Satır Arası

Otantik Kişilik

13 Ağustos 2021

Yazı: Otantik Kişilik | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Günümüz dünyasında anlamından uzaklaşan sözcüklerden biri de “otantik” kelimesi. Otantik bir ortam ya da otantik bir kişi dendiği zaman, çoğunluğun aklına ilk gelen alışılmışın dışında, biraz eskiye dayanan, hatta belki biraz da bohem bir tarz geliyor. Aslında tarz ya da stil denilen kavram hep dış görünüşte kendini topluma gösteriyor.

Oysa ki, otantik olmanın aslı görünüşe yapıştırılan etiketten çok daha farklı bir algı. Kelimenin anlamına bakınca “otantik”, “aslı bozulmamış olan, gerçek” demek. Yani stil olarak, özellikle eskiymiş havası verilmeye çalışılan eşyalar otantik değil, otantikmiş gibi olan parçalardır.

Aynı şey kişilik için de geçerlidir. Otantik olmakla, otantik görünmek birbirinden farklı şeylerdir.

Otantik İnsan

Otantik insan olmak demek, kişinin kendince olduğu haline sadık kalabilmesi demektir. Toplumsal kuralları ve görgü kurallarını elbette hiçe saymadan, toplumun içinde olduğu gibi kendini kabul ettirebilmek ve bu şekilde hayata devam edebilmektir. Yani tüm kişilik özellikleri gibi, otantik olmak da içten dışa doğru bir yolculuk olmalıdır.
Öte yandan otantik görünmek, dıştan yansıyan bir görüntü yönetimi şeklidir. Otantik olmadan, otantik görünmek sadece görüntü olduğu için hayat içinde mutlaka bir yerlerde açık verecektir. Çünkü otantik kelimesinin anlamındaki “gerçek” bu görüntüde yoktur. Yani otantik görünmek kavramı, otantik kelimesinin anlamına tamamen terstir.

Otantik Kalmanın Önündeki Engeller

Otantik kalabilmek için her şeyden önce, insanın hayatta kendisi olarak kalabilmesi gerekir. Bunun önündeki en büyük engel de bizim coğrafyamızda “El alem ne der?” diyerek yaşamak anlayışıdır. Toplumsal olarak biraz yol katetmiş olsak da hâlâ, birçok birey için “toplum için yaşam” daha ön planda. Bu böyle devam ettiği sürece, otantik kişilik ile yaşamak çok zor. Hatta bazen çevre için yaşamak o kadar hayata hakim oluyor ki çoğu zaman birçok birey kendi has kişiliğinin farkına bile varamıyor?

Neredeyim?
Ne yapmayı seviyorum?
Ne yapmak istiyorum?
İstediğim ile yaşadığım aynı çizgide mi?

Gibi soruları kendine sormaya fırsat dahi bulamıyor. Çevresinin kendisine biçtiği rol ya da yapıştırdığı etiket üzerine hayatı yaşıyor, çevreden takdir görmek adına kişisel değerlerinin farkına varamıyor. Bazen dışarıdan başarıya ulaşmış ve üst seviyelerde yer almış görünseler bile, içlerinde kendilerini algılama konusunda tam bir oturmuşluk olmadığından, içlerinde aslında yaradılıştan gelen otantik yön ortaya çıkamıyor. Bu da akıp giden yolun üzerinde, bireyin iç dünyasında sürekli patinaj yapmasına, dolayısıyla iç dünyasında yol alamamasına sebebiyet veriyor.

Kendi Gerçeğini Görebilmek

Bu şekilde dura kalka yol almamak için, insanın ilk yapması gereken şey, kendi gerçeğini görebilmesi. Neyi sevip, neyi sevmediğini fark edip ona göre yol alması. Mesela toplumun ondan beklediği ama yapmayı çok da sevmediği herhangi bir işi, seviyormuş gibi yapmak insanın kendi gerçeği ile kavga halinde olması demektir. Bunun yerine açık yüreklilikle, “Ben bu işi yapmayı sevmiyorum fakat hayatımın devamı için yapmaya mecburum. Toplum benden bu işe çok vakit ayırmamı bekliyor. Fakat ben toplumun beklentisini değil, sadece bana yetecek kadarını yapmayı tercih ediyorum” demesi ve bu şekilde hayatına devam etmesi içindeki kavgayı sonlandırır. Böylece, hayata daha rahat ve olması gerektiği gibi bakar. Böyle bir adımdan sonra içindeki tüm gerçekler de yavaş yavaş ortaya çıkacaktır.

Her insanın içinde otantik bir yan vardır fakat kendi içine dönebilenler bunu ortaya çıkarabilirler.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan