Kör Baykuş

Kör Baykuş | Sadık Hidayet

Daralganlık yarattı bu kitap bende. Ölüm, karanlık, gam, keder… Hiç sevmiyorum.
Şiirsel diline, edebi gücüne saygı duymakla beraber ruhumu daraltan hikayeleri sevemiyorum çünkü.

Kör Baykuş

Hep aynı resmi yaptığını fark eden bir adamla başlıyor hikaye. Resimde ihtiyar bir adam servi ağacının altında oturuyor, bir kadın da ona çiçek uzatıyor. Hikaye boyu bu resimden öğeler çıkıyor adamın karşısına.

Kitapta rüya ve gerçek iç içe geçmiş, karakterler birbirine karışmış veya dönüşmüş. Belki de tek bir kişi var, diğer karakterler o kişinin iç dünyasındaki değişik benlikler.

Kör Baykuş | Trajedi

Geçmişini anlatıyor bir ara adam. Trajik bir geçmişi var. Bodoslama anlatıyorum:

Annesi Hintli bir dansçıymış. Babası ona aşık olmuş. Babasının ikizi varmış. İkiz de bu kadına aşık olmuş. İkiz kardeş, kadını kandırmış, kadın aşık olduğu adam zannederek ikizi ile birlikte olmuş. Gerçeği öğrenen kadın, ikizleri bir odaya koymuş, odaya kobra yılanı salmış. Kobra yılanı ikizlerden birini öldürecek, sağ kalanla kadın evlenecek. Sağ kalanla kadın evlenmiş ama sağ çıkan kardeş, yaşadığı bu deneyimden çok etkilenmiş ve hafızasını yitirmiş. Çocuğu olduğunu bile hatırlamamış. O yüzden adamımız, sağ kalanın babası mı, amcası mı olduğunu hiç bilememiş.

Böyle bir geçmişe sahip olduğunuzu düşünsenize. Ben düşünemedim.

Adamın evlilik hikayesi de başka bir trajedi. Okumayanların okuma keyfi kaçmasın diye yazmayayım. Ya da yazayım. Şunu söyleyeyim sadece. Adam hasta oluyor, ihtiyarlıyor, deliriyor. Sebep? Benim anladığım sebebi, karısının onunla birlikte olmaması. Okuyanlar desin ki yanlışın var, o iş öyle değil. Muhtemelen öyle değildir. Ben dümdüz bir insan olduğum için böyle algıladım. Aklıma da şu sahne geldi:

Bkz: Öyle Bir Geçer Zaman Ki | 29. Bölüm
Aylin Uzak Durunca, Murat Kriz Geçirdi

Adamın bütün karanlığını buna bağlayınca kitabın ciddiyeti uçtu gitti tabii bende. O yüzden anlayanların beri gelerek tüm bunların ne anlam ifade ettiğini anlatmasından çok memnun olurum. Belki sevgi açlığıdır adamınki. Belki böyle bir kadın hiç yoktur, adam kendi zihninde yaratmıştır bu kadını, yarattığı bu karaktere de öfkesini yansıtmıştır.

Kör Baykuş | Yazar

Yazar 1951’de Paris’te kaldığı evde tüm delikleri kapatarak gaz musluğunu açıp intihar etmiş.

Zengin ve nüfuzlu bir aileden geliyormuş. İyi eğitim almış. Tek derdi, ülkesi İran’da yaşanan sorunlar. Ülkesindeki gidişatın olumlu olmayacağına inanıyormuş. Kitap da böyle bir dönemde yazılmış. Acısını, ümitsizliğini, karamsarlığını, ölümü ve acıyı bu şekilde dile getirmiş. Gerçek düşüncelerini anlatsa rejim kurbanı olabilirdi çünkü. Gerçi böyle de bir şekilde olmadı mı?..
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan