Biraz Kitap

Tembellik Hakkı

1 Mayıs 2018

Tembellik Hakkı


Tembellik Hakkı, Paul Lafargue

1 Mayıs Şerefine!

1 Mayıs’ta bahsetmeye pek layık bir kitabı anlatmak isterim: Tembellik Hakkı

Kitabın ismi biraz yanıltıcı aslında. Tembellik hakkı deyince yan gelip yatma, ekmek elden su gölden yaşama gibi bir tınısı var. Halbuki öyle değil.
İnsanların tüm hayatını sömüren bu çalışma sistemine karşı bir başkaldırış anlatılan. Sabah kalk, işe git, bütün gün işte çalış, eve gel, uyu.

Bu hayata bir isyan. Daha doğrusu bu hayata karşı isyana çağırış.

Marx’ın Damadından

Kitabın yazarı Paul Lafargue, Karl Marx’ın damadı. Fransa’nın sosyalizm tarihinde Marksizmi Fransa’ya getiren ilk düşünürmüş kendisi.

Çalışmak Kutsal Mı?

Eski çağlardan beri çalışmanın neden yüceltildiğini soruyor yazar. Dinlerde olsun, atasözlerinde olsun hep çalışmak şöyle iyi, böyle iyi… Gerçekten iyi mi?

“Çalışma aşkı; bireyin, onunla birlikte çoluk çocuğunun yaşam gücünü tüketecek denli aşırıya kaçan çalışma tutkusudur. Rahipler, iktisatçılar ve ahlakçılar, bu akıl sapıncına karşı çıkacak yerde, çalışmayı kutsallaştırmışlardır.”

Çalışmak İnsan Doğasına Ters

İnsan dediğin; doğasında gezmek, tozmak, dinlenmek, eğlenmek yatan bir canlı, diyor. Çalışmak insan doğasına ters, diyor. Niye böyle diyor?

Adamın yaşadığı 1880’lü yıllar insanların hayvan gibi çalıştırıldığı, köleleştirildiği yıllar. Bu kadar öküzlemesine çalışıyor da ne oluyor bu insanlar? Hiç. Kendileri için bir hiç oluyor. Ama emrinde çalıştıkları insanların cepleri doluyor.

Neden Çalışıyoruz?

Biz niye çalışıyoruz? Para kazanmak için.
Niye para kazanmak istiyoruz? Daha güzel bir hayat için.

Peki kazandığımız parayı harcamaya bile zamanımız olmayacak kadar çok çalışıyorsak niye çalışıyoruz?

Tembellik Hakkı

İşte yazar da tembellik hakkı diye bir şey olması gerektiğini söylemiş. Boş zamanı olmalı insanın.

“Halkın, ekmeğini kazanmak için sarfettiği zamandan başka zamanı yoksa, yazık. Ekmeğini sevinçle yiyebilmesi için de zamanı olması gerek. Yoksa, uzun süre kazanamaz olur ekmeğini. Halkın çalışmasını isteyen şu adaletli ve iyiliksever Tanrı, onun dinlenmesini de ister. Doğa da halkın aynı zamanda çalışmasını ve dinlenmesini; didinmesini, aynı zamanda da haz duymasını ister. Çalışmaya karşı duyulan tiksinti, yoksul insanları çalışıp didinmekten daha çok bunaltır.”

Çalışmak ama insana yakışır şekilde.
Yani yazar çalışmayın, demiyor. “Ben sana çalışma demiyorum, çalış ama hobi olarak çalış” da demiyor. İnsan gibi çalışalım diyor. Bu aşırı çalışmaya, insanlık dışı şartlara karşı çıkarıyor sesini.

Saygılarımla,
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan