Gırgırına

+18

17 Haziran 2019

Öykü: +18 | Yazar:  Cem AlbayrakooğluYaşım daha yeni 18 olmuş. Üniversiteden arta kalan zamanlarımda babamın yanında çalışıyorum. Cebimde bolca harçlığın, altımda ilk arabamın olduğu, sevgili durumunun da fena olmadığı yıllar. Şimdi geriye dönüp baktığımda anlıyorum ki hayatımın en dertsiz tasasız zamanlarıymış.

İşte tam da bu dönemde bir gün amcam uğradı ofise. Hoşbeşin ardından sohbet “Nasıl gidiyor gönül işleri?” sorusuna dayanınca utana sıkıla “Oluyor işte kız arkadaşlarım,” diye geveleyince ben; “Gel akşam birlikte bir rakı içelim,” teklifinde bulundu. “Olur amca” derken babam girdi odaya.

“Ali’yle bir işin yoksa biz çıkıyoruz. Buradayken halletmek istediğim ufak tefek işler var. Bana yardımcı olur.”

“Ne işleriymiş bunlar?”

“İngiltere’deki ofise lamba alacağım.”

Lamba mı?!
Buradan İngiltere’ye lamba mı gider?
Hem ben ne anlarım lambadan?

Babamın şüpheli bakışları altındaki amcamın beni iteklemesiyle ofisten çıktık. Atladık arabaya, Taksim’e doğru gidiyoruz. Akşam üstü saatleri ve trafik tahmin edebileceğiniz gibi kilit. Amcam telefonu almış eline bir o Prekazi’yi arıyor, ısmarlamalar doğrultusunda istediği ürünü bulunamayınca bir diğerini. Sonunda Prekazilerin muhteşem satış teknikleri sonuç verdi ve amcam; “Tamam, tamam. Bize uyar, yolla” dedi.

Ben safı tabi hiçbir şey anlamıyorum o dakikalarda. Soramıyorum da. Görüşmeler nihayete erdiğinde amcam bir açıklama yapma ihtiyacı duymuş olacak ki “İşlem tamam oğlum,” dedi.

“İyi, işlerin bittiyse gidelim alalım lambaları, sonra da rakı içeriz.”

“Lambalar hazır. Lambaları takacağımız yeri de bulursak rakıyı içeriz.”

Mal mal bakıyorum acaba ne diyor bu adam diye.

Taksim tarafına geldiğimizde bölgenin en ünlü otellerinden birini işaret edip; “Burada Turgut diye bir arkadaşım var. Gidelim de bize bir rakı ısmarlasın,” dedi. Haydaa bir de başımıza Turgut çıktı diye düşünüyor ama sesimi de çıkaramıyorum. Tamam o da olur misali amcamın peşinden girdim sonunda otele.

Şifreli konuşmalar yeniden başladı. Allah’ım neler neler… Meğersem o dünya ne şifreli bir dünyaymış…

“Sende kredi kartı var değil mi?” diye sordu bir ara amcam. Olduğunu söyleyince “iyi” dedi ve konuyu kapattı.

Otelin restoranına geçtik. Rakılarımız yeni gelmişti ki Turgut masaya geldi. Kendisinin otelin resepsiyon müdürü olduğunu bu sırada öğrendim. Üçüncü kadehten sonra olduk mu adamla kanka. Hayatımın çeşitli dönemlerinde bu dostluğun ne derece yararlı olacağını tabi o anlarda bilmiyor, sadece gecenin keyfini çıkartıyordum.

Epey bir muhabbetten sonra Turgut amcama dönüp; “Abi verdiğin lamba siparişleri geldi. Nasıl yapalım?” diye sordu.

“Onları yukarı bırakın. Biz Ali’yle bakarız,” diyen amcamı bildiğin sohbete Fransız dinliyorum. Gece geç saat olduğu için derdim; “Ulan eve nasıl döneceğim?”

Ben bunları aklımdan geçerirken amcam; “Gel gitme sen, bu akşam burada kalırız,” demeye başladı.

“Nasıl olur, olur mu?” derken bir süre sonra bir baktım amcamla otelin odasında takılıyoruz. Birkaç dakika sonra kapı tıklandı.

“Oğlum aç bakalım kimmiş?”

Peki, deyip kapıyı açtım ki anam anam, kapıda iki tane lamba… Ama ne lamba, parıl parıl ışıldıyorlar sanki kristal avize.

Amcam kim gelmiş diye soruyor, bende ses yok. Oğlum kimmiş, diyor ben hâlâ lambalara bakıyorum.

Yanlış gelmişler herhalde, deyip tam kapıyı kapatacakken lambalardan biri girdi içeri. O noktadan sonra tüm misafirperverliğimle ağırlamaya çalıştım kendilerini ama anlaşabilmemiz mümkün değildi çünkü lambalar “Made in Russia” idi.

Dedim oğlum Ali, şimdi pratik yapma zamanı, hemen döktür İngilizce’ni. Bak ne fesatsınız hemen aklınıza neler geldi değil mi? Meğersem amcam İngilizcem gelişsin diye çağırmış…

Başladım İngilizce konuşmaya; ben döktürüyorum ama karşıdan gelen cevap, “No İngiliş, yes dujj.”

Amcam bir bana bakıp gülüyor, bir lambalara. Bir süre sonra; “Sana yan odayı ayırttım. Siz oraya geçin,” dedi. Amca demek baba yarısı demek, söz dinlememek olmaz, değil mi? Anında koluma giren Rus harikasıyla birlikte, bana verilen buyruk doğrultusunda paşa paşa yan odaya geçtim.

Türk-Rus ticaret konularından doğalgaz boru hattı sorununu çözdükten kısa bir süre sonra yan odadan telefon geldi. Ne oluyor, derken amcamdan duyduğum cümle “Hadi bizim odaya gelin,” oldu.

İyi gidelim de ne alaka, sanki komşuculuk oynuyoruz.

Geçtik amcamın odaya; amcam açmış bir şişe viski takılıyor. Onca rakının üstüne hem de… Oturduk lambalar ve biz; Türk Rus ilişkilerini konuşmaya devam ediyoruz. Hâlbuki benim konuşacak bir şeyim kalmamış 😝

Neyse o gece öyle, sohbet sohbet (🙈) gün doğumunu gördük…

Misafirlerimizi uğurladıktan sonra indik kahvaltıya. Kahvaltı bitimi otelden çıkacağız, resepsiyonda Turgut’la check out yaparken amcam; “Ver bakalım senin kredi kartını,” demez mi?!

Hesap kabarık. Kart babamın ek kartı.

Ik mık derken verdim kartı amcama. “Hesabı buradan al” cümlesiyle şak diye çekti Turgut ödemeyi karttan.

Sevgili resepsiyon müdürümüz “Abi gene bekleriz”lerle uğurlarken bizi, benim tek düşünebildiğim bunu babama nasıl açıklayacağım.

Otelden doğruca ofise geçtik. Babam; “Akşam gelmediniz, ne yaptınız?” diyor amcamdan gelen cevap; “Lambaları aldık, taktık.” Şaka gibi…

Artık babam anladı, anlamadı bilemiyorum. Hadi bakalım edası ile ses etmedi. Kredi kartının mevzusu bile açılmadı tabi.

Aradan bir ay geçti geçmedi; evde odamda takılıyorum, mutfaktan sinirli bir ses “Ali baksana” diye seslendi. Dedim, ahan da mıçtık. Gayet cool bir tavırla sanki hiçbir şey olmamış gibi gittim mutfağa.

“Kapıyı kapat, gel otur.”

Elinde kredi kartı ekstrası var, benim ise oturmaktan başka alternatifim yok. Oturdum masada karşısına.

“Oğlum bu otel harcaması ne alaka? Ne yapıyorsun sen?”

Vallahi, şöyle böyle kıvırıyorum.

“Nedir şöyle böyle olan?” deyince el mahkum anlatmaya başladım.

“Hani amcam gelmişti ya, lamba almaya gitmiştik ya…”

“Eee?!”

“O günden kalma bir harcama.”

“Amcan sana mı aldırdı lambaları?”

“Lamları o aldı da tesisi bana kitledi.”

“Nasıl yani??”

“Oteli bana ödetti.”

Babam bir dikeldi; “Vay herife bak sen! Terbiyesiz!! Yaptığı hovardalığı da bana ödetiyor,” diye ver yansın ediyor.

“Tamam oğlum Ali yırttın sen, olay amcana patladı,” diye düşünürken “Sen,” dedi “Şu kartı bir getir bakayım.”

Bende pişkin pişkin getirmesem falan filan derken tabi ki babam daha baskın çıktı ve aldı kredi kartını elimden. Üzerine de bin bir nasihat dinledim: “Aman oğlum bu tarz olaylara kaptırma kendini. Şöyle böyle…”

“Tabi ki baba, aşk olsun yapar mıyım bir daha,” deyip o günden sonra iflah olmadım dermişim…

Yok yok gırgırına sadece…
 
 
Cem Albayrakoğlu
 
 

BEĞENEBİLECEĞİNİZ İÇERİKLER

26 YORUMLAR

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 17 Haziran 2019 at 13:27

    Çok sevgili editörüm;
     
    Bir çırpıda okudum, çok keyifli bir yazı olmuş. Biraz Bahtsız Bedevi durumu söz konusu ama gençlik yılları işte herkesin kendine göre maceraları var. Eğlenceli bir arkadaşa benziyor aslında Can, gerçek olsa “Tanıştırsana beni” derdim 😂✌
     
    Kalemine sağlık

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 18 Haziran 2019 at 15:12

      😂😂😂
       
      Can’ı yazarken kimden esinlendiğimi birgün anlatırım sana 😝

  • Yanıtla Ilgın cenkçiler 17 Haziran 2019 at 13:32

    😂😂😂 Günün bu saati iyi geldi 😉

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 18 Haziran 2019 at 15:13

      Ahahahahahah canım benim, beğenmene sevindim 😘😘😘😘

  • Yanıtla Gökçe Çiçek Gönülaçar 17 Haziran 2019 at 13:57

    :)) Deneyim önemli tabii bazen pahalıya patlar.
     
    Harika..:)

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 18 Haziran 2019 at 15:14

      Ahahahahah haklısın Gökçecim, burada da bayağı pahalıya patlamış 🙃 Ahh ne diyelim erkek milletine oh olsun 😝

  • Yanıtla Beril Erem 17 Haziran 2019 at 14:56

    Hahaha, Didem’cim tam “busting the monday blues” yazısı olmuş bu 🤣🤣
     
    Hayatımda okuduğum en matrak hikaye, amcaya bak sen yaa! 😂😂😂😂

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 18 Haziran 2019 at 15:15

      Canıııımmm benim, beğenin beni her zaman onere eder, teşekkür ederim 😘😘😘

  • Yanıtla Sinem Çelebi 17 Haziran 2019 at 23:34

    Lambaaaa 😂😂😂😂 Bir çok yakıştırma duymuştum ama bu benzetme beni çok eylendirdi 🤣 Kaleminize sağlık Didem Hanım 😘

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 18 Haziran 2019 at 15:16

      Ahahahahah thank you Sinem Hanım. Öperim kocaman 😘😘❤️

  • Yanıtla İrem Savaş 18 Haziran 2019 at 09:17

    Didem Ablacım az önce işe geldim ve ilk dakikasında senin bu yazını okudum ahahaha günüm komik geçecek 😀
     
    Kalemine sağlık!

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 18 Haziran 2019 at 15:17

      🙃🙃🙃🙃
       
      Güzelliğim beğenmene çok sevindim. Keyifle geçsin tüm günün 😘😘😘😘

  • Yanıtla Hande S. Sinan 18 Haziran 2019 at 13:21

    Hikayeye ve yazının diline bayıldım. Aahan da mıçtık” benim de bir çok durum karşısında çok severek kullandığım bir laftır 😂

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 18 Haziran 2019 at 15:18

      Handeeeee inan o bölümü yazarken aklıma gelmiştin. Beğenmene çok sevindim bebek. Öperim canım 😘😘😘😘

  • Yanıtla Erhan Avcı 19 Haziran 2019 at 23:02

    Tek kelimeyle harika Didem Hanım.

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 19 Haziran 2019 at 23:04

      Çok teşekkür ederim. Beğenmenize sevindim 😁

  • Yanıtla Seda Çağlayan 20 Haziran 2019 at 01:11

    Amcaya bak sen ya, uyanık! Ama yine de eğitim şart sonuçta 🙂 Bu vesileyle bir erkek annesi olarak sana da amcaya, dayıya, kuzene dikkat diyeyim, zira baya yol göstermişsin 🙂
     
    Öperim çok çok, eline sağlık 🙂

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 20 Haziran 2019 at 08:00

      Olayın hiç bu tarafından bakmamıştım 🤔 Oğlumun da kızımın da cinselliği duygu ile öğrenmesini tercih ederim elbette ama çevremdeki hangi amcayı, dayıyı bunu yapmaktan alıkoyabilirim, onu bilmiyorum 😒

      • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 20 Haziran 2019 at 14:34

        Didem sen orasını merak etme. Demir için güzel planlarım var 😂😂😂

        • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 20 Haziran 2019 at 16:57

          😂😂😂😂😂
           
          Ben de tam olarak bundan korkuyorum zaten 😝

          • Demet Uncu 20 Haziran 2019 at 17:00

            Didemciğim ben de 🤣🤣

          • Didem Çelebi Özkan 20 Haziran 2019 at 17:01

            Hahahahahahahahahahah kahkaha attım kuzum 😂😂😂😂

  • Yanıtla Cem Albayrakoğlu 20 Haziran 2019 at 17:29

    Korkunun ecele faydası yok 😂😂😂

  • Yanıtla Atakan Balcı 21 Haziran 2019 at 10:59

    Aman Tanrı, ne amcalar, ne yeğenler var!… Çok yaygın bir durum gibi görünse de aman gökler korusun cinselliğin bu biçimde öğrenilmesinden. 🙂 Çok güzel, eğlenceli anlatmışsın yine, teşekkürler!… 🙂

  • Yanıtla Zeynep Mete 23 Haziran 2019 at 21:27

    Muhteşem bir anlatım…
     
    Lambaları parlatıp elektrik almanın yolunu gösteren akrabaya da aşkolsun 😉
     
    Kalemine sağlık sevgili editörüm

    • Yanıtla Didem Çelebi Özkan 26 Haziran 2019 at 13:00

      Canııımmm Zeynepcim öperim kocaman. Yorumun için de çoook teşekkür ederim 😘

    Cevap Yaz

    Yazı: Pembeden Yeşile Bütünlük | Yazan: İrem Savaş
    Girne Antik Liman
    Girne Antik Liman
    Öykü: Umarım Bu Gece Öldürülmem | Yazan: Didem Çelebi Özkan