Başucumda Kitap

Angela’nın Külleri

21 Haziran 2018
Angela’nın Külleri, Frank McCourt


Angela’nın Külleri | Frank McCourt

Angela’nın Külleri | Özet

Kitabın yazarı ve aynı zamanda ana karakterlerinden biri olan Frank McCourt 6-7 yaşlarında küçük bir çocuktur. Annesi Angela ve babası Malachy Amerika’da tanışırlar. Birbirlerinden hoşlanan çift ilişki yaşamaya başlar ve Angela hamile kalır. Bunu öğrenen Angela’nın kuzenleri evlenmeleri için Malachy’e baskı yapar ama Malachy’nin hiç parası yoktur. Yine de tüm imkanları zorlayarak evlenirler.

Beş ay sonra Frank dünyaya gelir. Bir sene sonra erkek kardeşi Malachy dünyaya gelir. Malachy diğer babalar gibi düzenli çalışan ve kazandığı parayı evine getiren bir baba değildir. Bulduğu işlerden kazandığı parayı barlarda yiyen ve eviyle pek ilgilenmeyen bir adamdır Malachy.

Oldukça zor durumda olan ailesi eve yakacak ve yiyecek bir şeyler getirmesi için Malachy’nin yolunu gözlese de her seferinde elleri boş kalır. Frank yine de babasına kin besleyemez. Çünkü babası ona en sevdiği hikaye olan İrlanda kahramanı Cuchulain’i anlatır. Sarhoş geldiğinde çocukları yataktan kaldırıp İrlanda marşı söyletir. Çocuk kalbiyle Frank babasına hayranlık beslemektedir.

Oliver ve Eugene adlı ikiz erkeklerin doğmasıyla geçinmek daha da vahim bir hal alır. Angela herkesten borç alarak yaşamını sürdürmeye çalışmaktadır. Komşuları da onlara ellerinden geldiğince yardım etmektedir. Bu durum dördüncü çocukları Margaret doğana kadar böyle devam eder. Babası Margaret doğduktan sonra bambaşka birine dönüşür. Kızına baktığında büyülenir adeta. Artık düzenli olarak işine gider. Kazandığı parayı evine getirir, barlara gitmekten vazgeçmiştir.

Her şeyin yoluna girdiği düşünülürken, hasta olarak doğan Margarit’in birkaç ay sonra ölmesiyle hayatları tekrar kabusa döner. Angela yataktan çıkamaz hale gelirken, Malachy ise tekrar barlara gitmeye başlar. Eski kötü günler geri gelmiştir.

Tüm bu olanların da etkisiyle Angela’nın kuzenleri artık bu ailenin kendilerine yük olmaya başladığını düşünerek teyzelerine mektup yazar ve kızının durumunu anlatırlar. Angela’nın annesi bilet paralarını göndererek onları İrlanda’ya geri çağırır.

Öncelikle Malachy’nin ailesinin yanında konaklarlar. Ama onlar daha fazla bakamayacaklarını belirterek gitmelerini isterler. Ardından Angela’nın annesinin yanına giderler ve burada da bir süre kaldıktan sonra ev tutarlar. Tuttukları evin şartları çok kötü olsa da başka çareleri olmadığı için burada yaşamaya başlarlar.

Ev çok rutubetlidir ve ilk katını sürekli su basmaktadır, bu yüzden yaşamlarını ikinci katta sürdürürler. Kendilerince bu hayatı bir oyuna dönüştürmek isteyen Frank ve kardeşleri buraya İtalya adını vermişlerdir.

Babaları yine parasını barlarda harcamaktadır. Angela’ya ne annesi, ne de çocuk sahibi olamayan kız kardeşi Aggie yardım eder. Yoksulluk maaşı alarak geçinmeye çalışırlar. Yollardan kömür ve yakacak parçaları toplarlar. Üstelik aileye bu arada iki birey daha eklenmiştir.

Bu arada İngiltere’nin işçi alımı yaptığı duyulur. Yaşadıkları yerde birçok aileden erkekler oraya giderek çalışır ve her ay evlerine para göndermeye başlarlar. O aileler bu paralarla iyi bir hayat geçirmeye başlar. Malachy de başlarda reddetse de sonradan gitmeyi kabul eder.

Ailece Malachy’nin para göndermesini beklerler ve buna güvenerek borç yaparlar. Ama Malachy para göndermez. Bu arada işsizlik parası da kesildiği için daha kötü günler Angela ve ailesini beklemektedir. Angela zatüre olur ve ona çocukları bakar. Malachy İrlanda’ya döndüğünde ailesinin bu halini görünce yaptığına pişman olur ve dönünce bir süre para gönderir. Angela ve çocuklar her şeyin düzeldiğini düşünse de Malachy’i son görüşleri olduğunun farkında değillerdir. Artık tamamen kendi başlarının çaresine bakmak zorundadırlar.

Artık büyüyen Frank çalışması gerektiğinin farkındadır. Para biriktirip Amerika’ya gitmeye karar verir. Bunun için birçok zorlu işte çalışır. Tifo hastalığına yakalanır ve aylarca hastanede kalır. Tatillerde dayısıyla gazete satar. Postanede mektup dağıtımı işine başlar ve iki yıl orada çalışır. 16 yaşına geldiğinde postanede devam edemez ve İngiliz gazetesinin dağıtımına başlar.

Angela, yaşlı bir adama bakıcılık yapmaktadır bu dönemde. Frank da Amerika’ya gitmesi için gereken parayı biriktirir. Her ne kadar ailesini bırakmak istemese de onlara daha iyi bir hayat kurmak için buna mecbur olduğunun farkındadır. Ailesini arkasında bırakarak İrlanda’dan ayrılmak üzere gemiye biner.

Angela’nın Külleri | Kitap Yorumu:

Kitabı bitirdiğim de boğazımda bir düğümle, bu nasıl bir yoksulluk diye düşündüm. En çok tüm kitabın tamamen gerçek olduğunu bilerek okumak acıttı içimi. Ama yazarın bu duyguyu okuyucuya bu kadar güzel geçirmesi takdir edilesi doğrusu. Küçücük bir gözün yoksulluğu, ailesini sevdiğini düşünse de içkiye hayır diyemeyen bir babayı, iki çocuğunu yoksulluktan kaybetmesine rağmen ailesi için çabalamaktan vazgeçmeyen bir anneyi anlatmasını soluksuz okuyacaksınız.

Kitabın bir yeri “Yoksulların seçme hakkı yoktur” diye başlıyor. Belki de kitapta insanı en çok düşünmeye sevk eden cümle bu. Adaletsiz bir dünya maalesef. Birinin aç olduğu bir dünyada diğerinin hesabını bile bilmediği bir varlığı olabiliyor.

İnsan ya da hayvan diye ayırmadan doğada ki tüm canlılarla yardımlaşmayı başarabildiğimiz gün zaten bunları konuşmuyor oluruz.

Kitapta bir bölüm var ki asla hafızamdan çıkaramıyorum. Okuduktan sonra sizin içinize tabiri caizse mıh gibi işleyecek;

“Cennette bol bol balık, patates ve şeker var. Bunları yemene engel olacak teyzeler de yok. Bütün babalar evlerine işsizlik sigortasından aldığı paraları getiriyor ve çocuklar babalarını aramak için barları dolaşmak zorunda kalmıyor”.

Haksın mıyım?

Yazar Frank McCourt Hakkında:

19 Ağustos 1930 yılında New York’ta dünyaya gelmiştir. 19 yaşında askere gidip geldikten sonra ise New York’da yarım kalan eğitim hayatını tamamlayarak birçok lisede kompozisyon öğretmenliği yapmıştır. Pulitzeɾ ödüllü yazar 19 Temmuz 2009’da hayatını kaybetmiştir.

Eserleri:

  • Öğretmen
  • Angela’nın Külleri
  • Angela’nın Külleri 2 | Umuda Doğru

Keyifli okumalar,
Kübra Mısırlı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan