Köşe Yazıları

Türkçe Rapte Son Dissler : Ezhel vs Norm Ender

5 Ağustos 2019

Yazı: Türkçe Rapte Son Dissler | Yazan: Sadık AktunçTürkçe sözlü rap müzik için oldukça hareketli günler yaşanıyor. Son iki yılda oldukça popüler bir müzik türü haline gelen rap müzik, Norm Ender’in “Mekanın Sahibi” adlı diss parçası ile birlikte hemen hemen tüm müzik platformlarında en üst sıraları resmen işgal etti.

Bu noktada bu müziğe yabancı olanlar için bir bilgilendirme yapmakta fayda var; rapçilerin birbirini yermek, tiye almak için yaptığı parçalara diss denilmektedir.

Ben de bu yazıda Ezhel ve Norm Ender arasındaki dissleşmeleri ele alacağım ama konuya uzak olup ne olduğunu merak edenlerin daha iyi anlaması için öncesinde rap müzikten kısaca bahsedeceğim.

Rap Müzik

Hiphop kültürünün alt dallarından sadece biridir. 20. yy.ın ikinci yarısında, aileleri ırkçılıkla savaşan siyahi gençler dj’lik yaparak eğlenirken, ebeveynleri için bir şeyler yapma gereksinimi duymuş ve yaptıkları beatlerin (arka planda çalan ritmik müzik) üstüne söz yazarak rap müziği ortaya çıkarmışlardır.

Rap müzikle Türklerin tanışması ise Berlin Duvarı’nın yıkılmasına yakın, Almanya’daki Türkler aracılığıyla olmuştur. Artan Türk düşmanlığıyla mücadele etmek için lirikalitenin ön planda olduğu Rap müziği keşfeden Türkler, parçalarında da konu olarak ırkçılıkla mücadeleye ağırlık vermiştir.

Irkçılığın nispeten azalmasıyla farklı konulara da yer veren Türk rapçiler, Türkiye’deki akrabalarıyla etkileşim içinde bulundukça rap müzik de Türkiye’de yavaş yavaş yer edinmeye başlamıştır. İlk olarak kimin yaptığı kesin olmasa da patlamayı tartışmasız Cartel grubu yapmıştır.

“25 yaşında yüz binlik araba, nerden geldi bu para en iyisi sorma.” gibi sözlerle o dönem de Türkiye’de oldukça yaygın olan yolsuzluklara vurgu yapan Cartel, Almanya’da yaşanan “Solingen Katliamı” gibi üzücü olayları da unutmuyordu.

İnişi de çıkışı gibi hızlı olan Cartel grubundan sonra Türkçe sözlü rap müzik yeraltına çekildi.

99 yılında çıkarılan “Yeraltı Operasyonu” isimli toplama albümü ile yeniden hareketlilik yaşansa da bu hareketlilik, Islamic Force’un kurucusu, Boe B’nin ölümüyle yeniden sekteye uğradı.

Aynı dönemde Ceza ve Sagopa Kajmer’in Asya Sentez adı altında çıkardığı “Toplama Kampı” albümü de Türkçe sözlü rap müziğin yapı taşlarındandır.

Türkçe Sözlü Rap Müzikte Diss

Bir süre beraber çalışan bu ikili bilinmez bir sebepten ayrı düştü. Bu ayrılığın ardından bir döneme damga vuran ve Sagopa ile Ceza etrafında toplanan birçok ünlü rapçinin dahil olduğu dissleşmeler başladı. Daha önce de Sert Müslümanlar ve Islamic Force grupları arasındaki gibi dissleşmeler olsa da ülkemizde büyük çaplı etki eden ilk dissleşme Sagopa ve Ceza arasındadır.

Bu süreçte ayrıca Norm Ender, sözlerini birçoğumuzun neredeyse ezbere bildiği “Eksik Etek” parçası ile adını duyurmuştur. Bu parça rap müzik piyasası içinden ve dışından bir çok olumsuz tepkiler almıştır.

Aynı dönemde yine amatör stüdyoların ( bodrum katı, ev, çatı katı…gibi) yaygınlaşması da Türkçe sözlü rap müziğin bir kalıba oturmasını sağlayan önemli etkenlerdendir. Yeraltına adım adım yayılan rap müzikte sonraki durak ise Olympos ve Sefalet grupları arasındaki dissleşmeler olmuştur.

MySpace’in damga vurduğu bu duraktaki üzücü olay ise; melankolik rapin “àRáßèSq RéP”e evrilmesidir. Bu evrilmeden uzak kalan rapçiler ise daha çok anti pop çizgisinde kalmıştır. Ezhel’in de dahil olduğu Sekiz grubu bu duruma iyi bir örnektir.

Yakın Zamanda Türkçe Sözlü Rap Müzik

“àRáßèSq RéP”in kötü tesirinin bir kenara bırakılmasıyla Türkçe sözlü rap müzik, içerik ve şekil bakımından kaliteli ürünler adına en zengin yıllarını yaşamaya başlamıştır. PMC, Alarm Müzik, Doğu Akdeniz, Batarya Company, Argo İzmir, Kadıköy Acil, Kargaşa vb. gruplarla ivme yakalamış fakat kültürün yer altında kalmasıyla maddi olarak karşılık bulamamış ve rapçiler kendi yarattığı kısıtlı imkanlar ile üretmeye devam etmiştir. Fakat bu durum Spotify, iTunes gibi müzik uygulamalarının yaygınlaşmasıyla son bulmuştur.

Bağımsız müzisyenlerin para kazanmasının önünü açan bu platformlar, şirketleşmeye karşı olan rap sanatçılarına da kendilerinden taviz vermeden müzik yapma ve yaptıkları müziğin karşılığını alma şansını vermiştir. Bu şansı çok iyi kullanan rapçiler de müzikten para kazanmaya başlayınca sadece müzikle ilgilenmiş ve özellikle prodüksiyon açısından daha profesyonel çalışmalar ortaya koymuştur. Bu çalışmaların da ses getirmesiyle Türkçe sözlü rap müzik, birçok müzik platformunda üst sıralara yerleşmiştir.

Ana akım medyada yer verilmeyen, şirket desteğinden yoksun bir müzik türünün bunu başarması gerçekten saygıyı hak eden bir durumdur. Fakat asıl başarı zirveye ulaşmak değil, zirvede kalmaktır.

Türkçe sözlü rap müzikte ise “popüler olan her şey kötüleşir” mottosunu haklı çıkarırcasına içerik olarak şarkı kalitesi düşmeye başlamıştır.

“Ne yapsak para kazanıyoruz zaten.” mantığının yol açtığı bu durum trap* ve mumble rap*in yaygınlaşmasıyla iyice can sıkıcı bir hal almış, özellikle kemik tayfa olarak adlandırılan eski dinleyicilerin tepkisini çekse de paranın peşinde olan rapçiler, bu eleştirilere kulak asmamıştır. Yıllarca “rap eşittir uyuşturucu müziği” algısına karşı verilen mücadele de bu kalitesiz parçalarla hiç edilmiştir.

Evet; rap sokaktan gelir ve sokak her türlü pisliği barındırır, rapçiler de genel olarak sokağı ele alır FAKAT rap uyuşmuş beyinlerin değil, düşünen beyinlerin müziğidir. Sokaktaki pisliğe nasıl batılacağını değil, o pislikten nasıl uzak durulacağını anlatır.

Müzik özgürdür. Özellikle rap müzik şekil, söz, konu olarak kısıtlama kabul etmez. Fakat kısıtlama olmamasından her yapılan işin kaliteli olacağı sonucu çıkarılmamalıdır. Kalitesiz işleri yapanlar da bunu eleştirenlere saldırırsa eleştiri yapanlara da daha açık söz hakkı doğmuş olur. Türkçe sözlü rap müziğin son zamanlarda aldığı şekle dinleyicilerin ardından Joker, Kezzo, Patron vb. isimler tepki gösterse de birçoğuna gerici denilerek sindirildi. Yeniliğe açık olmadıkları söylendi. Oysaki son zamanlarda Türkçe sözlü rap müziğin başına gelen olayın yenilikle bir alakası yok.

Zamanında flex rap*te yaşanan durum var. O zaman da flex rap tutunca eline mikrofonu alan herkes bu müziği yapmıştı. Fakat popülaritesi ortadan kalkınca yapan pek kimse kalmadı. Şimdi ise büyük çoğunluğunun ismi dahi hatırlanmıyor. Çünkü özgün olamayıp dönem müziğini yaptılar ve de dönemleri geçti.

İşin daha kötü yanı ise yenilik yaptığını söyleyen isimlerin taklit hatta daha ileri gidip hırsızlık yapması.

Mesela ilk çıktığı zaman çoğu mekanda duyduğumuz “Mary Jane” parçası. Konsepti Miami Yacine’in “Kokaina” parçasının aynısının tıpkısının bir benzeri. Flow*u da Ghali’nin “Lacrime” parçasıyla aynı şekilde. Veya SadBoy Loko’nun “for my Gangstas” diye parçası var desem? Şarkı ismi bile tanıdık geldi değil mi? Şayet tanıdık geldiyse Migos’un herhangi bir parçasını açın emin olun o da tanıdık gelecek. Taklit kısımları da üzücü. Gucci, Merso, Rolex gibi markaları lügatlarından çıkarıp, autotune* kısınca parça yapamayacak isimler yenilik yaptığını iddia edince tepkilerin de devam etmesi kaçınılmaz oldu. Birinin dur demesi gerekiyordu ve bu görevi Norm Ender üstlendi.

Mekanın Sahibi

Norm Ender, çıkış parçası “Eksik Etek” olan İzmir’li rapçi. Bu parçanın ardından hiphop platformlarında kara listeye alınmıştır. O zamandan bu yana Türkçe sözlü rap müziğin Sagopa ile beraber en çok tartışılan rapçisi. Üretken olmadığı ve ilkokul kafiyesi yaptığı iddialarıyla sıkça eleştiriliyor. Kendisi bu eleştirilere “Beni silemeyen herkes karalar.” sözüyle karşılık veriyor. Eleştirildiği bir başka nokta ise popüler isimlere bulaşıp gelen tepkiler ile reklamını yapması.

“Mekanın Sahibi” dissi de birçok insanın nezdinde bu kategoriye ekleniyor. Bu disste Ender, popüler olan tarzı tiye alarak bu tarzı yapanları hedef alıyor. Tıpkı zamanında battle* popülerken, battle yapanları “Rap Dersi” ile disslediği gibi.

Cegıd, Keişan, Ezhel, Ben Fero, Bury Suprano gibi isimlere bolca gönderme yer alan bu disste, Norm Ender giriş kısmında yazılı isimlerin yaptığı müzikle dalga geçiyor. Parçanın devamında, kendisinin kariyerini bitireceğini iddia eden, Elif Cemal’i de tıpkı zamanında, kendisini kara listeye alan, HiphopLife’ı disslediği gibi dissleyen Ender final kısmında ise kendi tarzına dönüyor ve Rap Dersi’nin beatiyle parçayı noktalıyor.

Parçanın yayınlanması ile olumlu olumsuz birçok tepki alan Ender, trendlerin en üstüne çok hızlı bir şekilde çıktı.

Rap dinleyicileri genel olarak parçanın yetersiz olduğunu söylerken; rap dinlemeyenler tarafından, mekanlarda çalan rap parçalarından bıkmış olmalılar ki; beğeniyle karşılandı. Parçada bahsi geçen kişilerden ilk somut tepki de Ezhel’den geldi.

Ais Ezhel (Ice as Hell). Angara bebesi. Birçoğumuza, Behzat Ç. ile birlikte Gençlerbirliği tribününü sevdiren isim. Daha çok samimiyetiyle tanıdık onu. Twitter’da dinleyicilerinden borç isteyebilecek kadar samimiydi. Birçok müzik aletiyle içli dışlı ve sesinin çok kaliteli olmasına rağmen o rap müziği yapmayı tercih etti. Sisteme hiçbir şekilde dahil olmamak için bu müziği tercih etmişti. Öyle ki, Voodoo’nun şirketleştiğini öne sürerek buradan ayrılmıştı.

En sevilen yanlarından biri de rastasıydı. “Onlar benim ruhum.” dediği rastaları. Voodoo’dan ayrıldıktan sonra bir süre ara verdi, sonra rastalarını kesti. “Ruhum” derken mecaz yaptığını sansak da harbiden de rastalarını kestikten sonra bazı değişiklikler baş gösterdi.

Önce mahlasını değiştirip Ezhel yaptı, ardından “Müptezhel” albümünü çıkardı.

Bu ayrıca, yıllarca müzik yapmasına rağmen ilk albümüydü. Albüm baya tutuldu. Ezhel’e yüz binler kazandırdı. Buna şahit olan birçok isim de benzer müzikler yapmaya başladı. Tam herkese bıkkınlık gelmeye başlamıştı ki, Ezhel “uyuşturucuya özendirmek” suçuyla tutuklanıp hapse atıldı.

“Uyuşturucu ile kriminalize etmek kolaydır, asıl gaye yapısında protest kimlik olan rap müziği sindirmek.” diyerek büyük bir çoğunluk bu olaya sesini yükseltip Ezhel’in yanında oldu. Bu olay bıkkınlığı baskıladı. Ezhel de mahkeme kararıyla serbest bırakıldı. Hapisten çıktıktan sonra haklı olarak herkes kendisinden ülkedeki diğer haksızlıklara ses çıkarmasını bekledi. Ama Ezhel “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dercesine hiçbir olayda suskunluğunu bozmadı. Oysa çok değil 4 yıl önce, güneydoğuda terör örgütü PKK’yla şehir savaşları verilirken, özel harekat SAT5’in Diyarbakır/Sur’da çektiği klibi; “faşist” olarak yaftalayıp çamur atmaktan geri durmamıştı.

Ülkemizde ne yazık ki halen haksızlıklar sürmekte. Ezhel’in parayı bulduktan sonra kabuğuna çekilmesi ise gerçekten acınası. Önceki bıkkınlığın da eklenmesiyle bardak taştı ve Norm Ender önce Twitter’dan bu duruma dikkat çekip bir süre sonra mevzu bahis dissi yayınladı.

Hemen ardı günü Ezhel “Lolo” adlı bir parça yayınladı.

Dinlenilesi bir parçaydı. Kimine göre iyi de bir parça fakat asla iyi bir diss değil. Parçada sanırım Norm Ender’i takmadığını göstermeyi amaçlamış. Ayrıca; Norm Ender’in sokakla bir alakası olmadığını, paranın kendisini değiştirmediğini ve geldiği yeri unutmadığını vurgulamak istemiş. Paranın değiştirme kısmını es geçsem de Ezhel daha para kazanmadan değişti zaten. Burada bir parantez açmakta fayda var diye düşünüyorum; sorun asla rapçilerin para sahibi olması değil, paranın rapçilere sahip olmasıdır.

Nereden geldiğini unutmamış olabilir ama unutmamak ve unutmayıp buna göre davranmak çok farklı şeyler. Genel olarak da parça (tıpkı Norm Ender’inki gibi) bekleneni vermedi. Ezhel de bunun ardından “parçanın diss olmadığını, mayısta kaydedildiğini” açıklasa da sözlerini göz önüne alınca pek inandırıcı gelmiyor açıkçası.

Ezhel’in de parçasının yayınlanmasıyla kamuoyu ikiye bölündü. Öyle ki siyasi görüşleri üzerinden konum alan bile oldu. Norm Ender’in dünyanın en yüksek ikinci karakolunda görev yaptığını öğrenen çok kişi Norm Ender’den taraf olurken, (ki bu kişiler “Çıktık Yine Yollara” klibinde “Türkiye Türklerindir” yazısında Türk’ün üstünün çizildiğinden eminim ki bihaberler) Amedspor formasıyla fotoğrafı olan Ezhel de kendine birçok taraftar buldu. Türkçe sözlü rap müzik özelinde ise tepkilerin odağında Norm Ender vardı.

Bu tepkilerin sebebi:

“Norm Ender’in Ezhel ve türevlerine laf etmesi değil de daha çok, kendinden ‘Mekanın Sahibi’ diye bahsetmesi.”

En son Ceza, Killa Hakan(iyi gangster, kötü rapçi), Benfero ve Ezhel’in ortak parçası “Fight Kulüp” yayınlanınca tartışmalar yeniden alevlendi. Bu parça sanıldığı gibi diss parçası değil. Çok önceden planlanmıştı. (Muhtemelen Norm Ender de kendini buna göre ayarladı.) Ceza’nın babası vefat ettiğinde Norm Ender’in baş sağlığı dilemesiyle ikili arasındaki buzlar eridi ve ikisinin birbirlerini karşılarına alması pek beklenilen bir durum değildi zaten. Fakat kaos sever bir millet olduğumuz için olayları harlamayı oldukça seviyoruz. Diss olaylarının tutmasının en büyük sebeplerinden biri de bu.😅

Yazıyı olaylara bodoslama dalanlar için yazdım. Ezhel ve türevlerine gösterilen tepkinin anlaşılması için de Türkçe sözlü rap müziğin doğuşuna kadar gittim. Sözlere pek değinmedim çünkü sözlerin açıklamasını birçok kişi yaptı, ufak bir araştırmayla herkes ulaşabilir. Benim tarafımı soracak olursanız iyi müzikten yanayım ve iki rapçi de bu parçalarıyla beklenileni veremedi.

Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, iyi kalın. ✊

Sadık Aktunç

Açıklamalar
Trap: Dubstep, elektro tarzında bol basslı müzik türü
Mumble rap: Ağızda kelimelerin gevelendiği, mırıldanarak yapılan müzik türü
Flex rap: Ülkemizde daha çok hızlı okuma olarak algılanan rap türü
Flow: Akıcılık, rapçinin tarzı
Autotune: Sesteki kusurları düzeltmek için kullanılan ses düzenleyicisi
Battle: Göndermelerin üstü kapalı bir şekilde yapıldığı rap türü

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

6 YORUMLAR

  • Yanıtla Pınar Sude Genç 5 Ağustos 2019 at 12:39

    Güzel bir açıklama olmuş ve fikirlerine de genel olarak katılıyorum 🙂 Olaylara şöyle bi’ göz ucuyla baktıktan sonra, Ceza dinlemeye devam ediyorum. 🙂

    • Yanıtla Sadık Aktunç 5 Ağustos 2019 at 21:07

      Beğenmenize sevindim, teşekkür ediyorum. #np Ceza – Gayrı Gider Oldum

  • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 5 Ağustos 2019 at 18:20

    Ben gerçekten Rap müziğe çok uzağım. Arada Allah’tan benim bıdıklar anlatıyor da oradan biraz kulak aşinalığım oluyor. Yalnız Cartel benim gençlik yıllarım, onları biliyorum 😝🙃
    .
    Bu “Diss” olayını da birkaç sene önce Demir’den duymuştum. Hatta Diss değil “disk” gibi anlamış kendi kafamda DisLike gibi bir yorum yapmıştım 🤦🏻‍♀️ Tanrım gerçekten faciayım. 😂 Yapacak bir şey yok yaş 43 😝 Ama gene de arada Demir ve Nil’in zorla da olsa dinlettikleri, zaman içinde telefonumun müzik arşivinde yer bile buldu 😉
     
    Sadıkcım harika bir yazı olmuş. Artık Rap müzik üzerine çok daha fazla bilgim var. Teşekkürler canım.

    • Yanıtla Sadık Aktunç 5 Ağustos 2019 at 21:13

      Ahahahaha bıdıklara selam 👋
       
      Rap müzik yeni yeni oturmaya başladığı için kitlenin yaş ortalaması da oldukça genç zaten. Bu da dinamik kalmasına yol açsa da yazıda belirttiklerim gibi 1 takım olumsuz sonuçlar da doğuruyor tabi ki.
       
      Dislike mantığı da oldukça yaygın 😄
       
      Beğenmenize de ayrıca sevindim. Güzel yorumunuz için de ben teşekkür ederim ✊

  • Yanıtla Serdar Gürler 6 Ağustos 2019 at 21:50

    Bu tarz yazıları bizden birinin yazması güzel fakat tarih kısmında eksikler, diss kısmında da yanlışlar var.
     
    Tarih kısmına pek değinmeyeceğim Kayra zamanında çok güzel anlatmıştı. Diss kısmına gelince Ezhel’e bariz haksızlık yapmışsın, Cihangirli apolitik gençlermiş gibi bahsetmişsin ama çıkış klibi “Şehrimin Tadı‘nda Gençlerbirliği tribününe de, Gezi Parkı’na da yer verdi. Ayrıca extra politik olmasına da gerek yok. Giydiğiyle, takıldıklarıyla yeterince politik duruş sergiliyor zaten. Ayrıca Mumble ve Trap sevsek de sevmesek de Türkçe Rapte yer edinecek.
     
    Norm Ender’e gelince Çıktık Yine Yollara‘daki duvar yazısında çift anlam olma ihtimali de yüksek. Türkiye Türkler tarafından yönetilmiyor, siyasetçilerimiz Türk’ü değil kendini düşünüyor, Türk için değil emperyalist güçler için çalışıyor. Bu anlamı yüklemiş olma ihtimali de oldukça yüksek. Ki Norm Ender’in Kemalist olduğu ve parçanın çıkış tarihi ve parçadaki diğer göndermeler göz önüne alınırsa (yazar mısın beyaz sarayda orucunu bozanları gibi) ikinci anlamın yüklendiği ihtimali çok daha yüksek.
     
    Parça seçimlerin güzel olmuş. Neyim Var Ki 2 çıksın diye yaygara koparan birçok insan Asya Sentez‘i bilmez, İslamic Force‘u hatırlayan hatta bilen kişi de çok azdır.
     
    Yine de sevdim yazını. Eline sağlık.
     
    (Bu arada dilekçe mi yazdın moruk, yorum yaparken baskı hissettim kendime oto sansür uyguladım 😆)

    • Yanıtla Sadık Aktunç 6 Ağustos 2019 at 22:39

      AHAHFKSKG dilekçe yazmıyorum moruk, açık alanda küfretmemek için ağzımı bantılıyorum sadece.
       
      Öncelikle düzeltme ve eklemelerin için teşekkür ederim.
       
      Birkaç düzeltme de ben yapayım:
       
      Şehrimin Tadı, Ezhel şana kavuşmadan önce yine. Giyinişi vs de politik duruş değil daha çok Amerikan özentiliği. Mumble Rap ve Trap de yer edinmeyecek. Ceza’yı saymazsak Flex yapanlardan kaç kişi kaldı mesela? Tankurt (ki artık Flex yapmıyor) belki Kurşun, belki Evren Penez (ki o da eski sayılmaz) azcık da Anke.
       
      Norm kısmında haklı olma ihtimalin yüksek, bu uyarıyı çeşitli mecralarda da aldım. Sanırım duvar yazısına çok düz yaklaştım ben. En iyisini sanatçının kendi bilir yine tabi.
       
      Yazıyı da daha fazla uzatıp okuyucuyu sıkmamak için tarihi kısmını hızlıca geçtim ama Kayra’nın Mertel Kasetçilik şarkısını eklemek benim de aklımdan geçti. O kısımda da 2 parça olduğu için 3. olarak eklemek istemedim.
       
      Yeniden teşekkürler.
       
      Peace ✌️

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan