Biraz Kitap

Kalpten Gelen Armağan

18 Ekim 2022

Kitap: Kalpten Gelen Armağan | Yeni Tohumlar, Yeni Hayat | Yazar: Dr. Clarissa Pinkola Estes | Yorumlayan: Hülya Erarslan


Kalpten Gelen Armağan | Yeni Tohumlar, Yeni Hayat | Dr. Clarissa Pinkola Estes

Bir kitap içinde iki kitap var. İç içe iki kitap. Kitabı tersten tuttuğunuzda başka bir kitap oluyor, çift yönlü.

Yazarın bir diğer kitabı, burada da bahsettiğim “Kurtlarla Koşan Kadınlar

Orada bildiğimiz masalların bilmediğimiz anlamlarını aktarıyordu. Kendi ailesinden aldığı hikâye anlatıcılığı ile farklı değerlendirmeler yapıyordu.

Bu kitaplarda da yine hikâyeler var. Yazarın hayatı hikâye dolu anladığım kadarıyla. Ailesinde sorulara hikâyelerle cevap verilir, hikâye anlatırken de laf lafı açar, bir sürü hikâye birikirmiş neticede. Yazar bu kitaplar aracılığıyla aile geleneği olan hikâye anlatıcılığını sürdürmüş ve hatta ileri gidip ölümsüz kılmış.

Yazar, Meksika ve İspanya kökenli. Evlat edinilmek suretiyle de Macar. Hikâye çeşitliliği açısından zengin köklere sahip anlayacağınız. Yalnız işin üzücü tarafı genelde savaşlardan ve dolayısıyla acılardan doğan hikâyeler bunlar.

Hikâyelerin sağaltıcı bir gücü olduğunu savunuyor yazar. Hem anlatana hem dinleyene iyi geliyor, bazı yaralara dokunup iyileştiriyor diye düşünüyor. Belki de yaralara dokunmayıp etrafında dolaşıyor, yaranın kabuk bağlayıp iyileşmesine yardım ediyor.

“Hikâyeler öğretir, hataları düzeltir, kalbi ve karanlığı aydınlatır, psişik bir sığınak sağlar, değişime yardımcı olur ve yaraları iyileştirir.”

Hikâye anlatıcılığını adeta bir ibadet gibi görüyor yazar ve ailesi. Öyle şevkle anlatıyorlar ki onlara göre en büyük felaket hikâye anlatacak insan kalmaması.

“Bizler de hikâyeleri seven bir Tanrı’ya inanmıyor muyuz? Tanrı’yı hüsrana uğratmamak için hikâye anlatmalıyız.”

Kalpten Gelen Armağan

Buradaki hikâye yazarın teyzesinden gelmiş.

Hikâyeye göre savaştan kaçan kadın ve erkek bir kulübeye sığınır. Birbirlerine hikâye anlatarak vakit geçirmeye karar verirler.

Adamın analttığı hikâyede birbirine hediye almak isteyen fakir bir karı koca vardır. Birbirlerinin ihtiyaçlarını da bilirler ve güç bela para ayarlayıp ihtiyaçlarına uygun hediyeleri alırlar ama günün sonunda hediyeler anlamsız kalır. Pardon, anlamsız dedim ama özünde birbirlerine olan sevgilerini görürler.

“Ellerindeki değerli eşyaları satarak hiçbir işe yaramayacak nesneler alan ama en sonunda özü, birbirlerine karşı duydukları sevginin oluşturduğu o çok daha büyük hazineyi yeniden keşfeden genç adamla kadın”

Kitabın bu kısmında “Nedir yeterli olan?” diye soruluyor. Yeterli olan sevgi herhalde, diye düşündüm ama bambaşka çıktı. Hikâyelerin nesilden nesile aktarılması imiş yeterli olan.

“Hikayeyi anlayabilecek tek bir can kaldığı ve hikâye anlatıldığı müddetçe aşk, merhamet, cömertlik ve güç daimi olarak bu dünyada var olacaklar, size söz… Ve bu da yeterli olacak.”

Yeni Tohumlar, Yeni Hayat

Bu hikaye yazarın amcası tarafından anlatılmış.

Amca Bey, savaştan kaçıp Amerika’ya gitmiş. Yaşadığı acı ve zorluklara rağmen içindeki sevgi ve şefkat azalmamış. Çocuklara, hayvanlara ve ağaçlara özellikle.

Amca, anılarını birebir anlatamıyormuş. Çünkü acı var hepsinde. Ama anlatmanın bir yolunu bulmuş. O da hikâyeleştirmek. Üçüncü kişinin ağzından anlatarak baş edebiliyormuş yaşadıklarıyla. Şimdi hikâyelerin şifalandırıcı etkisini anladım.

Amcası bir ağacın hikâyesini anlatıyor. İnsanların önce eğlencesine katılan, eğlence bitince bir kenara atılan ağaç… Ama bir kenara atılmak gibi gözüken hâli de işe yarıyor, başka canlara fayda sağlıyor, ağaç da buna seviniyor.

Yani;

“Değersiz şey yoktur. Her şey bir amaca hizmet edebilir. Tanrı’nın bahçesinde herkesin ve her şeyin bir yararı vardır.”

Özel bir kitap olduğunu düşünüyorum bunun. Yazar ve ailesi için özel. Ancak yazar bu özeli hepimize açmış. Bu hikâyeler kendi ailesinde nasıl kıymet görüyor ve şifa oluyorsa belli ki herkes için öyle olmasını umut etmiş. İnsanların acılarına merhem olmuş bir zamanlar bu hik3ayeler. Şimdi de öyle oluyorsa ne âlâ.
 
 
Saygılar,
Hülya Erarslan
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

No Comments

Cevap Yaz

Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
Girne Antik Liman
Girne Antik Liman
Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan