Röportaj

Byelka | Ayvalık

3 Nisan 2023

Röportaj: Byelka | Ayvalık | Röportör: İlayda Oylum Güleryüz Çetinel

Bu hafta dinlenmek için gittiğimiz Ayvalık’ın tatlı Byelka’sını kuran Uzunlar çiftinden Berna Hanım ile röportaj gerçekleştirdik.

Zeytin bahçeleri arasında bir perde aralanıyor ve siz kendinizi “tiny house”lardan (küçük ev) birine, dinlenme noktasına bırakıyorsunuz. Sonrası mı? Buyurun.

İlayda Oylum – Berna hanım merhaba, bu güzel macera nasıl başladı?
Berna Gül Uzunlar – Sevgili Oylum Hanım,

Öncelikle 2020 yılında başladığımız bu maceranın sizi de bu kadar etkilemiş olması var olan heyecanımı inanılmaz arttırdı.

Biz, yani eşim (Hüseyin Uzunlar) ve ben Ayvalık’ta doğduk. Her ikimizde Yugoslav göçmeniyiz. Şu an İstanbul’daki işlerimizde hali hazırda çalışmaktayız. Ama bizim en güzel mola yerimiz, yurdumuz doğduğumuz topraktı her zaman. Ayvalık değince bizim için her şey durur.

Üniversitede Ayvalık’tan bir müddet ayrı kaldık tabi. Ankara, Eskişehir falan derken sonra ayağımız İstanbul’a bastı. Ve biz burada kalakaldık.
Byelka

Dediğim gibi her molamız yine Ayvalık oldu.

Pandemi bizi iyice yakınlaştırdı canımız Ayvalığımızla. Ve neredeyse 2 yıl bayağı haşır neşir olduk. Eşimin ailesinin burada zeytinlikleri var malum başka neyimiz olacak Ayvalık’ta? Byelka’nın yer aldığı zeytin bahçemiz de bunlardan biriydi. Biz bu bahçeye bir tiny house (küçük ev) koymak istedik. Pandemi şartları bizi evlerimizden çıkarmadığı için bahçede rahat rahat takılırız, çocuklar oyun oynar, domatesimizi sebzemizi kendimiz ekip yetiştiririz, mis gibi hava ailece harika vakit geçiririz diye düşündük. Ve öyle de oldu. Hayatta en çok keyif aldığımız, giderken aklımızın kaldığı, çiminin her köşesine narin bir çiçek gibi yaklaştığımız, ağaçlarla konuştuğumuz bizim onları, zeytinini, oksijenini bize bol bol vererek onların bizi sevdiği bir evimiz oldu. Küçük ama hayallerimizin büyük olduğu bir ev.

Sonra dedik ki; biz bu kadar keyif alıyorsak bunu yayalım bütün insanlar bu bahçede yeşilin kahverenginin ve gökyüzü mavisinin o şairane uyumunu yaşayarak deneyimlesinler. Ruhları, bedenleri dinlensin. Hayata bir de bizim penceremizden baksınlar. Ve eşimin ablası sevgili ablamız Altun’un da sayesinde (kendisi iç mimar:)) hayallerimiz projeye döküldü. Hep beraber nasıl olacağına karar verdik. Her şeyi en ufak ayrıntısına kadar düşündük. Ve ortaya Byelka Bungalov Ayvalık çıktı.

İlayda Oylum – Byelka’nın anlamı nedir? Daha yolda giderken sorduğum soruyu bir de buradan sorayım istedim 🙂
Berna Gül Uzunlar – Byelka‘nın anlamı: Burası canımız annemiz Ziynet Uzunlar’ın kaybettiği annesi yani anneannemizin bahçelerinden biriydi. Kendisi minyon, bembeyaz tenli, pembe yanaklı, pıtır pıtır her şeye yetişen bir göçmen kadınıydı. Bir lakabı vardı Ayvalık’ta çoğu kişinin olduğu gibi 🙂 “byelka” Boşnakça beyazlı kadın demekti. Teninin renginden pamuk gibi oluşundan kaynaklı bir lakap. Biz okunması kolay olması açısından “byelka”şeklinde yorumladık.

Annanemiz unutulmadı hiç bir an.

Byelka
İlayda Oylum – Neden sizi tercih etsinler?
Berna Gül Uzunlar – Byelka Bungalov, öyle bir tatil düşünün ki; yemyeşil asırlık zeytin ağaçları arasında küçük ama samimi evler, tertemiz bol oksijenli Kazdağları’nın mis gibi ömür uzatan havası. Annemizin ellerinin değdiği bir yiyenin bir daha unutamayacağı kahvaltı masaları. Bahçede geçirilen mükemmel akşam saatleri ve ailemizdenmişcesine misafirlerimize duyduğumuz samimi duygular.

İlayda Oylum – Deniz mi doğa mı?
Berna Gül Uzunlar – Biz çok garip insanlarız. Bizim maviye ve yeşile olan sevdamız sorgulanamaz 🙂 Denizi görmeden, kokusunu duymadan ve yeşile dokunmadan yapamayız. Ayvalık’ta olmazsa olmazlarımızdan biri içeceğimizi alıp denizi dinlemektir. Ve bir de tost yemek:) tabiki Türk kahvesini bahçemize nazır içmek paha biçilemez.

İlayda Oylum – Ne yapmadan dönmesinler?
Berna Gül Uzunlar – Bizim bahçemizde; Reyhan şerbetini içip ferahlamadan, yeşil zeytinimizi yemeden, akşamüstü Sezen Aksu’nun “Kutlama”sını dinlerken buz gibi beyaz şarabınızı içmeden ve tabii mangalınızı yellemeden gidemezsiniz 😉

İlayda Oylum – Yoksa siz hala Ayvalıklılaştıramadıklarımızdan mısınız?

Diyorum.


E, o zaman unutmadan “Rakı, Balık, Ayvalık!”
 
 
İlayda Oylum Güleryüz Çetinel
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan