Genç Kalemler

Bu Kızı Yeniden Büyütmeliyim

18 Nisan 2022

Öykü: Bazen | Yazan: Pınar Sude Genç

Arabasından indi ve Boğaz’ın serin sularını izlemeye koyuldu. Bu karanlıkta, hem içindeki hem de dışındaki bu karanlıkta, hırçın dalgaların birbirleriyle olan kavgaları ürkütücü görünüyordu. Gene de bu dehşetengiz manzarada onu çeken bir şey vardı ve bu daha da korkunçtu.

Bir sigara yaktı. Farkında olmadan saçlarını yoluyordu. Sigaranın dumanını üflerken yanağından bir damla yaş süzüldü. Ağladığı için, ellerinde meşaleleri ile kalabalık bir ordu boğazını tıkamıştı sanki şimdi. Kendisine çok öfkelenmişti.

“Yeter ya, yeter, yeter, yet-“

Hıçkırıkları cümlesini tamamlamasına müsaade etmedi. Duruşunu dikleştirirken bir yandan da derin derin nefes almaya başladı ve sesli bir şekilde düşünmeye devam etti:

“Neden zayıfım ben? Neden böyleyim, NE-DEN?! Neden ben, anlamıyorum…”

“Matmazel?”

Sesle birlikte arkasına döndü. Kumral, minyon tipli, yüzünde huzur veren bir tebessüm ile küçük bir kız çocuğu vardı karşısında. Nedendir bilinmez, hiç şaşırmadı. Gecenin bu saatinde, burada bir kız çocuğunun ne işi var, diye düşünmedi hiç. Sanki kendisi de onu bekliyor gibiydi. Fakat yine de ne yapacağını bilemediğinden kıza cevap veremedi.

“Ağlıyorsunuz” dedi kız, ona doğru yaklaşırken. Ve birden kadının beline sarıldı. “Ne kadar ince birisiniz, benim bile kollarım kavuşuyor.”

Kadın yine hiçbir şey diyemedi, yalnızca tebessüm etti.

“Hava çok soğukmuş. Üşüdüm.”

Kız böyle söyleyince kendisinin de üşüdüğünü fark etti. “İstersen arabaya geçelim, ısınırız.”

“Olur! Matmazel, ne kadar güzel bir araba bu… Bayıldım!”

Gülümsedi. “Teşekkür ederim küçük hanım.”

“Biliyor musunuz hiç hoşlanmam bundan. Yani ‘küçük hanım’ lafından.”

“Ben de hiç hoşlanmazdım aslında çocukken.”

Arabaya geçtiler. Kadın direksiyonun başına, küçük kız da yanındaki koltuğa oturdu.

“Ee kullanacak mısınız arabayı?”

“Hayır şu an sadece dinlenmek istiyorum. Ayrıca kullanacak olsam bile nereye süreceğime dair hiçbir fikrim yok.”

“Ama direksiyon sizin elinizde. İstediğiniz yere sürebilirsiniz. Hem ben de nereye giderseniz gidin size eşlik ediyor olacağım. Ama dikkatinizi dağıtmam. Zaten direksiyona müdahale etmeme de müsaade etmezsiniz. Zaten böyle bir şeyi neden yapayım ki? Gerçi yapabilirim de. Çocuğum ben!”

“Hiçbir yere gitmek istemiyorum.”

“Serin dalgaların arasına da mı? O karanlık denizin koynunda uyumayı düşünüyor gibiydiniz sizi ilk gördüğümde.”

“Evet beni rahatlatacak bir yerde güzel bir uykuya ihtiyacım var. Ama hayır, o kadar uzun bir uykuya dalamam. Yoksa şimdiye kadar verdiğim mücadelelere değmez. Aptallık etmiş olurum. Hem ben asla pes etmem.”

“Biliyorum.”

“Nereden?”

“Çünkü ben de asla pes etmem matmazel. Piyano hocam parmaklarımın piyano için hiç uygun olmadığını, piyanoda başarılı olmanın benim için çok zor olduğunu söyledi. Ve biliyor musunuz, bugün ilk konserimi verdim.”

Son cümleyi söylerken kendiyle gurur duyduğu açık bir şekilde anlaşılıyordu.

Şimdi, kızın siyah tülleri olan bu kabarık elbisesine daha da dikkatle baktı ve birden gözleri yaşardı.

“Peki siz neden ağlıyordunuz matmazel?”

“İşimle ilgili bazı problemlerim var. Eşimle ilgili bazı problemlerim var. Ve bu problemler sanki paçalarımdan asılıyorlarmış gibi ayakta durmamı güçleştiriyorlar.”

“Ne iş yapıyordunuz matmazel?”

“Bilim insanıyım.”

“Gerçekten mi! Biliyor musunuz bu şu anda benim en büyük hayalim…”

Tebessüm etti. “Aslında eşimi çok seviyorum. O da beni çok seviyor. Sadece birbirimizi kaybetmekten çok korktuğumuz için birbirimizin üzerine biraz fazla düşüyoruz sanırım. Ama aslında bu problem de sevgiden doğuyor galiba.”

“Ahh, ne kadar şanslısınız matmazel… Çevremde mutsuz evliliği olan o kadar çok yetişkin var ki ben de büyüyünce evlenmekten korkuyorum. Ama ne güzel, siz aslında mutlu bir evliliğe sahipsiniz sanırım.”

“Evet.”

“Öyleyse onu sakın bırakmayın matmazel! O da sizi bırakmasın. Birbirinize sıkı sıkı tutunun. Çünkü bazı zor yollar, bir başkasının elini tutunca daha kolay aşılıyor. Mesela annem de beni okula bırakırken arabaların vızır vızır geçtiği caddede elimi tutuyor.”

Hafifçe güldü. “Doğru diyorsun.”

“O halde sakın o denizin serin sularında derin bir uykuya dalmayın. Uyanın matmazel uyanın! Tebessümünüzle nice tomurcuklar patlayacak daha sevdiklerinizin yüzünde.”

“Rüveyda öyle güzel uyuyordun ki…”

“Saat kaç Ali?”

“Erken daha korkma.”

Eşine bakıp gülümsedi. “Öyle güzel bir rüya gördüm ki…”

“Evet belli çok huzurlu görünüyorsun şu an.” Duraksadı ve biraz düşündükten sonra sözlerine devam etti. “Kulağa garip gelebilir ama seni böyle görünce sanki içimde bir çiçek açmış gibi hissettim.”

Gülümsedi.
 
 
Pınar Sude Genç
 
 

 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

4 YORUMLAR

  • Yanıtla Tuğçe Büyükköse 18 Nisan 2022 at 14:20

    Sanki bir öykü değil de bir roman gibi hissettiren guzel bir hikaye 🙂

    • Yanıtla Pınar Sude Genç 18 Nisan 2022 at 17:27

      Beğenmene çok sevindim bebişim 🥺

  • Yanıtla Şen Sevgi Erişen 20 Nisan 2022 at 20:26

    Bir an yanında biten küçük kızın onun çocukluğu olduğunu düşündüm. Mutlu evlilik konusundaki sözler de beni düşündürdü. Hayalimde daha da uzatabilirdim hikâyenizi. Dahasını düşündürmesi hoşuma gitti. İlham verdi bana.
     
    Teşekkürler

    • Yanıtla Pınar Sude Genç 21 Nisan 2022 at 01:45

      Şen Hanım yorumunuzun beni çok mutlu ettiğini belirtmek isterim öncelikle. 🎈
       
      Evet ben de yazarken yanında biten küçük kızın onun çocukluğu olduğunu düşünmüştüm. (: Dahasını düşünüp ilham almanıza gerçekten çok sevindim, vakit ayırıp kıymetli fikirlerinizi benimle paylaştığınız için ben teşekkür ederim. 🎈

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan