Başucumda Kitap

Körlük

3 Aralık 2020

Kitap: Körlük | Yazar: Jose Saramago | Yorumlayan: Kübra Mısırlı Keskin


Körlük | Jose Saramago

Körlük | Konu

Kırmızı ışıkta arabasıyla bekleyen bir adam aniden kör olur ve bağırmaya başlar. Ama bu körlük simsiyah değil tam tersine bembeyaz bir körlüktür. Kör olunca ona yardım ederek arabasını kullanan ve onu evine kadar bırakan adam, ilk kör olan adamın arabasını çalar. Ama arabayı çalan adam da çok geçmeden kör olur. İlk kör olan adamı eşi bir göz doktoruna götürür. Göz doktoru adamın gözlerinde hiçbir sorun olmadığı halde nasıl kör olduğunu anlayamaz ve araştırmaya başlar. Ertesi gün doktor da kör olur, ardından durumu devlet yetkililerine bildirir. Onlar da bulaşıcı olduğunu düşündükleri bu durumu fazla yaymadan kör olanları eski, kullanılmayan bir hastanede karantinaya almaya karar verirler.

Ama durum bekledikleri gibi gitmez ve körlük salgını hızla ülkeye yayılmaya başlar. Karantinaya alınan kişi sayısı her gün artmakla beraber ilk körün geldiği gün doktorun muayenehanesinde olan tüm hastalar artık karantina da aynı odadadır. Aralarında kör olmayan tek kişi doktorun karısıdır ama o da kocasıyla beraber gidebilmek için kör taklidi yapmaktadır. Bu gerçeği bilen tek kişi ise doktordur.

Karantina bölgesinde sıkı bir askeri yönetim söz konusudur.

Dışarı çıkmaya çalışan herkes sorgusuz sualsiz vurulacaktır. Bu nedenle dışardan hiçbir yardım talep edemezler. Ülkede kör sayısı arttıkça karantinaya alınanların sayısı da artar ve birçok sorun baş göstermeye başlar. Yiyecek problemiyle başlayan bu sıkıntılar, daha sonra otorite zorbalığına dönüşür. Çete oluşturan bir grup her gün gelen ve kıt kanaat yetebilen yiyeceklere el koyarak herkesin değerli eşyası karşılığında yemek vermeye başlar. İşi daha da ileri götürerek koğuşlardaki kadınlara tecavüz ederler.

Durum artık başa çıkılmaz bir almıştır ve bir gece çete üyelerinin boşluğundan yararlanan doktorun karısı çete liderini öldürür. Gece yarısı kapatıldıkları hastanede yangın çıkması üzerine tek çare vurulacaklarını bilseler de oradan kaçmaktır. Aynı koğuşta kalan körler doktorun karısı sayesinde oradan çıktıklarında da kapıda kimsenin olmadığını anlarlar. Çünkü artık ülkede kör olmayan tek kişi kalmıştır. O da doktorun karısıdır.

Dışarıda da durumun farklı olmadığını gören doktorun karısı beraberindekilerle günlerce dışarıda kalarak mücadele ettikten sonra evlerine ulaşır ve şanslılardır ki onların evleri yağmalanmamıştır. Bir süre burada yedi kişi beraber yaşarlar ve bir gün uyandıklarında teker teker tekrar görmeye başlarlar.

Körlük | Yorum

Adı bilinmeyen bir ülkede, adı bilinmeyen insanların başına gelen büyük bir felaketin kaleme alınışını okuyacaksınız bu kitapta. Neden isim ve yer adı kullanmadığını çok düşündüm okurken. Sanırım yazar okuyucuya kitabın ona ve yaşadığı coğrafyaya yazıldığı hissini vermek için bu tarzı benimsemiş.

Medeni giysiler altında hâlâ ilkel bir benlik söz konusu ki kitapta bu çok açık bir şekilde ortaya konmuş. Hayatta kalmak için yapılan güdüsel davranışlar bir süre sonra zorbalık halini de alabiliyor görüldüğü üzere. Ve en korkutucu sahneler de işte burada ortaya çıkıyor.

Tüm bu kötü sahnelerin içinde doktorun karısının insanlara yardım etmek için çabalaması tek olumlu taraf. Başlarda kararsız kalsa da bu sorumluluğu kaldırıp kaldıramayacağı konusunda, sonradan tüm grubu hayatta tutmayı onun gayretiyle başarıyorlar.

İlk başlarda kitapta insanların körlüklerine üzülürken, aynı insanların yaptıkları vahşilikler karşısında da ne tepki verebileceğinizi çok da kestiremiyorsunuz maalesef. Evet hayatta kalmak bir savaş ama bunu bu kadar vahşice görmek birçok yıkıcı etkiye de neden oluyor.

Yapmanın doğru olmadığını bildiğimiz bir davranışı kimse görmüyor nasılsa diye yapmakta bir çeşit körlük aslında.

Bembeyaz bir boşluktan kalabalık bir körlüğe geçiş. Dur diyen olmayınca da fiile katılan sayıdaki artış… Sonu da koskocaman bir kaos. Yazarın karakterleri teker teker körleştirip sonra tekrar görmelerini sağlaması belki de okuyucuyu uyandırma çabasıdır kim bilir.

Saramago, kitabında nokta ve virgülden başka hiçbir noktalama işareti kullanmamış. Başlarda biraz zorlasa da bu durum zamanla alışılıyor. Kitabın diğer bir özelliği de yorumumun başında bahsettiğim gibi kitaptaki hiçbir karakterin ismi yok. Belirli sıfatlarla adlandırmayı uygun görmüş yazar. Bilindiği üzere bu da pek rastlanılan bir özellik olarak karşımıza çıkmaz.

Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazarın belki de en popüler kitabı Körlük. Kitabı salgın döneminde okumam biraz daha fazla hassaslaştırdı sanırım konuya karşı beni. Bizleri insan yapan değerlerimiz değil mi? Bu değerlerin birer birer yok oluşuna tanıklık etmek yıpratıcı ama bir o kadar da öğretici bir süreçti benim için. Her ne kadar kurgu olsa da aslında gerçeğe çok da aykırı olaylar zincirini barındırmıyor bünyesinde Körlük. Zaten kitaptaki şu cümle de bu durumun bir işareti gibi;

“Bence biz kör olmadık, biz zaten kördük.”
“Gören körler mi?”
“Gördüğü halde görmeyen körler.”

Bazı alıntıların, ait olduğu kitabın kalbi olduğunu düşünürüm hep. Yorumumu bitirirken de bu kitabın bana göre kalbini bırakmak istiyorum son satırlarıma;

“Bakabiliyorsan gör. Görebiliyorsan fark et.”

Yazar Hakkında

16 Kasım 1922’de Portekiz’in Azinhaga Ribatejo kentinde dünyaya geldi. Lizbon’da öğrenim görmeye başlayan yazar, ekonomik nedenler dolayısıyla okulunu yarım bırakmak zorunda kaldı. Teknik ressamlıktan editörlüğe kadar birçok işte çalıştı. 1976 yılından sonra ise kendini tamamen yazmaya verdi. 18 Haziran 2010 yılında hayatını kaybetti.

Eserleri

• Lizbon Kuşatmasının Tarihi
• Mızraklar, Mızraklar Tüfkeler, Tüfekler
• Ölün Bir Varmış Bir Yokmuş
• Kopyalanmış Adam
• Dünyanın En Büyük Çiçeği
• Defterler
• Bilinmeyen Adanın Öyküsü
• Baltasar ile Blimunda
• Filin Yolculuğu
• Suların Sessizliği
• Bütün İsimler
• Çatıdaki Pencere
• Kabil
• İsa’ya Göre İncil
• Yitik Adanın Öyküsü
• Mağara
• Görmek
• Körlük
• Kısırdöngü
• Küçük Anılar
• Ricardo Reis’in Öldüğü Yıl
• Ressamın Elkitabı
• Umut Tarlaları

Keyifli okumalar.

Kübra Mısırlı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

7 YORUMLAR

  • Yanıtla Özge Can 3 Aralık 2020 at 12:04

    Hayatımın çok sıkıntılı bir dönemine girdiğimde elimde “Körlük” vardı. Okurken beynim, içsel yolculuğumda tüm zerrelerimde hissettirdi yaşananları. Saramago, kurguyu gerçeklikle çarpıyor bence yüzümüze. Kolektif bilincimizin esiri olmanın bütün normlarını teker teker yaşatıyor. Senin de dediğin gibi; dünyaca içine düştüğümüz pandemi sürecinde biz olarak hareket etmek zorunluluğumuzda nelerle karşılaştığımız, karşılacağımızın ihtimaller silsilesini düşünmeye çekiyor.
     
    Beni çok yoran bir eserdi. Psikolojik açıdan hissettiğim boğulma halini kitabın kapağını görünce bile yeniden hissediyorum.
    Çok güzel özetlemişsin Kübram. Fikrine, kalemine sağlık.
     
    Öpüyorum güzelliğim.

    • Yanıtla Kübra Mısırlı Keskin 3 Aralık 2020 at 19:53

      Özgem;
      Çok teşekkürler güzel yorumun için 🙏🏻
      Sevgiler canımm 😘

  • Yanıtla Atakan Balcı 3 Aralık 2020 at 16:41

    İlgimi çeken kitapların olduğu raflarda sık sık karşıma çıkan kitaplardan biridir “Körlük” ve bu tanıtım da bu karşılaşmaların boşuna olmadığını gösterdi bana. Yorumuna sağlık!…

    • Yanıtla Kübra Mısırlı Keskin 3 Aralık 2020 at 19:57

      Merhaba Atakan;
       
      Öncelikle yorumun için teşekkür ederim. Bence kesinlikle okuma listene almalısın. Okurken sık sık sorgulamak zorunda kalsan da okumaya değer.
       
      Şimdiden keyifli okumalar.

  • Yanıtla Pelin Öncüoğlu Işık 5 Aralık 2020 at 18:48

    Yorumunu keyifle okudum Kübracım. Kalemine sağlık 🙂
     
    Körlük kitabını benim de bir solukta, beğenerek okuduğum bir kitaptı. Körleşmeden sonra en basit ihtiyaçlarını bile gideremeyen insanların kendilerine saygılarını kaybetmeleriyle birlikte her şeyin çığrından çıkması çok etkilemişti beni. Zaman ve mekandan bağımsız olması diğer okuyucularda nasıl bir etki bırakıyor bilmem ama benim çok çabuk karakterler ile empati kurmamı sağladı. İnsanı insan yapan değerleri düşündüren ve hangi kırılma noktalarında o değerlerden koptuğunu sorgulatan güzel bir kitap.

  • Yanıtla Kübra Mısırlı Keskin 12 Aralık 2020 at 15:01

    Sevgili Pelin;
    Öncelikle güzel yorumun için teşekkürler. Kitaptan aldıklarımın, yorumumu okuyanlarla paralel olması beni en mutlu eden şeylerden sanırım. Senin yorumunla bunu bir kez daha hissettim.
     
    Sevgiler 🙏

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 12 Aralık 2020 at 15:08

    Beni en çok etkileyen kitaplardan biri “Körlük”.
     
    Kural ve nizamın olmadığı, gücün yanlış insanlarda toplandığı topluluklarda en ağırlar sonuçlara kadınlar maruz kalıyor. Tecavüz ne kadar rahatça haklılaştırılabiliniyor erkek zihninde. Oldukça gerilerek okumuş, Saramago’nun dehasına hayran kalmıştım.
     
    Körlük ve Damzılık Kızın Öyküsü‘nü arkaya arkaya oğluma okuttum. Bence tüm erkek çocuklarına annelerinden öğüt niyetine okutulmalı.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan