Başucumda Kitap

Ya Evde Yoksam?

2 Ağustos 2018
Ya Evde Yoksam | Sevda Sarıkaya


Ya Evde Yoksam | Sevda Sarıkaya

Kitabın Adı: Ya Evde Yoksam | Alıntı

“Bir sabaha daha uyandım. Bizim dünyamızın sabahına. Biz kim miyiz? Nebiş ve ben. Nebiş benim annem olur. Aslında bu ara roller biraz karıştı. O benim nazlı, zaman zaman da yaramaz kızım, bazen de kardeşim. Ben bizim sabahımıza uyandım da o hangi sabaha uyanacak bugün bakalım. Gece boyu komşunun bizden çaldığını düşündüğü tespihini aramaktan yorgun düştü biraz. Sonra göz kapaklarına yenildi ve uyudu. Kolay kolay böyle bir yenilgi yaşadığını söyleyemem ama arada şansımız yaver gidiyor. Birazdan kahvaltı savaşına gireceğiz yine. İyi uyumadığı zamanlar mutlak bir sıkıntı çıkıyor kahvaltıda. Yoksa öyle değil her sabah ha, sakın yanlış anlamayın, pamuktur benim Nebişim.

  • Sevgiiiii, kalk hadi, bak daha en güzel entarimi yıkayacağız. Kıskanma benden önce seni istemeye gelmediler diye. Ne yapalım kabul et, senden güzelim. Süsle beni Sevgiiii…

  • Günaydın annecim benim!

  • Ne annesi kız zilli! Şimdi de anne mi oldum? Tamam tamam ablam olduğunu söylemem kimseye, bilmesinler yaşlı olduğunu.”

Ya Evde Yoksam | Konu

İşte böyle başlıyor Alzheimer hastası olan Nebiş ve onunla ilgilenen kızı Sevgi’nin hikayesini konu alan Ya Evde Yoksam. Aslında Nebişi’in Sevgi’den başka bir kızı ve iki oğlu daha var ama onunla ilgilenen Sevgi. Bunun bir nedeni de eşiyle ayrıldıktan sonra Sevgi’nin annesiyle yaşayamaya başlaması.

Çocuklarının Nebiş’e davranışları da kitapta en ilgi çeken yerlerden biri. Erkek çocuklarının sadece para için annelerini ziyaretleri, diğer kızının ise evliliğiyle ilgili sıkıntılarını bahane ederek annesine bakmaması en acıtıcı yerlerdi benim için. Her ne kadar roman olarak okusak da Sevda Sarıkaya’nın kitabı gerçek hasta hikayelerinden esinlenerek yazdığını düşünürsek oldukça acıklı bir durum maalesef.

Nebiş’in kısa süreli hastanede yatış hikayesi, bu arada Sevgi’nin aşkı tekrar bulması da kitapta yer alan diğer bölümler. Aşk başlı başına özveri ve fedakarlık isteyen bir olgu bana göre. Bir de hastalık işin içine girince emin olun ki gerçekleri daha net görebiliyorsunuz. Kitapta Sevgi ve Ahmet’in aşkı içimi ısıttı ve hayata umutla bakışımı yineledi.

“Güçlü bir hafıza ağır bir cezadır.”

Orhan Kemal’in sevdiğim sözlerden biridir. Ancak bu sözü Alzheimer hastası biri için söylemek maalesef ki mümkün değil.

Beynimizi 1000 sayfalık boş bir defter olarak düşünürsek hatıralarımızla 1000. sayfanın son satırını doldurduğumuzda 1. sayfayı silip oradan yazmaya devam ederiz. Ancak Alzheimer hastalarında hep 1000. Sayfa silinerek tekrar yazılır. Bu hastalıktan muzdarip bir yakınım olmamasına rağmen bu kitap sayesinde Alzheimer hastası Nebiş’in kızı Sevgi oldum bir anda.

Bu hastalığı yaşayan kişilerin ani yer değişikliği yapmaması gerektiğini, evdeki eşyaların yerlerinin gerekmedikçe değiştirilmemesi gerektiğini, sizi bazen çocuğu, bazen annesi veya babası, bazen de arkadaşı olarak görebileceğini ben bu kitaptan öğrendim.

Evlat olmak kolaydır da anne ve babanın evladına evlat olması zordur.

Bu hastalıkta roller hep karışık, çok zorlu bir yolculuk, sınav olduğu da kesin.

Kitabın yazarı sevgili Sevda Sarıkaya aslında bir nörolog ve kafi derece de tıbbi terimle bizlerin anlayacağı şekilde harika bir kitap yazmış. Herkesin ulaşamayacağı ve mesleki başarıları olan kişilerin toplumsal bilinci geliştirmek adına daha çok yazmaları taraftarıyımdır her zaman.

​“‘Sana bir şey sormak istiyorum ama çok utanıyorum, ben kaç yaşındayım?
Gerçekten özür dilerim’ dedi. Ona, 80 yaşında olduğunu söyleyince gözleri doldu. ‘Ben bu kadarını beklemiyordum ama bu çok fazla’ deyince, ‘Aaa üzülme ben sana indirim yaparım, kaç yaşında olmak istiyorsun’ dedim. ‘Hiç olmazsa 75 falan olsun’ dedi. Tamam ben hallederim deyince nasıl sevindi… Tabi bu konuşmayı unuttu, bir daha da sormadı…”

[Bu cümle kitaptan alıntıdır.]

Eğer bu hastalıktan muzdarip bir tanıdığınız size bu tür sorular sorarsa onları mutlu edecek cevaplar verin olur mu? Çünkü birkaç dakika sonra o cevap olmayacak onlarda.

Bu hafta da kitap hakkında daha fazla fikir sahibi olabilmeniz adına birkaç alıntıyla bitireceğim yorumu;

  • Uyku, zihni istediği diyarlarda dolaştıran bir zaman dilimi. Rüyalarımız gerçek olsa, gerçeklerimiz ise rüya. İşte o zaman şeffaf bir kelebek kanadı olabiliriz gibi geliyor bana.
  • Fark ettim ki her canlının kendi içinde yarattığı kocaman bir dünya varmış ve asıl dünya orasıymış. Eğer oranın hakimi olmayı başarabilirsen, sana kimse dokunamazmış.

  • Annemin anıları gün be gün silinirken benimkiler tazeleniyor. Halbuki beni terk etmeleri için neler vermezdim ki…

  • Huysuzluk yaptıktan sonra mahzunlaştığında ve seni böyle dizlerime yatırıp saçlarını okşayarak uyuttuğumda, sanki çocukluğumu uyutuyorum gibi geliyor bana. Saçları sık sık bitlendiğinden kısacık kestirmek zorunda kalan, yüreği sevgiye hasret Sevgi’yi uyutuyormuşum gibi. İnsanların isimleri kaderlerini belirlememeli…

  • Hayatınız boyunca zihninizde en güçlü karakter olarak tasavvur ettiğiniz kişinin an be an çöktüğünü görmek. Öyle ki, karşınızdakinin o olduğuna inanmak bile istemezsiniz. Anneniz gitmiş yerine bambaşka bir insan koymuşlar sanki. Sevmesine hala seversiniz de sanki “gerçek” annenize ihanet ediyormuş gibi. Sevginizi bile sorgular hale gelirsiniz. Bazen de bunları göreceğime hiç dünyaya gelmeseymişim dersiniz. Dersiniz de yine de kırık dökük hayatınıza devam edersiniz.

  • Yol senin yolun, nasıl istersen öyle şekillendirirsin. Sonu hep aynı olan bu yolda, dönüşü olmayan gidişini bir şölene dönüştürmek ya da cehenneme çevirmek de senin tercihin. Yol senin yolun açık olsun, ışıklarla dolsun yolculuğun…

Yazar Sevda Sarıkaya Hakkında:

1977 yılında İstanbul’da doğan Sevda Sarıkaya, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden 2000 yılında mezun oldu. Ankara Üniversitesi Nöroloji Anabilim Dalı’nda ihtisasını tamamladı. İhtisasının son iki yılında Davranış Nörolojisi ve Demans alanında çalışmalarına başlayan Dr. Sarıkaya bir süre Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Demans Polikliniğini yürüttü.

Türkiye’de bir ilk olan “Alzheimer Okulu” projesini hazırlayan ve ilkini Üsküdar Belediyesinin destekleriyle gerçekleştiren Dr. Sevda Sarıkaya bu projesiyle yazılı ve görsel ulusal medyada defalarca yer almıştır.

Kitapları:
  • Anılar Silinirken
  • Beynini Genç Tut
  • Ya Evde Yoksam

Keyifli okumalar,
Kübra Mısırlı

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

2 YORUMLAR

  • Yanıtla Ilgın Cenkçiler 2 Ağustos 2018 at 23:57

    Gözlerim doldu, kaldım 😔😔😔

  • Yanıtla Kübra mısırlı keskin 3 Ağustos 2018 at 10:30

    Kitap bitip kapağı kapattığımda sizinle aynı hisleri paylaşmışız 🙏🏻 🙏🏻

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan