* “Ayrılamamak” şiirini, şairinin sesinden dinlemek için alttaki ses dosyasını tıklayabilirsiniz.
Ayrılıyorum, çocukluğumdan, deliksiz uykularımdan
Masum yatağımdan, yastığımdan
Arkama bakmadan gidiyorum, beni bırakıp uzak diyarlara
Hem de iki adım uzaklıklara
Çok farklı diyarlara gidiyormuş gibi gidiyorum
Gidiyorum, bilmeden ayrılamayacağımı kendimden
Derinlerimde ayrılmış olmanın acısı da cabası
Gittiğim yerlerde otları biçiyorum, tarlalar sürüyorum, memeler okşuyorum
Ama sonunda, ortasında, başında hep ayrılıyorum
Her yer boşluk, her yer kimsesiz, her yer bensiz
Bahçeler neşesiz, bülbüller kafessiz, güller dikensiz olmuş
Dayanamıyorum; ayrılıyorum
Ellerim sesi arıyor, kulaklarım öpüşleri,
Tam buldum derken yarenleri çok geçmeden
Bir ayrılık senaryosu yazıp yine ayrılıyorum
Çünkü hepsinin var bir sebebi; geride bırakılan bir kız
Tükenmeyen zamanlardan beri, aşkların en yalınıyla dopdolu yüreği
Çay içiyor, sakin, umarsız bekliyor bıraktığım gibi, can’sız ama diri
O bekliyor ben yine ayrılıyorum
Kaç kez gösterse de hayat bana döneceğim yeri
O beni bekliyor canından ayrı ama diri
Benim ayrılmam gerekmediğini öğreneceğim güne değin
Bir başına kendinden emin
Ben, limandan ayrılan, sulara karşı çabalayan bir gemi gibi
bilmeden geri döneceğimi
“Ayrılmaktan da ayrılmayı” öğrenene değin!
O bekliyor, ben bilmem kaçıncı kez yine ayrılıyorum
26 Mart 2021, Çanakkale
Şen Sevgi Erişen
13 YORUMLAR
Esininizin soluğunuzda esişine sağlık!…
Nazik yorumunuz için teşekkürler. Sanırım bu bir yerlere gidip kendini bırakma durumu sadece bana özgü değildir. Aksi takdirde yerel olarak kalır, özgün olur ama evrensel olamam. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz, merakımı bağışlayın, benimle paylaşırsanız çok sevinirim.
“Kendini bir yerlerde bırakmak” kesinlikle yalnız size özgü değil ve bırakılan yere ve bırakışa göre farklılık gösterir bence. Ya özlemle yakar ya huzur içinde sakince uçuşuruz. Oldukça geniş bir konu 🙂🍀
Haklısınız, git geller hep var ama esas yenilmezliğimiz, hem giden hem de bekleyen oluşumuzda sanırım.
Bu arada yazılarımla ilgili yazışmak benim ufkumu açıyor bu yüzden size teşekkür ediyorum.
Ben teşekkür ederim ve aynı biçimde düşünüyorum ben de. Işık yolunda olmak güzel ve bu alanda karşılıklı konuşabilmek de ayrı güzel.
Ne güzel şiirimsi bir metin, kısa hikâyeleriniz denli derinlikli, ışıklı ve hüzünlü… Daha ötelere varmanızı dilerim saygıdeğer yazarımız Şen Sevgi Erişen.
Ayrılmak-Ayrılamamak.
Her ayrılış bir yeni kavuşmadır.
Toz topraktan, yaprak daldan, yağmur buluttan, insan insandan, benlik benlikten ayrılır, gide döne gelir kavuşur birbirine. Her varlığın tözü ayrılır kavuşur özüne.
Hani eski zaman adamları der ya:
“Benim oğlum bina okur, döner döner gene okur;
Gezer tozar, ayrılır ayrılamaz, geldiğimize döneriz gene evren çemberinde.”
Işıktan kaleminize ve varlığınıza saygımı sunarım selamlarımla.
Sözcüklerle anlatmaya çalıştığım düşüncelerimi paylaşmanıza sevindim. Anlaşılır olması hoşuma gidiyor yazdıklarımın her ne kadar bana ait gizlilikleri barındırsalar da.
Bazen birisinden ayrılmak bizi çok etkiler. Sevince hiç ayrılmayacakmış gibi bir his kaplar insanı.
“Ayrılmak neden zorlar insanı?” diye sormak geldi içimden affınıza sığınarak.
Estağfurullah… Ben de affınıza sığınarak diyeyim diyeceğimi: “Ayrılmak neden zorlar insanı?” diye soruyorsunuz; şundan: birincisi Karac’oğlan ustamın dediği:
Karac’oğlan der ki kondum göçülmez
Acıdır ecel şerbeti içilmez
Üç derdim var birbirinden seçilmez
Bir ayrılık bir yoksulluk bir ölüm
İkincisi abdiaciz fikrimce: ister olumlu ister olumsuz anlamda olsun ayrılmak, kişinin ve dahi cümle canlının kendi özünden, varlığının aynınından kopuşudur; ölüm benzeri. Sevdiğimiz birini yitirince çok üzülürüz, bu üzüntü gidenden çok kendimizedir, yalnızlığımıza ve geride kendimizle baş başa kalışımızadır. Üçüncüsü gene Karac’oğlan’ın deyişiyle:
Nedendir de kömür gözlüm nedendir
Benim şu geceler uyumadığım
Çetin derler ayrılığın derdini
Ayrılık derdine doyamadığım
ve sonra… Daha fazla kafa ütülemeyeyim, sayfanızı maval okumakla doldurmayayım.
Ayrılmaktan da ayrılmayı öğrenip yeni bir kavuşmayı yaşamanızı canı gönülden dileyerek hürmet çatarım efendim.
Gülümsettiniz beni, sağ olun!
Selam, sevgi ve saygılarımla Şen Hanım;
Ayrılmak > ayrılık düşüncesinden ayrılmak, birçok şeyde olduğu gibi bir yolculuğa başlamak… Uzun olduğu düşünülür bu ayrılık yolculuğunun. Zor gelen ayrılık, yolculuk degil, yolcunun yüküdür ona ağır gelen. Kul hakkı, gönül kırma, helallik gibi olsa gerek diye yorumladım kendimce.
Ruhunuza, nefesinize sağlık.
Saygılarımla Şen Hocam.
Ayrılmak bir yerlerden, birilerinden ayrılmak, yaşamın getirdiği doğal bir durum. Hissiyatı çok etkilidir size katılıyorum. Kendi benliğini de bırakmak, kendinden de ayrılmak, insan egosunun yarattığı bir yanılsama. Ve birçok yanılsama gibi bu hayatta bizim çok işimize yarıyorsa o zaman kendi öz varlığımızı böylece daha iyi bir şekilde fark etmiş olmuyor muyuz bir anlamda…
Yaşasın “ayrılık ve ayrılmışlık” diyorum o zaman!
Merhaba!
Bir anne şefkatinde titreşen sesiniz çok güzel.
İşte bu son beyit her şeyi yerle yeksan ediyor:
“‘Ayrılmaktan da ayrılmayı’ öğrenene değin!
O bekliyor, ben bilmem kaçıncı kez yine ayrılıyorum.”
Çok teşekkürler.
Bu yazının kalbini fark etmişsiniz, ben de size çok teşekkür ediyorum… Ve nice güzel kalpleri duyumsamayı diliyorum size ve hepimize. Sanıyorum özellikle sizin yorumunuzdan sonra “Ayrılmaktan da ayrılmak” üzerine yeni bir şeyler yazabilirim.
Sevgi ve saygılarımla