
Yeni Turan | Halide Edip Adıvar
Bir cuma günü İstanbul Adalet Sarayı’nda işim vardı. Öğle arası oldu ve öğleden sonraya kadar beklemem gerekiyordu. Kütüphanede beklemeye karar verdim. Kütüphanede kitaplar arasında dolandım. (Bu arada çok zengin bir kütüphane sayılmaz.) Bu kitaba gözüm çarptı. Halide Edip Adıvar ismi ve çabuk bitirebileceğim hacmi olduğunu görünce alıp okumaya başladım.
Beğendim.
Turancılar – Osmanlıcılar
Hikaye 1931 yılında geçiyor. Kitap 1913’de yayınlanmış olsa da yazar böyle bir zaman uygun görmüş.
Ülkede Yeni Turancılar ve Yeni Osmanlıcılar çatışması var. İktidar Osmanlıcılarda ama Turancılar da çok aktif. Turancılar kadın-erkek memleketi karış karış dolaşıyor, mektepler açıyor, Türk-İslam içerikli bir eğitim veriyor. Kaya da çalışmaları neticesinde adı duyulmuş, başarılı, çalışkan, azimli bir kadın. Oğuz da onunla aynı yola baş koymuş olan teyze oğlu. Kaya ve Oğuz mitingler düzenliyor, ülkenin geleceğinin Turancılıkta olduğunu anlatıyorlar halka.
Ne Zaman Engellenecekler?
Kitabı okurken Kaya ve Oğuz’u ne zaman engelleyecekler, Oğuz’u ne zaman tutuklayacaklar, Kaya’yı nasıl susturacaklar diye endişeyle okudum.
Endişelerim yerini buldu mu okursanız görürsünüz. 😉
Din Elden Gidiyor
Kadın erkek birlikte çalışan, mektepler açan, mekteplerde yurdun tüm çocuklarına eğitim vermeye gayret eden, memleketi karış karış dolaşarak Yeni Turan ideolojisini yaymaya çalışanlara karşı tipik bir tepki dile getiriliyor:
“Din elden gidiyor.”
Halkın Turancılara desteğini gören Osmanlıcılar “Din elden gidiyor” kozuna başvuruyorlar.
Çünkü;
“Dini komşusunun her hareketine müdahale, sırf her medeni şeye karşı bir duvar bilen cahil takıma bu yeni yetişen gençleri dinsiz göstermek kabildir.”
Kımız İsterim
Kendimi milliyetçi, Vatan-Millet-Sakarya insanı olarak görmüyorum. Bunların göze sokulmasından da rahatsızlık duyarım.
Gelgelelim bu hikaye beni rahatsız etmedi. Şaşırdım kendime, başkası anlatsa hamaset dolu bulurdum, ama bunu bulmadım.
Hatta Yeni Turancı baş karakter kadın olan Kaya’nın “İlle de kımız isterim” diye tutturması bile rahatsız edici gelmedi. Romanın kurgusundan mı, Halide Edip’in dilinden mi acaba, bilemedim.
Türk Milliyetçiliğinin İncil’i
Kitabın arkasında yazdığına göre; Ömer Seyfettin bu kitap için “Türk milliyetperverliğinin bir İncil’i sayılabilir” demiş.
O derece yani, vaaov.
Saygılarımla,
Hülya Erarslan
No Comments