabilir.

Tutkuyu Yakalamak

Hayatı güzel yaşamak için tutkuyu yeniden canlandırmak çok önemlidir. Bunun için her şeyden önce her birey bu dünyada kendisinin en çok olmayı istediği şeyi bulmalıdır. Bunu bulduktan sonra, kendi yeteneklerinin hangilerinin bu istekle örtüştüğünü tespit etmelidir.

Bu tespitle aslında tutkuya çok yaklaşılmış olunur. İnsanın kendi yeteneklerine ve kendi potansiyeline şans vermesi, karşısına çıkan tüm fırsatları değerlendirebilmesidir. Bu tespit yapılmazsa tüm fırsatlar bireyin önünden geçer gider ve kişi çoğu zaman bunu fark etmez bile. Sonra da şu cümleyi kurar olur sık sık.

“Ben de zaten hiç şans yok ki.”

Halbuki ne istediğini ve yeteneklerini bilen tutkulu insanlar bu cümleyi asla kurmazlar.

Yeni Dünyada Tutku

Dünya genelinde kendini gösteren ve hem sosyal hem ekonomik etkileri olan Covid, ruh dünyamızda da dalgalanmaları beraberinde getiriyor. Kimi zaman umutlu olsak da kimi zaman endişeli olabiliyoruz. İşte bu noktada da herkesin ihtiyacı hayata karşı tutkulu olmak, tutku sayesinde her gün anlamsız bir dünyaya değil; yepyeni, anlamlı izler bırakabileceğimiz bir dünyaya uyanırız.

Bu ortamda da mutlu ve başarılı olmak adına yeni fırsatlar çıkar karşımıza ama biz bunları tutkumuzu yaşattığımız sürece değerlendirebiliriz. Tutkumuzu bırakmadığımız sürece kendimize, diğer insanlara ve tüm dünyaya faydalı olabiliriz.

Hayatta tutkumuzla parlayan, heyecanlı ve vazgeçmeyen insanlar olabilmek bizim elimizde. Yeter ki tutkularımızı bulup, her şeye rağmen peşinden gidelim.

Nalan Erpolat

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Ilgın Çenkçiler 11 Eylül 2020 at 21:06

    Yazını okurken hayatımda tanıdığım ilk tutkulu insan babam geldi 💜🦋

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 14 Eylül 2020 at 13:28

    Selam Nalan;
    Ne kadar da güzel anlatmışsın tutkuyu.
    Kalemine sağlık.

  • Yanıtla Nuray Şencan 16 Eylül 2020 at 14:29

    Tam da böyle bir şey tutku, o kendisinde var olan yeniden doğurma, üretme coşkusu.
     
    Kaleminize sağlık.

  • Yanıtla Emine Aykol 28 Eylül 2020 at 18:30

    Çok beğendim, özellikle yaşama tutkusu fikri yok mu ben kendimi o tutkuda gördüm. Demek ben buyum. Ellerinize, yüreğinize sağlık. Teşekkürler

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan