“Zor” hep insanı korkutan bir olgudur. Zor olana hiç ulaşılamayacakmış gibi gelir ya da ulaşılsa bile çok bedel ödeneceği düşünülür. Bu bedeller de ürkütür insanların çoğunu. Bu sebeple insan kolay olana meyledebilir zaman zaman.
İçinde bulunduğumuz çağdan önceki çağlarda, şimdiki dünyada zor dediklerimizin alternatifleri olmadığı için, o zorlukları yaşamaya mecburmuş insanlar ve o şekilde yaşamışlar. Fakat zaman ilerledikçe, yeni buluşlarla ve her geçen gün daha da hızlanan hayat şartlarında, her şeyin çok daha pratik olması gerekliliği, insanları zor olandan kolay olana itiyor ister istemez.
İlk bakışta, bu durum, insan hayatını kolaylaştırıyor gibi görünüyor fakat tam olarak böyle olmadığı, Dünya Sağlık Örgütü’nün verileriyle de ortaya konuyor. Strese bağlı rahatsızlıkların günden güne arttığı bir dönemde olmamız, zor olandan kaçınmanın çok da işe yaramadığını gösterir nitelikte.
“Maddi Rahatlık, Güzel Hayattır”!!!
Maddi rahatlığın güzel bir hayat olduğu kanısı her zaman vardır. Ama çaba ile ciddi bir maddi kaynağa ulaşmanın da çok zor olduğu da hep bilinir. Bu sebeple, bu çağda, kolay yoldan para kazanmanın yollarını arayan ve bulan çok birey var. Peki kişisel refah seviyesinin birden bire bu denli artması gerçekten insanları mutlu ediyor mu?
İngiliz Ekonomist Richard Layard, Mutluluk (Happiness) isimli kitabında, bir meta-analiz çalışması yapıyor ve sonuçlar, yüksek refah düzeyinin mutlulukla doğru orantıda olmadığını gösteriyor.* Araştırmanın sonuçlarına göre, mutlu ve güzel bir hayat temelde, güvenli yaşayacak kadar bir gelir seviyesi, güçlü insan ilişkileri ve son olarak yapılan işin, bireyin kendisi için ne kadar anlamlı olduğu ile yakından ilişkili.
Anlamlı İş
Yapılan işin anlamlı olması demek işin insan doğasına uygun olması demektir. Yani işin hem severek yapılması hem yeterince emek verilmesi hem de bireyin emeğinin karşılığını alabilmesi gerekir. Bu bedel bazen maddi olduğu gibi, bazen güvenilirlik ve itibar bazen de başka insanlardan çok içten gelen teşekkürdür.
Tüm bunlar değerlendirildiğinde, emek verilmeden yapılan hiçbir şey, değerli ve anlamlı değildir. Yani kolay olan, tam olarak insan doğasına uygun da değildir. İnsan, emek verdiği ve çaba gösterdiği sürece mutlu ve huzurlu olur. Kısaca zor olan güzeldir. Korkmamak, cesaretle zor olana talip olmak önemlidir.
Gizli psikoloji yasası, başarının zor olana sabır gösterene geldiğini söyler. Kolay yoldan, emek harcamadan başarıya ulaşılamaz. Eğer kolay yoldan bazı maddi kaynaklara ulaşılıyorsa bu gerçek bir huzur değil, sadece gelip-geçici bir hazdır. Asıl mutluluk, emek ve çaba ile gelen başarıdır.
Not:
* Richard Layard’ın araştırma sonucu, Doğan Cüceloğlu’nun “Var Mısın?” kitabından alınmıştır. ⇡⇡⇡
No Comments