Seni, En İyi Sen Yetiştirirsin

Hepimiz bu dünyaya geldik ve hepimiz Tanrı’nın bize bahşettiği hayatı, sınırlı olan irademiz doğrultusunda yaşıyoruz. Evet şu an iyi veya kötü olduğunu düşündüğün bir hayatın var. Ama neden?

Güneş sisteminin dahi bir nokta etmediği bu evrende sen!

Sen, küçük varlık! Neden varsın?

Yanıtını alana kadar bu soruyu kendinize sorun: Kimin hayatına dokunacaksın, bu dünyada neyi değiştireceksin?

“Abartma Pınar ya! En fazla ne yapabilirim ki?” mi diyorsunuz?

Öyleyse size, hayatımda bulunan iki tip insandan bahsedeyim:

‣ Doğmuş, büyümüş. Donanımlı bir kişi değil. Evet bir mesleği var ancak bir amacı yok. İş güç sahibi olmuş, çoluk çocuğa karışmış bir hayat. Kendini geliştirememiş.

Bir diğeri ise;

‣ Müzik, kitap, film zevki var. Hem okuyor, hem geziyor. Evet mutlu olduğu mesleği icra ediyor dolayısıyla da çok yoğun ancak o resmi kıyafetlerden arınınca çıplak ayakla toprağa basıyor, çocuklarıyla yakalambaç oynuyor. Aynı zamanda o kadar çok kişinin hayatına dokunmuş ki!.. Bir formül, bir yazılım bulmamış ama buna rağmen çok şey değiştirmiş.

Açıkçası ben ikincisini tercih ederim. Doktor olmak istiyorum ve bir cerrahın ne kadar yoğun olduğunun farkındayım. Zaten mesele, bu yoğunluk arasında bile zevklerinden vazgeçmemekte.

Şimdi aynayı kendime çeviriyorum; 15 yaşındayım.

Kitap okumayı, müzik dinlemeyi, yazı yazmayı çok seviyorum. Evet derslerim yoğun, evet teknoloji vaktimi çalıyor ancak bu site için, ailem için, kendim için, hatta arkadaşlarım için bile sorumluluklarım var. Bunları aksatmadan, elime kahvemi alıp odamda saatlerce kitap okuyabiliyorum. Deniz kenarına gidip kulaklığımı takıp huzurun tadına varabiliyorum. Dizi film de izliyor, arkadaşlarım ile felsefi tartışmalarda da bulunabiliyorum.

15 yaşındayım.

Dil öğrenmeye karşı olan yatkınlığımı yok saymayıp İngilizce üzerine yoğunlaşmak istiyorum. Evde kendi yaptığım bilimsel araştırmaları daha da ileriye taşıyarak, yeni projeler ortaya koymak istiyorum. Hedeflerim var; kendimi geliştirmeye yönelik. Bir gün kaybedeceğimi bilsem bile iyi olmaktan şaşmamak, üzüleceğimi de bilsem aşkın tadına bakmak, yenileceğimi bilsem bile çabalamak istiyorum. Çünkü ne demişlerdi?

Şampiyon olmak demek, bir gün kaybedeceğini bildiğin halde koşmaya devam etmektir.

Hepsinin yanı sıra elbette arkadaşlarım ile goygoy, boş muhabbet de yapıyorum. Elbette bir TEDx konuşması izleyebileceğim vakitte, sesini duymak istediğim bir kişiye vakit ayırıyorum. İhtiyaçlarımı bilip, kendime ona göre davranıyorum.

Hayatı ciddiye almak gerekir.

Hayat seni, senin onu aldığından daha fazla ciddiye alırsa şayet, üzülürsün.

Sevgilerimle

Pınar Sude Genç