Köşe Yazıları

Tasarım Dediğin…

11 Ağustos 2017

Son yılların popüler kelimelerinden biri “tasarım”. Yeni karşılaştığımız bir çok kavramının hayatımıza girdiğinde var oluşunun başladığı şeklindeki yanlış yanılgı ‘tasarım’ kelimesi için de geçerli. Oysa “tasarım” çok yaşlı bir olgu. Kelimenin kendisiyle ve türevleriyle her yerde sıklıkla karşılaşmaya başlamamızın nispeten yeni olması, “tasarım” denilen şeyin yeni bir şey olduğu anlamına gelmiyor. Hatta öyle eski, öyle eski ki, hemen hemen insanlıkla aynı yaşta.

Yürümek, uçmak ya da yüzmek vasıtasıyla hareket edebilen varlıklar arasında insan dışında alet kullanabilen, hatta basit şekilde alet yapabilenler var bildiğiniz üzere. Maymunlar, kargalar… hatta resim yapan fil gördüm geçenlerde Internet’te! Alet kullanabilenler değilse de, alet yapabilenler, o aleti tasarlamış oluyorlar. Neticede onların yaptığı da bir nevi tasarım tabii. İnsanın tek farkı, alet yapmak için bile alet kullanabiliyor, haliyle bunları tasarlayabiliyor oluşu sanırım.

İyi de bu mevzuu bu kadar eski, bu kadar “bizimle var” iken “tasarım” lafı neden sonradan sonraya moda oldu? Benim çocukluğumda “tasarımcı” diye bir meslek olduğunu hiç hatırlamıyorum mesela. Ben şahsen, yeni yeni dikkatimizi çeken bazı şeylerin, Internet çağının etkisiyle daha göze batar hale geldiğini düşünüyorum. Tasarım da bunlardan biri galiba. Bir şeyler yapma, yaratma kabiliyetine sahip olan, hatta belki yapan, ama yaptıklarını sunacak bir mecra bulamayan nice insan Internet sayesinde geniş kitlelere, kolayca ulaşabilir oldu. Eskiden kendimize, annemize, sevgilimize, eşimize dostumuza kazak, ya da komşunun bebeğine patik filan örebiliyorduk en fazla. Şimdi ördüklerimizi Internet üzerinden paylaşıp, dünyanın başka ucundaki birine satabiliyoruz örneğin! O hayal gücü aslında her daim oradaydı ama biz ancak görebilmeye, gösterebilmeye başladık.

Tasarım dediğin şey ihtiyaçtan doğar. İster yaşamımızı kolaylaştıracak her hangi bir şey olsun, ister mücevher, ister toplu iğne gibi basit bir şey… Hepsi farklı ihtiyaçların hayal gücü ile karıştırılmasıyla çıkıyor ortaya. Taştan yontulmuş bıçak da bir tasarım, mutfak robotu da… Bayılarak aldığımız o ayakkabı da, sabahtan akşama başında gözlerimizi bozduğumuz bilgisayarlarımız, telefonlarımız da…

Aslında her şey tasarım!

Şebnem Budak

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 12 Ağustos 2017 at 10:12

    Kendimi bildim bileli sen hep bir şeyler tasarlardın desem 🌈 Ve hep çok güzel olurlardı, şimdi de öyleler 🦋🦋

    • Yanıtla Şebnem Budak 14 Ağustos 2017 at 11:43

      Kendimi bildim bileli sen de canımsın desem 💕😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan