Bilgisayarın başına her oturduğumda ne yazacağımı düşünüp duruyorum. Durumun herkes için iç açıcı olmadığını biliyorum ancak hayal alemindeymiş gibi yapıp bir şeyler kurgulamak zor geliyor.
Hayata devam etme şevkini, hayalini kurduğumuz yarınlar veriyormuş meğerse. Ancak bu yıllar sonrasının hayali değil, gayet sıradan olaylarla geçecek olan yarınlar.
Okula, işe gidip birbirimize pek vakit ayıramadığımız için şikayet ettiğimiz günler birer özgürlükmüş aslında. Gitmek istemediğimiz, evde kaldığımız günlerin gelmesini beklediğimiz okula şimdi keşke gidebilsek diyoruz.
Son kez olduğunu bilmediğimiz o “sıradan” davranışları gerçekleştirirken hiçbir şey hissetmediğimizi zannediyorduk insanlık olarak.
Ancak işler hiç öyle değilmiş.
Arkadaşlarımı her gün okulda gördüğüm için onların benim hayatımdaki en nadide renkler olduğunun farkına varamamışım. Aile büyüklerimi her an kaybedebileceğim gerçeğini bilip görmezden gelirken, daha kendimi bile zar zor koruduğum bir virüse yakalanmamaları için, evde kaldıkları her gün telefonla kontrol edeceğimi hiç düşünmemişim.
Annem ve babam birkaç günlüğüne de olsa hasta sayısı artarken işe gittiklerinde, daha önce başlarına bir şey gelecek kaygısını bu kadar derinden yaşamadığımı fark ettim. Sadece alışveriş için dışarı çıktığımda insanların birbirlerine potansiyel taşıyıcı olabilecek gözle bakmasını, uzak durmaya çalışmasını bu kadar yargılayacağımı düşünmemiştim.
Annem ve babam işe gittikleri o haftada birbirlerine ve özellikle bana temastan kaçındılar. Sarılmayı, kol kola girmeyi, teması çok seven ve sevgisini gösterme biçimi olarak fiziksel teması seçen benim için bu çok zordu. Hâlâ daha en zorlandığım şey bu.
Öte yandan çalışmam gereken bir sınav var fakat belirsizlikler içimizi o kadar bunalttı ki. Göremediğimiz bir gelecek için çabalamak çok ama çok zor oluyor bazen.
Hayat garip, daha bir hafta önce bambaşka istekler içindeyken şimdi rahatça dışarıda yürümeyi, sahile inmeyi, arkadaşlarımızla buluşmayı istiyoruz. Birlikte olabileceğimiz en doğal yolun hasretini çekiyoruz.
Tüm bunlar bittiğinde, sevdiğim herkesle uzunca sarılmanın beni ne kadar mutlu, ne kadar canlı hissettireceğini düşünüp motive olmaya çalışıyorum şahsen.
Küçük şeyler çekiyor canım.
Hafif esintili bir yaz akşamında, üstümde ince bir hırka, elimde dondurma. Yanımda sevdiğim birkaç arkadaşımla yürümek istiyorum mesela. Ailemle bir arada koca masa etrafında dönen sohbetlere yarı uykulu şekilde, yüzümde gülümseme ile katılmak istiyorum. Fakat en başta, bir sabah gözlerimi sağlıklı ve özgür dünyaya açmak istiyorum.
Sıla Malik
5 YORUMLAR
Çok içten ve doğal yazınız için teşekkürler. Bu sıkıntıları atlattıktan sonra yaşayacağımız güzel günlerin kıymetini bilmemiz umudu ile sağlıcakla kalın.
Yorumunuz için çok teşekkür ederim. Aynı şeyleri hissettiğimizi bilmek huzur veriyor. Güneşli günlerin hakkını çıkarabileceğimiz nice günlere 💕🌸
Evde bunaldığım şu günlerde yazının içtenliğiyle sıkıntım geçti. Umarım o günler hemencecik gelir de dostlarımıza 🙂 sevdiklerimize kavuşuruz. Kardeşim başarılarının devamını diliyorum 😀
Sıkıntı geçirebildiysem ne mutlu bana🎈Güzel yorumunuz ve desteğiniz için çok teşekkür ederim. 🌸💕
Gerçekten çok içten ve sıcacık bir yazı 🎈 Tadını çıkarmadan geçirdiğim geçmiş günler için baya üzülmüştüm başta. Sonra da kendi kendime “Pınar şimdi de ileride anlatacağın karantina günlerinin içindesin farkındasın değil mi?” dedim. Şu anda her ne kadar sıkıntılı bir dönemde olursak olalım, şükretmemiz gereken biiiir sürü şey var. Ve her şey geçtikten sonra anın kıymetini çok daha iyi bilen insanlar olacağımıza ve daha dolu dolu yaşayacağımıza eminim.
Sevgiler ♥️