Biraz Kitap

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

9 Ekim 2018

Beyaz Zambaklar Ülkesinde | Grigory Petrov


Beyaz Zambaklar Ülkesinde | Grigoriy Petrov

Çok ilham verici, vatan millet aşkı konusunda acayip gaza getirici bir kitap.

Öyle ki kitap 1928’de Türkçe’ye çevrildiğinde de çok heyecan yaratmış. Önsözde bu kitabı öven yorumlarda bulunan önemli isimler var. Çeşitli şehirlerin valileri, öğretmenler, yazarlar, vb.

Cennet Vatan Finlandiya

Kitapta Finlandiya’nın kalkınma süreci anlatılıyor.

Beyaz Zambaklar Ülkesinde romanının Bulgarca baskısının önsözünü de okudum. Orada da Finlandiya övüle övüle bitirilemiyor. Yüksek sesle konuşan olmazmış, her yer temizmiş, tramvaylarda biletçi veya kontrolör yokmuş. Çünkü:

“Eğer halka güvenmeyip kontrolcü kullanmak isterseniz, kontrolcüleri de kontrol etmek gerekir. Biz kontrolcüye değil, halkımıza inanırız.”

Etkileyici.

Kitabın İsmi | Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Kitabın ismi İncil’de geçen bir ifadeden geliyor. Cennet bahçelerindeki beyaz zambaklar gibi lekesiz, saf ve masum bir hayatı simgeliyor.

Irmağının Akışına Ölürüm Finlandiya

Finlandiya’nın Fince adı “Suomi”imiş. “Suom” da Fin demekmiş. Suomi’nin anlamı “Bataklık arazi”ymiş.

Finler bataklık arazi durumundaki ülkelerini müreffeh bir seviyeye çıkarmışlar. Bu durum kitabın çevrildiği ülkelerde de bir ilham kaynağı olmalı. Çeşitli doğa nimetleri, yer altı yer üstü zenginlikleri olan ülkeler eğer iyi durumda değillerse bataklık araziden yükselen bir örneği görünce şapkalarını önlerine koyup düşünmeli.

Kalkınma Süreci

Yazar Grigoriy Petrov, 1800’lerin sonlarında Finlandiya halkının kalkınma serüvenine tanık olmuş ve bundan çok etkilenmiş. Gözlemlerini bu kitapta kaleme almış.

Finlandiya önce Rus, sonra İsveç kontrolünde olmuş. Bu iki hükümranlık döneminde de Rusların ve İsveçlilerin kötü muamelelerine maruz kalmışlar. Bundan kurtulmanın yolunun millet olarak uygarlaşmakta olduğunu fark etmişler ve bireysel atılımlar zamanla topluma yayılmış.

Kahraman Şart mı?

Grigoriy Petrov önce şunu sorguluyor. İlla bir kahraman mı gerekir?

Cevabını her şeyin kaynağının halk olduğunu söyleyerek veriyor:

“Bir millet nasılsa, devlet adamları da onlar gibidir. İşte bu nedenledir ki eskiden beri ‘Her millet, layık olduğu idareye ve devlet adamlarına sahip olur.’ denilmiştir.”

“Eğer bir millet büyüklük ve kahramanlık özelliklerini taşıyorsa ondan yıldırımlar doğar, kahramanlar çıkar. Eğer halk kitlesi nemli bir buhar yığınından ibaretse hiçbir güç ondan yıldırım çıkartamaz.”

Yani kahraman uzaydan gelmez.

“Kahraman halkı heyecanlandırır ve alevlendirir. Ancak onu milletinden aldığı ateş ve heyecanla yakar.”

Burada sevgili Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ü anabiliriz. Türk milletinin kahramanı olmuş, “Hasta Adam” diye anılıp yok olmaya yüz tutmuş bir milleti heyecanlandırmış, bu heyecanı “karakteri yüksek, çalışkan, zeki” dediği Türk milletinden almıştır.

“Milletlerin büyük adamları da tıpkı bir mercek gibidir. O kendi kişiliğinde milletin gücünü ve özelliklerini toplar, bununla milyonlarca insanın ruhunu tutuşturur.”

Eğitim

Finlandiya’da önce her insanın değerli olduğu, her mesleğin en iyi şekilde yapılması gerektiği aşılanmış. Eğitimli insanlar, eğitimsiz halka ulaşmayı, onları bilgilendirmeyi kendilerine görev edinmişler.

Anne babalara çocuklarıyla yürekten ilgilenmelerini öğütlenmiş.

Kitap okumaya önem verilmiş. Her evde kütüphane oluşmasına özen gösterilmiş.

Ülkenin zenginleri de halk için faaliyet gösteren bu tür insanlara ve kuruluşlara yardım etmiş, hatta mülklerini kütüphaneye çevirenler olmuş.

Benzerlik

Kitapta müthiş bir kalkınma atağı okunuyor.

Bizim 1923’te Cunhuriyet ilanından sonraki sürece anımsattı bana. Bizim tarihimizde de o dönemde müthiş bir atak olmuştu gerek eğitim, gerek sanayi anlamında.

Görüyoruz ki önemli olan bu atakları devamlı ve kalıcı kılmak.

Atatürk’ün Tavsiyesi

Bu kitap Atatürk’ün askeri okulların müfredatına konulmasını emrettiği bir kitap. Okuyunca anlıyorsunuz ki Atatürk’ün bu kitabı tavsiye etmesi hatta emretmesi boşa değil.

Saygılarımla,
Hülya Erarslan

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

5 YORUMLAR

  • Yanıtla Ahmet Civan 9 Ekim 2018 at 09:33

    Keşke bütün siyasilere de okunması zorunlu tutulsa…

    • Yanıtla Hülya Erarslan 9 Ekim 2018 at 15:03

      Okusalar bile etkilenirler ya da ders çıkarırlar mıydı, emin değilim.

  • Yanıtla Hande S. Sinan 9 Ekim 2018 at 13:51

    Bu seneki okuma listeme koyduğum için mutlu oldum yorumu okuyunca, teşekkürler.

  • Yanıtla Pelin Öncüoğlu Işık 3 Nisan 2022 at 23:04

    Şu anda çok severek okuyorum. Hatta dinliyorum diyeyim. (Malum bebişle ilgilenirken dinlemeye okumaktan daha fazla vaktim oluyor.)
     
    Benim de en etkilendigim Tolstoy’un da dediği sözleri tekrarladığı “Halkın içinde yücelik ve kahramanlık yaşıyorsa büyük insanları, kahramanları çıkartabilir.” Çok doğru değil mi? Halk kendi içinden kendisi gibi bir yönetici çıkartıyor. Bu yüzden değil midir önce eğitim ile başlayan yozlaşma halkımızın çoğunluğuna sirayet etti ve sonunda tam da kendi içinden kendisi gibi bir yönetici çıkarttı.
     
    Atatürk’ün yeni kurduğu bir ülkeyi ilmek ilmek işlerken bu kitaptan etkilendiği aşikar. Okurken defalarca “tam da Atatürk’ün yaptığı gibi” dedim. İlham verici ve fazlasıyla düşündürücü bir kitap.

  • Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan