Satır Arası

Hazır Olmak

23 Aralık 2022

Yazı: Hazır Olmak | Yazan: Yaşam Koçu Nalan Erpolat

Doğumdan ölüme kadar geçen sürede, insan isteyerek ya da istemeyerek, farkında olarak ya da olmayarak değişir ve dönüşür. Tüm bu gelişimin gerçekleşmesi de belli hazır oluşlara bağlıdır aslında. İnsan doğduğu zaman kendi kendine yaşayabilen bir canlı değildir. Mutlaka bir bakım vereninin olması gerekir. Belli zaman geçtikçe yavaş yavaş, bazı şeylere hazır hâle gelir.

Yürümeğe hazır olur, katı beslenmeye hazır olur, tuvalet eğitimine hazır olur, okula başlamaya hazır olur, okuma-yazmaya hazır olur ve yetişkin olunca da para kazanmaya, iş değiştirmeye, yeni bir ilişkiye, çocuk sahibi olmaya hazır olur. Hazır oldukça da güvenle ilerler hayatta.

Bir şeylere hazır olmak öyle önemlidir ki insanlık için, aniden olan gelişimler için “hazırlıksız yakalandım” sözünü kullanmak çok genel bir söylemdir. Yani hayatta hazır olunan şeyler yaşanır, hazır olunmayan şeylere ise yakalanılır. Yakalanılan durumlar ise, insanın hareketlerini, yapabileceklerini sınırlamış olur. Çünkü herkes der ki:

“Bu duruma hazırlığım olsaydı, bazı şeyleri daha farklı yapardım.”

Yani hazır olmak, harekete geçmeye, bir şeyler yapmaya başlamaya, fiziksel, ruhsal ve maddi olarak müsait olmaktır.

Hayata Hazır Olmak

Hayatta iyi yaşayabilmek de aynı bu aşamalarda olduğu gibi hazır olmaya bağlıdır. Yaşama hazır olmak, insan gelişimindeki doğal süreçler kadar kolay olmayabilir. Yaşamın, yapılanların, düşüncelerin ve duyguların farkında olmak ve tüm bunları düzenleyebilmek gerekir.

Bunları yapabilmek, insanın hayatında nerelere yöneleceğini iyi seçmesiyle olabilir.

Keskin Sınırlardan Uzak Durmak

Hayatın getireceği her ihtimale hazır olmak esnek düşünebilmekle başlar. Keskin sınırlar ya hep ya hiç tavrında olmak demektir. Bu da kişinin yol almasını engeller. “Kusursuz olmuyorsa hiç olmasın” diyenler, hiçbir hayâlini hedefe dönüştüremezler. Bu sebeple ya hayallerde yaşarlar ya da hayata tamamen küserler.

Olumlu Olana Odaklanmak ve Genelleme Yapmamak

Olumlu olana odaklanmak söylemesi kolay olan ama yapması o kadar da kolay olmayan bir şeydir. Elbette imkansız da değildir.

Bazı bireyler, yüksek oranda olumlu olanın bile içindeki küçücük olumsuzluk oranını bulur ve orada saplanır kalırlar. Bir de bunun üzerine, bu olumsuzluk hâlini hayatın geneline yayarak, hayatta daimi olarak, sadece olumsuzluk yaşayacaklarını düşünürler. Oysa ki hayatlarını mercek altına aldıklarında, olumlu olanlar çok belirgin şeklide baskındır. Onlar sadece olumsuzlukları görmek istedikleri için bunu genellerler. Bu şekilde de yarınlara hiç hazır hissetmezler çünkü hep olumsuz şeyler yaşayacaklarına kendilerini baştan inandırmışlardır.

İnançları böyle olunca da sadece olumsuzlukları fark ederler. İçinde bulundukları girdaptan çıkıp “Bir bakayım, olumlu olan neler var acaba?” diye düşünmeye başladıkları an, çok daha iyi bir hayata hazırlardır artık. Bu inancı değiştirmek sadece farkındalık ve kararlılık gerektirir.

Diğerlerinin Standartlarını Benimsemek

Her bireyi mutlu edecek şey farklıdır. Her birey kendi potansiyeline, kendi hızına, kendi duygu durumuna göre yaşamalıdır. Herkesin başarı kriteri de kendi kişiliğine uygundur. Toplumun genel başarı ya da mutluluk standartlarına göre hareket etmek herkese iyi gelmeyebilir. Eğer genel standartlarda ısrar ederse birey hiçbir şekilde mutlu ve huzurlu olamaz. Bu da kişinin hayata karşı direncini kırar.

Hayata hazır olmak, hem yürümeye hazır olmak hem de yoldaki olası aksiliklere hazır olmaktır. Her birey kendi kişiliğine ve kendi hayat kriterlerine uygun şekilde yol almalıdır. Hayata bakış açısını olumluya doğru yöneltmek ve duygularını fark ederek düzenlemek de ciddi bir farkındalık gerektirir.
 
 
Nalan Erpolat
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan