Kreutzer Sonat | L. N. Tolstoy
Kadın düşmanı içeriği ile son derece sinir bozucu bulduğum bir Tolstoy eseri. Zaten Tolstoy’un da pek kadın dostu olduğu söylenemez sanırım.
Kreutzer Sonat | Genelevde Başlayan Hikâye
Evliliklerin aldatmaca olduğunu, kimsenin tek eşli olmadığını ve benzerini anlatan adamımız başlıyor neden böyle düşündüğünü çocukluğundan itibaren anlatmaya.
Adı Pozdnışev. On altı yaşındayken ağabeyi ile geneleve gitmeye başlamış. Geneleve gitmenin yaygın olmasından, büyükler tarafından destek görmesinin yanı sıra devlet tarafından da teşvik edilmesinden, doktorlar tarafından gerekli sağlık koşullarının sağlanmasından bahsediyor. Sonra da o doktorların frengiyi tedavi etmek için uğraşmalarının saçmalığına değiniyor. Halbuki frengi hastalığına harcanan çabaların yüzde biri cinsel ahlâksızlığın kökünün kazınmasına harcanmış olsaymış zaten frengi olunmazmış.
Adam genelevdeki deneyiminin ardından artık bir şehvet düşkünü olduğunu söylüyor. Kadınlarla basit, saf, kardeşçe ilişki kuramaz hale gelmiş.
Otuz yaşına kadar böyle yaşadıktan sonra artık saf, temiz bir kızla evlenmeye karar vermiş. Kriterlerine uygun birini bulan adam sonunda evlenmiş.
Kreutzer Sonat | Kadınlar
Karısına aslında aşık olmamış, aşık olduğunu sanmış. Onu güzel kıyafetler içinde görünce, biçimli vücudunu beğenince aşık olduğunu zannetmiş. Karısını kendisi seçmiş gibi görünse de erkeğin sadece görünüşte seçen olduğunu, gerçekte ise kadının seçtiğini, kadınların koca avcısı olduğunu anlatıyor.
Mağazalarda genellikle kadınlar için ve kadınların geçici heveslerini tatmine yönelik şeyler olmasından yola çıkarak her yerde kadın egemenliğinin hüküm sürdüğünden bahsediyor.
Cinsel ilişkinin korkunç bir kötülük olduğunu söylüyor. (Kitap karakterine bunu söyleten ve kimisine göre bu kitapta kendi evliliğini anlatan Tolstoy’un on üç çocuğu var.)
Kreutzer Sonat | Evlilik
Cinselliğin bitmesi ve para sorunlarının baş göstermesi nedeniyle bazı kavgalar yaşamış karısıyla.
Bu kavgaların yalnızca kendi evliliğinde olduğunu sanmış o zamanlar:
“Beni üzen korkunç bir düşünce daha vardı kafamda: Başkalarının evlilikleri yolunda giderken, karısıyla arasında beklediğine hiç benzemeyen, kötü bir yaşam sürdüren tek kişi bendim. O zamanlar bunun ortak bir kader olduğunu ama benim gibi herkesin de bunu kendi talihsizliği olarak gördüğünü (…) bilmiyordum.”
Halbuki kavgalarını birine anlatsa hemen “Her evlilikte böyle şeyler olur, takma” diyen olurdu.
Kreutzer Sonat | Mizojini
Adamın gerek kadınlarla gerek evlilikle gerekse de cinsellikle ilgili buraya yazarak tekrar sinirlenmek istemediğim birtakım eril düşünceleri var. 1889’da yayımlanan kitap sadece beni değil pek çok okuru da sinirlendirmiş olacak ki kitabın sonunda Tolstoy’un bu kitabın ardından gelen eleştiri ve sorulara yanıtı var. Kendi dünya görüşünü ve din yorumunu anlatmış.
Haklı/haksız ayrımını yapamayacağım. İlişkilere dair çıkarımlar hep yaşadıklarımızdan, tecrübe ve gözlemlerimizden oluşuyor. Örneğin hayatında hiç aldatılmamış birinin ilişkilerinde sadakat ve güvenle ilgili kafasına takılan şeyler olmayacaktır. Çünkü bunu düşünmesini gerektiren bir durum olmamıştır. Ama bunu deneyimlediğinde artık onun da bu konuda söyleyecekleri olacaktır.
Tolstoy da anladığım kadarıyla bu minvalde bir şeyler yaşamış. Bir ağzı yanma durumu olduğunu sanıyorum.
Saygılar,
Hülya Erarslan
No Comments