Ay Işığı Yolcusu

En Büyük Sorun

16 Ağustos 2022

Yazı: En Büyük Sorun | Yazan: Atakan BalcıCâhiller ve câhillik en önemli sorunumuz gibi görünüyor, her yön ve açıdan hem de, değil mi? Bilmeyen câhillik bir sorun; bildiğini söyleyen, ısrâr eden câhillik ise başka ve dev bir sorun. Peki bunun ne gibi yönleri var? Hiç dikkate almadığımız bir yön var mı?

“Câhillere elinizden geldiğince çok şey öğretin. Toplum, ücretsiz eğitim vermediği için suçludur.”

Dediği savlanıyor örneğin Victor Hugo’nun. Öyle mi gerçekten? Elbette kendi açısından haklıdır sözün iyesi ancak yine de, topluca yaşadığımız büyük deneyimleri düşünürsek, ne denli ve hangi oranda olası bu tutum? Dayanışmayanla dayanışabilir miyiz? El uzatmayanın, elini kaçıranın elini tutabilir miyiz, nasıl bir bataklıkta boğuluyor olursa olsun? Öğrenmek istemeyene öğretebilir miyiz? Budacı/Budist bir bilgenin dediği gibi, fincanı ağzına kadar doluyken, ne katabiliriz ki o fincana? Üstelik bu kez fincanlar, sanal yaldızlı sanal imgelerle dolu ve o anlakla/zekâyla, o fincanla devinenler için tüm o yaldızlı imgeler, somut birer gerçeklik. “Kandırılıyorsunuz, en çok da kendiniz tarafından!” diye haykırsak hangisi dinler bizi, anlamaya çalışarak ya da ilk taşı kim atar üstümüze? Neden “İlle dostun bir tek gülü yaralar beni”, Pîr Sultan Abdal’ın dediği gibi, hiç düşündünüz mü?

İmgesellik anlak/zekâ belirtisiyken, yüksek yoğunluğu ile her yanımızı sarıyorsa hele, nasıl bir imge çukuruna düşüyor, düşürüyor, itiyorlar ki gerçekliği, kör kuyularda yaşıyor yığın yığın kimseler soluksuz, çıkmaya çalışanları bacaklarından, kollarından geri çekerek. “Aaa, millet ne der sonra, millet şu, millet bu! Ay senin iyiliğin için uğraşıyorum ben, sıkıntı yaşama, mutsuzluk yüzü görme diye” diye diye, en yakınında olanlar çeker o kör kuyulara seni, senin “iyiliğin” için, “mutluluğun” için ve her adımında, öyle bir noktaya ulaşır ki sonunda, sonsuz mutsuzluğa mahkûm eder seni, çok bilmiş câhilliğin ortasına iter, atar, bırakır. Özgür bireyler, tek tek küçücük nokta kadar küçük kara noktalar olmalı, olabilmeli ilenilesi/lânet edilesi bu ak örtülü karanlık düzenin içinde hâlbuki! “Sen mi kurtaracaksın!” klâsiği bir yana, derin bir yaradır kendi olamamaklığım bu ak örtülerin karanlığında. Yırtıp atmamız yakındır ancak en üstteki ilk örtüyü bile olsa, yırtıp atmamız.. yakındır.
 
 
Sevi ve ışık ile!…
Atakan Balcı
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan