Metronun ilk yürüyen merdiveniyle ikincisi arasındaki boşlukta yaşarız biz; ben ve sokaktan tanıştığım küçük kardeşim. Dışarıda kar veya yağmur vardır. İnsanlar bir an önce dışarıdan kurtulup metronun mevsimsiz iklimine kavuşmak için acele ederler. İşte o acelede ayaklarına dolanırız. Bize acımaları için çeşitli sözler sarfederken, halimiz tavrımız da zaten bu duyguyu destekler. Sarılırız, sokuluruz, içleri cız edip o pamuk eller, kremli eller, üşümemiş, yıpranmamış eller ceplerinden birkaç mangır çıkarıp versinler diye her şeyi yaparız.
Keyfimizden değil, böyle yapmamız öğretilmiştir, yapmadığımızda dayak yemişizdir. Ağzımız burnumuz kanamıştır. Annesiz, babasız, evsiz olduğumuz yetmezmiş gibi bir de bunlara katlanmışızdır. Mesai saatimizin en bereketli zamanları sabah ve akşamdır, tam iş çıkış vakitleri. Bizim yaşımızda işin çok olması güzel değildir gerçi. Aramızda kalsın, bir an önce bitse de insansız kalsa deriz buralar. Bize kalsa zaten, kimse yokken, şu aşağıdaki güvenlikçi de bizi henüz kovmamışken, çok eğleniriz. Yukarıya taşıyan o merdivenlere tersten bineriz. Nasıl deniyordu şu zengin ev camlarından gizli gizli izlediğimiz televizyon kutusunda, hani Galatasaray Fenerbahçeyi yensin diye tütsüler yakarlar filan. Onlar gibi “totem” yaparız işte, yürüyen merdivenden daha hızlı davranıp aşağıya ulaşabilirsek sanki her şey güzel olacak. Sanki bir basamak daha atlarsak bir mendil fazladan satacak, az sonra gelecek kadından birkaç bozukluk fazla koparacağız… Talih kuşu bize konacak, piyangodan ikramiye çıkacak, çok çok paramız olacak, şu mekanik hareketli aygıttan daha hızlı olmayı başarabilirsek şayet; mendil satmak, dayak yemek, aç kalmak gibi şeyler çocukluğumuza dair kötü anılar olarak kalacak yalnızca… Bizim de televizyonumuzda maçlar izlenecek, bu defa gerçek totemler yapacak, hoş yine Fenerbahçe’yi yenemeyecek Galatasaray, isterse UEFA kupası olsun, bu hiç değişmez. Ah bir basamak, bir basamak daha, ha gayret , ha..
İrem Hira Yuca, 17.01.2017
İrem Hira Yuca
2 YORUMLAR
Sevgili Hiracım, tanıştığımız anda kocaman yüreğinin etkisi altına girdim. Ve okumam için yolladığın öykünle de ne kadar doğru bir ilk izlenim edinmiş olduğumu anladım. Umarım Sen ve Ben’deki yolculuğun bana verdiği kadar sana da keyif verir. Aramıza hoş geldin güzellik…
İnanılmaz bir anlatımmm… Çok çok etkilenerek okudum hikayeyi ve yazının sonunda özgeçmişinizi okuduğumda şaşkınlıkla daha da bir hayran oldum. Bu yaşta bu cümleler, kelimeler… Umarım kaleminizin peşini hiç bırakmaz, ilk kitabınızı okuma fırsatı bulurum 🙏🏻 Gönülden tebrik ediyorum 🙏🏻👏🏻👏🏻👏🏻