
Erkeklik: İmkansız İktidar | Ailede, Piyasada ve Sokakta Erkekler | Serpil Sancar
Reklamcı bir arkadaşım tez yazmak için yığınla kaynak topladı. Tez konusu reklamlar ve eşcinsellik ile ilgiliydi.
Söylediğine göre daha önce bu konuda Türkiye’de bir araştırma yapılmamış. Böyle bir araştırmayı ilk defa yapacak olmaktan dolayı heyecanlıydı.
Sonra yüksek lisansını yaptığı, ülkemizin iyi diye adı sayılan devlet üniversitesinin dekanı, arkadaşımın tez konusunu öğrenince ne demiş biliyor musunuz?
“Milletin apış arası ile uğraşma.”
Doğru duyduğundan şüphe eden arkadaşım; “Anlayamadım?” deyince dekan Bey tekrarlamış; “Milletin apış arası ile uğraşma.”
Seçtiği konu bu şekilde reddedilince arkadaşım tez konusunu değiştirdi.
Topladığı onca kaynak kitaptan biri de buydu:
Erkeklik: İmkansız İktidar
Toplumdaki erkeklik tanımlarını inceliyor yazar.
Erkek deyince ne anlaşılıyor? Bu anlaşılan tanıma uymayan erkek toplumda nasıl karşılanıyor?
İsimlerini gizli tuttuğu çeşitli yaş grupları ve sosyal sınıflardan erkeğe bu konular hakkında fikirlerini soruyor yazar. 30-40 kişiyle konuşmuş. Toplumun çeşitli kesimlerinden konuştuğu erkeklerin bu konulardaki yorumunu almış.
Erkek deyince kabaca şunda hemfikir oluyoruz: “Para kazanma”
Bunu becerebilen erkek sayılıyor, beceremeyen dışlanıyor.
Yazarın konuştuğu insanlar da bu konuda aşağı yukarı hemfikir.
Eşcinsellik
Erkeklikle bağlantılı mesela askerlik, mesela eşcinsellik, mesela kadınlara bakış açısı… nasıldır, sormuş çeşit çeşit insana.
Askerlik de para kazanmak gibi erkeği erkek yapan bir unsur olarak görülmüş genelde.
Eşcinsellik ise adeta düşman başına.
“Şimdi, günümüzde artık o kadar genelev varken, piyasada o kadar kadın varken, atı eşeği hayvanı varken eşcinsellik niye?” diyen bir organizma var mesela. Bu organizma ile insan diye muhatap oluyoruz belki gün içinde: “Afedersin Yahudiyi, Hıristiyanı, Ermeniyi her şeyi kabul ederim, ama ben eşcinselleri dünya toplumunda kabul etmiyorum.”
Kadına Bakış
Peki bu çeşit çeşit erkeğin kadına bakışı nasıl? İşte orada çeşit meşit kalmıyor. En entelektüel, en aydın erkekler topluluğu da mevzu kadın olunca çirkinleşebiliyor. Ki bunu kendileri de kabul ediyor.
Konuyla ilgili görüşülen erkeklerden iş adamı olanlar, iş icabı bir çeşit rüşvet olarak kadın ikramından bahsediyorlar.
* Kitabı okuduktan sonra dedim ki normal insan sanarak muhatap olduğumuz insanların akıllarından kim bilir neler geçiyor?
Saygılarımla,
Hülya Erarslan
8 YORUMLAR
Gerçekten okuyabiliyorsun ya bu kitapları seni tebrik ederim Hülya. Benim daha senin yorumunu okurken sinirlerim tepeme fırlıyor. 21 yy’da olduğumuzun farkında olmayan bazı adamların, kadınlar hakkındaki bu tarz yargılarını duyunca bana sağdan sağdan geliyorlar 😡 Sonra çoşuyorum ve bir feminist yazı daha kaleme alıyorum 😉🙃
Benim de tadım kaçıyor ama merak ediyorum bir yandan 🙂
Sevgili Hülya,
Hem arkadaşının yüksek lisansı ile ilgili başına gelen olaya ve bir akademisyene hiç yakışmayan cevaba sinirlendiğim kadar aktardığın kitap içeriğine de çok sinir oldum. Ama alıp okuyacağım.
Keşke arkadaşının da o araştırmayı yapma fırsatı olsaydı. Ne güzel Türkiye’den bu konuda güzel bir kaynak araştırma çıkabilirdi. Belki doktora yapma fırsatı varsa, başka bir üniversitede bu araştırmayı yapar.
Hevesi kaçtı arkadaşımın tabii ama konu aklında, bir yolunu bulur o 🙂
“Milletin apış arası ile uğraşma.” Bu nasıl bir mantık hem de bir dekan… Ay cok sinir oldum. Ve gerçekten bu tür kitapları okuyabildiğiniz için tebrik ediyorum. Maalesef ben dayanamıyorum.
Bu mantık o kadar çok yerde var ki ne yazık ki 🙁
“Kaç nesil daha gerek bize bu zihniyetten kurtulabilmemiz için?” diye acı dolu bir soru beliyor aklımda bu tip olaylar duyduğum, şahit olduğum zaman. Bu bağnazlık yüzünden kaç hayat soluyor, kişisel özgürlükler duvarlar arasında çürüyor, eşcinsel insanlarımız şiddete maruz kalıyor ya da istismar ediliyor.
İnsan çok tehlikeli bir yaratık. Çok üzücü.
Elinize sağlık Hülya Hanım, arkadaşınıza selamlarımı iletiniz lütfen.
Sevgilerimle
Ben de öyle düşünüyorum, ama enseyi de karartmamak lazım. Yoluna girer her şey diye umuyorum.
Sevgiler